Abdulkadir Turan / Doğruhaber / Rehberlik
İbn-i Abbas’tan (RA) rivayet edilmiştir. Resulullah (SAV) buyurdu: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onun değerini bilmezler: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhari)
Hayatta başarı, boş vaktin değerlendirilmesinden ibarettir.
Her başarılı insan, iyi bir vakit mühendisidir. Vakit, bina yapılacak arsadır. Arsayı kötü kullanan hiç kimse, iyi bir mühendis sayılamaz. Mühendisin başarısı, elindeki arsayı en iyi şekilde değerlendirmesiyle ölçülür. Bizim de başarımız, zamanı en iyi şekilde kullanmamızla belirlenir.
Resulullah (SAV) nasihat ettiği bir adama şöyle dedi:
“Beş şeyden önce beş şeyin değerini bil: Yaşlılığından önce gençliğinin, hastalığından önce sağlığının, meşguliyetinden önce boş vaktinin, yoksulluğundan önce zenginliğinin, ölümünden önce hayatının.” (Tenbih’ül-Ğafilin)
Bunun ışığı altında Ahmet Kabaklı’nın şu satırları üzerinde düşünmekte yarar var:
“Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah 86.400 dolar para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın, ertesi güne transfer edilemez. Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabii ki hepsini harcamaya çalışırsın: Hepimiz, zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz.
Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüşü yok, saniyelerini şu anı yaşayarak harca, en iyisi bunlarla yatırım yap.
Mutluluk, sağlık ve başarı için. Zaman kaçıyor. Her gün için en iyisini yap.
Bir sevenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için 8 aylık bir bebek doğuran bir anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe sor.
Bir saatin değerini anlamak için kavuşmayı bekleyen sevenlere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.
Her anını değerlendir, her dakikanı özel biriyle paylaş. Zamanına ortak edebileceğin kadar özel biriyle…
Unutma! Zaman, hiç kimse için durmaz. Geçmiş zaman tarihtir. Gelecek zaman sırlar, meçhullerle dolu.
Sadece şu an, sana verilen gerçek bir armağandır.
Bu hafta dostluk haftası olsun. Arkadaşlar bulunmaz mücevherlerdir. Bizi üzerler, cesaretlendirirler ve zaman zaman avuturlar. Kalplerini bize açarlar. Arkadaşlarına onları sevdiğini göster.
Arkadaşlık mesajını herkese gönder, cevap alırsan bütün hayatın için bir dostun bulunduğunu anlarsın.
Onlara ne kadar çok ihtiyacın olduğunu ve senin için ne kadar önemli olduklarını dikkatle denersen görürsün.”
Zaman konusunda belki en önemli hususlardan biri, sorumluluk sahibi olmaktır. Sorumluluk sahibi olmak, hesap vermeyi gerektirir. Rabbine hesap, kendine hesap ve başkalarına hesap… Her gün en az bir kez gözleri kapayıp günün hesabını Allah’a vermek… Her gün en az bir kez “Ben, bugünü nasıl geçirdim?” diye bir değerlendirme yapmak… Ya da özel birine, anneye, babaya, bir arkadaşa… Günün hakkında hesap vermek… Sonra, bir sonraki güne daha iyi hazırlanmak, sonraki günü daha kârlı geçirmek…
İnsan, insanın müfettişidir. Hesap vermeyenin hatası çok, kazancı daima az olur. Zaman geçiyor, ya değerlendirirsin ya da kaybedersin. Hayat, seni beklemez.
Sen sermayesi buz olan adamsın. Sermayen, bir daha gelmemek üzere eriyor.