Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2024 YKS resmi tercih işlemlerinin başlamasıyla doğru tercih ve meslek seçimi konusunu ele aldı.

Gençlerin kararı nasıl vermeleri gerektiği konusunda da Prof. Dr. Tarhan, “Meslek seçimi sadece para kazanmak ve iyi bir statü sahibi olmak için değil, aynı zamanda kişinin kapasitesini ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilmesi için yapılmalıdır. Popülist yaklaşımlar veya başkalarının beklentileri doğrultusunda meslek seçimi yapmak yerine, kişinin kendi ilgi alanlarını ve yeteneklerini göz önünde bulundurması önemlidir.” diye konuştu..

Gençler hayatlarındaki en önemli kararlardan birini alma dönemine girdi

Tarhan, şu anda gençlerin hayatlarındaki en önemli kararlardan birini alma dönemine girdiklerini, bunun da meslek seçimi olduğunu ifade ederek, bu kararın, onların geleceğini belirleyeceğini ve bu yüzden heyecanlanmalarının oldukça doğal olduğunu söyledi.

“İnsan hayatında iki kritik karar vardır: Biri meslek seçimi, diğeri eş seçimi. Bu iki kararda da seçim yapmadan önce gözlerinizi dört açın, seçim yaptıktan sonra ise gözlerinizi yarım açın diyoruz. Çünkü karar verildikten sonra sürekli sorgulamak huzuru kaçırır. Bu yüzden şimdiden iyi düşünmeleri gerekiyor.” diyen Prof. Dr. Tarhan, tercih döneminde rehberler ve danışmanlar yardımcı olarak, puanlara ve isteklere göre doğru tercihler yapılmasını sağlayacak yönlendirmeler sunduklarını anlattı.

Meslek seçiminde 3 ana kriter!

Ayrıca tercih robotlarının da var olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Bunlar otomatik olarak yardımcı oluyor. Ancak kişinin öncelikle ne istediğini iyi bilmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalara göre, gençler meslek seçiminde en çok üç ana kritere önem veriyor: ‘geliri iyi olmalı, mutluluk getirmeli ve rahat olmalı’. 2018 yılında Malatya'da yapılan bir çalışmada, bine yakın öğrenci üzerinde bu kriterlerin öne çıktığı görülmüş. Bu sonuçlar bize düşündürücü bilgiler veriyor. Meslek seçimi sadece para kazanmak ve rahat yaşamak için yapılmamalı. Aynı zamanda kişinin kapasitesini en iyi şekilde kullanmasını ve kendini gerçekleştirmesini sağlamalı. Ne yazık ki, dünyada genel olarak kısa vadeli düşünme ve rahatlık arayışı yaygınlaşmış durumda. Eğlence sektörünün zirveye çıkması bunun bir sonucu olabilir. Öyle gençler de var ki hedefi belli olan, ideali olan, ne istediğini çok iyi bilen, ama bunlar azınlıkta.” şeklinde konuştu.

Aile bağları güçlü olan gençler şanslı…

Gençlik dönemi, akıldan çok duyguların baskın olduğu bir dönem olduğunu söyleyen Tarhan, “Ergenlik dönemi aslında 22 yaşına kadar sürer, sadece 18 yaşına kadar değil. Bu dönemde duygular ve hisler baskındır, bu yüzden gençlerin kolaycı olmaları normaldir. Böyle durumlarda, iyi bir sosyal destek ve aile desteği varsa, gençler doğru kararları daha kolay alabilirler. Ailelerin, çocuklarına sadece isteklerini değil, doğruları yapmaları konusunda destek olmalı. Aile bağları güçlü olan gençler bu konuda daha şanslıdır. Ancak bazı aileler, çocuklarına hangi mesleğin uygun olduğunu söyleyerek, onların kendi karar verme becerilerini köreltiyor. Bu da yanlış bir yaklaşımdır. Gençlerin kendi isteklerini ve doğruları keşfetmelerine izin verilmelidir. Aileler, çocuklarının kendi kararlarını vermelerine olanak tanımalı ve onlara rehberlik etmelidir.” şeklinde konuştu.

Son karar gençlerde…

Gençlerin kararı nasıl vermeleri gerektiği konusunda da Prof. Dr. Tarhan, “Gençler, ailelerinden, okullarından, öğretmenlerinden ve tercih danışmanlarından alacakları bilgilerle son kararı kendileri vermelidir. Bu kararın sorumluluğunu ve yükünü taşıyacak olan gençlerin kendileridir. Ancak anne babanın da uyarı görevi vardır. Anne babalar, çocuklarının hangi konulara yatkın olduklarını, istedikleri mesleğin gerekçelerini açıklayarak yardımcı olabilirler. Son kararı çocuklarına bırakmalı ve onların özgür iradesine saygı göstermelidirler.” dedi.

Zorla bir şey yaptırmak işe yaramıyor

Yanlış bir karar bile olsa, gençler bu deneyimden ders çıkaracağını ve gerektiğinde bedelini ödemeye hazır olacağını da dile getiren Tarhan, “Zorla bir şey yaptırmak, çoğu zaman işe yaramaz ve çocuğun motivasyonunu düşürür. Bu nedenle, anne babalar bütün gerekçeleri sunarak gençlerin düşünmesini sağlamalıdırlar. İlk anda gençler anne babalarına karşı çıksa da soğukkanlı düşündüklerinde çoğu zaman bu uyarıları kabul ederler. Anne babanın uyarı görevi burada çok önemlidir. Zorla ve buyurgan yaklaşımlar ilişkileri bozabilir. Çünkü başka anne ve baba yok ve bu ilişkiler meslek seçiminden daha önemlidir.” diye uyarıda bulundu.

