İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da dün verdiği cuma hutbesinde Hamas lideri İsmail Heniyye için dua ettiği gerekçesiyle gözaltına alınıp bir süre sonra serbest bırakılan Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, işgal rejimin hedefinin "gerçeklerin dillendirilmesini ve Aksa'ya yönelik ihlallerin eleştirilmesini engellemek" olduğunu söyledi.

Mescid-i Aksa'da verdiği cuma hutbesinin ardından gözaltına alınan ve 8 Ağustos'a kadar Aksa'ya giriş yasağı getirilerek serbest bırakılan 85 yaşındaki Şeyh Sabri, AA muhabirine konuştu.

Heniyye için dua ettiği cuma hutbesinin ardından işgal medyası ve aşırılıkçı örgütlerin kendisi aleyhinde vahşice ve kasıtlı bir kışkırtma kampanyası başlattığını söyleyen Sabri, "Böylece işgal polisine beni gözaltına alması ve sorgulaması için baskı yaptılar. Fiilen dün saat 16.00'da istihbarat ve sınır muhafız güçleri sorgu için gelmemi istedi." dedi.

Kendisine tümüyle temelsiz ve doğru olmayan suçlamalar yöneltildiğini vurgulayan Şeyh Sabri, "Bu suçlamalar arasında 'Kudüs halkını İsrail hükümeti aleyhinde kışkırttığım, bir terör örgütü üyesi olduğum, devlete karşı olduğum ve İsrail devletine ihanet ettiğim' gibi konular yer alıyordu. Ancak sorulara verdiğim cevaplarla tüm bu suçlamaları boşa çıkardım." diye konuştu.

"Aksa'da 51 yıldır hutbe veriyorum, Kur'an'a ve sünnete bağlıyım"
Şeyh Sabri, "Mescid-i Aksa'da 51 yıldır hutbe veriyorum. Kur'an-ı Kerim'e ve Hazreti Peygamberin sünnetine bağlıyım. Dini görevimi yerine getiriyorum ve ağzımdan kışkırtmaya yönelik hiçbir söz çıkmamıştır." ifadelerini kullandı.

Kendisine "daha önce İsmail Heniyye ile görüşüp görüşmediğinin" sorulduğunu aktaran Sabri, şunları kaydetti:

"Hayır, dedim. Daha önce İsmail Heniyye ile görüşmediğimi söyledim. Hamas ile ilişkim olup olmadığını sordular. Hamas'la veya herhangi bir örgütle, bir terör örgütüyle ilişkimin olmadığını söyledim."

"Aksa'ya giriş yasağı getiren karara imza atmamı istediler, reddettim"
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin belirlediği program üzerine görevini yerine getirdiğini belirten Şeyh Sabri, "Hatiplerin şer'i esaslara göre görevlerini yerine getirdiklerini ve kışkırtma ile ilişkilerinin olmadığını belirttim. Olayın özeti budur." ifadelerini kullandı.

İşgal rejimin soruşturmayla bir sonuç elde edemediğini belirten Sabri, şunları söyledi:

"İstediğimizde gelmeni istiyoruz, dediler. Ancak soruşturmada beni suçlayacak hiçbir şey çıkmadı. Sonunda işgal polisi, idari bir karar çıkarmak durumunda kaldı. Polisten bir yetkili gelerek 'beni 1 hafta Mescid-i Aksa'dan uzaklaştırma kararı verdiklerini ve bu kararın 6 ay daha uzatılmasının mümkün olduğunu' bildirdi. Buna ne diyorsun, dedi. Ben de 'bu kararın yanlış olduğunu, dini ibadet özgürlüğüyle çeliştiğini, reddettiğimi ve buna bağlı kalmayacağımı' söyledim. Benden karara imza atmamı istediler, imza atmayı reddettim."

"Onlara 'Aksa'nın yalnızca Müslümanların olduğunu Yahudilerle ilgisi olmadığını' söyledim"
Mescid-i Aksa'ya düzenlenen baskınlara dikkati çeken Şeyh Sabri, şu ifadeleri kullandı:

"Gaspçı İsraillilerin ve aşırılıkçıların hedefleri bellidir; hak sözün yükselmesini, işgal güçlerinin azgınlıklarının ve özellikle Mescid-i Aksa'ya yönelik taşkınlıklarının eleştirilmesini istemiyorlar. İşgal güçlerinin bütün derdi, Aksa'ya baskın düzenleyen gaspçıların yaptıklarına karşı benim susmamdır. Kendilerine 'benim pozisyonumun imanî ve stratejik bir pozisyon olup bunun hiçbir şekilde değişmeyeceğini ve Aksa'nın yalnızca Müslümanların olduğunu, Yahudilerle ilişkili bir yer olmadığını' söyledim.

Aksa'ya yönelik baskınlar her zaman koruma altında yapılıyor. Baskınların koruma altında yapılması bunun bir saldırı olduğunun, Aksa'nın kendilerine ait olmadığının bir delilidir. Şayet onların olsaydı, herhangi bir korumaya ihtiyaç duymaksızın Aksa'ya girerlerdi."

"Mescid-i Aksa'nın toprağı, vazgeçmeye ya da ödün vermeye açık herhangi bir alan değil"
Tutumunun açık ve net olduğunu vurgulayan Şeyh Sabri, "sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu müzakereye açık herhangi bir alan değildir, Aksa'nın toprağı vazgeçmeye ya da ödün vermeye uygun bir alan değildir."

AA