Ebeveynlerin en büyük hatası çocuklarının yerine karar vermek!

 

Ebeveynlerin yaptıkları hatalara da değinen Prof. Dr. Tarhan, “Ebeveynlerin yaptıkları en büyük hata, çocuklarının yerine karar vermektir. Onlar adına tercih yaparak, aşırı kontrolcü ve müdahaleci bir tutum sergileyen anne babalar, çocuklarının özgür iradesini baskılarlar. Bu durum, çocukların kendi hayatlarını ve kararlarını sorgulamalarına ve bazen protesto etmelerine neden olabilir.” dedi.

Aşırı sevgi ve disiplinin, çocukların kendi kararlarını verme yeteneklerini köreltebileceğini de kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarını ikna ederek ve onların fikirlerini alarak yönlendirmeleri gerekir. Meslek sadece, para kazanmak, iyi bir statü sahibi olmak değil, kapasitesini, yeteneklerini, potansiyelini en iyi şekilde nasıl kullanacağını görmesi, başarması önemli.” diye konuştu.

“Popüler ve alkış toplayan meslekler değil ilgi alanınıza uygun meslekleri seçin!”

Bir insanın hayatının üçte birinin mesleğiyle geçtiğini bu yüzden, kişinin bu süreçte doyum sağlayıp mutlu olmasının çok önemli olduğunu belirten Tarhan, “Popüler veya alkış toplayan meslekler yerine, kişinin kendi yeteneklerine ve ilgi alanlarına uygun meslekleri seçmesi gerekmektedir. Kendini gerçekleştirme ve aşma, meslek seçiminde önemli kriterlerdir.” dedi.

Başkalarına iyilik yapmayı seven insanların başarılı olabileceği meslekler var

Hintli milyarderin, büyük başarılara rağmen mutlu olmadığını ve gerçek mutluluğu, engellilere yardım ederek bulduğunu söylediğini anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Bu hikâye başkalarına yardım etmenin ve sosyal fayda sağlamanın önemini vurguluyor. Özellikle sosyal alanlarda, başkalarına iyilik yapmayı seven insanların başarılı olabileceği meslekler vardır. Tıp, çocuk gelişimi ve askerlik gibi meslekler, fedakârlık ve özveri gerektirir. Bu meslekler, başkalarına yardım etmek ve topluma katkı sağlamak isteyen kişiler için uygundur. Bencil insanlar bu mesleği seçerse yapamaz. Çünkü, fedakârlık isteyen meslekler. Gece uykusundan feragat edeceksin.” diye konuştu.

Meslek seçiminde kişilik özellikleri önemli!

Meslek seçiminde kişinin kişilik özelliklerinin büyük önem taşıdığına vurgu yapan Prof. Dr. Tarhan, “Yardımsever misiniz? Mükemmeliyetçi misiniz? Reformist misiniz? Meydan okuyan bir lider misiniz? Keşifçi misiniz? Hayatı sorgulayan ve araştırmacı biri misiniz? Kişinin bu özellikleri, seçeceği bölüm ve üniversite açısından önemlidir. Örneğin, araştırmacı bir kişilik yapısına sahipseniz, araştırma alanında derinleşebileceğiniz bir bölüm ve üniversite seçmelisiniz. Üniversiteler birer ekosistemdir ve üniversitenin vizyonu, yeni deneyimlere ve yenilikçi fikirlere açık olması, proje odaklı olması ve kendini geliştirmeye yönelik bir kültürü desteklemesi de önemlidir.” şeklinde önemli bilgiler verdi.

Bilimi, bilim için yapma anlayışı eski anlayış

Üniversitenin sadece meslek değil kültürü de öğrettiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Üniversitelerin dört tane önemli fonksiyonu var. Birincisi meslek edindirmek. İkincisi, araştırma ve geliştirme (ARGE) yapmayı teşvik etmek. Üçüncüsü toplumu bilgilendirmek ve bilimin toplum için yapılmasını sağlamak. Dördüncüsü de bilginin sanayileşmesi ve üretime dönüştürülmesi. Üniversitenin vizyonu bu dört alanda güçlü ise öğrenciler hem mesleklerinde hem de hayatta başarılı olabilirler. Her üniversitenin belirli güçlü alanları vardır ve bu alanlarda özelleşmiş, başarılı olan üniversiteleri tercih etmek de önemlidir. 21. yüzyıl becerisi, Birleşmiş Milletler tarafından üniversitelere konulmuş hedeftir. Yani bilimi, bilim için yapma anlayışı eski anlayış. Bilim toplum için yapılır. Onun için, bilginin, sanayileşmesi, bilginin, üretime dönüştürülmesi önemli. Toplumu bilgilendirmek önemli. Üniversite bir ekosistem olduğu için, o ekosisteme girmek önemli. Bizim üniversite diploma için değildir. Üniversite, mesleki akademik, başarı için de değildir. Hayat başarısı için önemlidir. Hayat felsefesini de öğretebilecek, sosyal ve duygusal, becerileri de öğretebilecek bir üniversite ortamı olması gerekir. Şehir üniversiteleri bu konuda daha avantajlı.” şeklinde sözlerini tamamladı. (İLKHA)