Ataşehir'deki ödül töreninde konuşan Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yarışmaya katılan ve emeği geçenlere teşekkür etti.
Törende izletilen ve birinci seçilen kısa filmdeki 1 dolar sahnesine atıfta bulunan Tekin, "15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı muhtemelen bugün Gazze'de yaşayan çocuklarınkine benzer, özgürlükleri, iradesi elinden alınmış bir Türkiye ile karşı karşıya kalacaktık. O gün Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türk milletinin şanlı direnişine hep beraber eşlik ettik ve çok şükür, benzeri bir tabloyla karşılaşmadık. Allah bu ülkeyi, bu milleti bir daha bu tür olaylarla karşı karşıya getirmesin." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta "One minute!" dediği günün, Türkiye'de FETÖ'cülerin ayaklanmaya başladığı dönem olduğunu iddia ettiğini söyleyen Bakan Tekin, "Türkiye'de FETÖ'cüler ve onların arkasında, onların maşa olarak kullandığı emperyal güçler, bugün Gazze'de yaşadığımız olayları, Gazze'de yaşadığımız sömürü düzenini devam ettiremeyeceklerini düşündükleri için Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye'deki demokratik siyasal yaşamı kesintiye uğratmak için faaliyetlerine başladılar, bu benim kişisel kanaatim." ifadelerini kullandı.
Tekin, 2009'dan itibaren özel okul ve dershane sektöründe bir B planı arayışına girildiğini dile getirerek, "Uluslararası bir fon üzerinden Türkiye'de okullar satın aldırdılar. 'Artık hükûmetle savaşa gireceğiz, dolayısıyla kendi alanlarımızda korunaklı bir alan oluşturalım.' 2009 tarihini ve Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasını zikretme sebebim, bugün Gazze'de yaşadıklarımızın, bu zulmü yapan İsrail ve onun arkasındaki uluslararası güçlerin Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik başlattıkları süreçle çok yakın bir ilişkisi var." diye konuştu.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren yürürlüğe gireceğini anımsatan Tekin, yarışmanın temasıyla modelin birebir örtüştüğünü ifade etti.
Bakan Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde çocuklarımızın güzel Türkçemize, ana dilimize vakıf, onu güzel kullanan, kendisini güzel ifade eden, bu dille hikâyeler, şiirler yazabilen, film senaryoları yazabilen gençler ve bireyler olarak yetişmesini istiyoruz. Bu vesileyle çocuklarımız, gençlerimiz, kendilerini toplumsal yaşamın her alanında daha güzel ifade edecekler, meramlarını daha iyi anlatabilecekler. Toplumsal ilişkilerini daha iyi dizayn edebilecekler. Aileleriyle, ebeveynleriyle daha güzel, daha sağlıklı ilişkiler kurabilecekler diye öngörüyoruz çünkü bu yaşadığımız problemlerin bir kısmının sebebinin gençlerimizin, çocuklarımızın kendilerini doğru kelimelerle, doğru tanımlamalarla ifade edememelerinden kaynaklandığını düşünüyorduk. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle bunu yapmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi bu ülkenin geleceği, demokrasisi, hukuk devleti vasfı, bağımsızlığı tehlikeye düştüğü zamanlarda gençlerin ülkenin değerlerine ve bu milletin iradesine sahip çıkmalarını arzu ettiklerini belirten Tekin, "Dünyanın neresinde olursa olsun zulüm gören mazlum milletlere gençlerimizin, çocuklarımızın, vatandaşlarımızın sahip çıkmasını, onlarla hemhal olmasını arzu ediyoruz." dedi.
Öğrenci ve okul sayısı, toplumla ilişkiler anlamında Türkiye'nin en büyük bakanlıklarından olduklarını söyleyen Tekin; ailelerin, kamu kurumlarının, diğer bakanlıkların ve sivil toplum kuruluşlarının en önemli paydaşları olduğunu söyledi.
"Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz"
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan da çalışmanın paydaşı olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Vakfın 70 yılı aşkın bir eğitim geleneğinin temsilcisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, yarışmada dereceye giren öğrencileri Bosna Hersek gezisinde misafir edeceklerini söyledi.
Gezinin öğrenciler için güzel bir tecrübe olacağını ancak Filistin'deki çocuklar için zorlu bir sürecin yaşandığını anımsatan Bilal Erdoğan, "Artık dokuz ayı bulan bir süredir İsrail kan, gözyaşı, zulüm yağdırıyor ve maalesef bütün Batı kamuoyu başta olmak üzere dünya da bunu durdurmaktan aciz. Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Türkiye'de yetişen her bir çocuğumuzun, dünyada zulümleri bitirmek için rol sahibi olma yükümlülüğümüz olduğunu hissetmesini sağlamalıyız çünkü ecdadımız bunu başarmış." dedi.
Bilal Erdoğan, Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim'den örnekler vererek, "O ecdadın torunları, dünyada bu tür zulümleri bitirme hassasiyetini, sorumluluğunu üzerinde taşıdığını bilerek yetişirse eminim ki 21. yüzyıla damga vurma ihtimali, imkânı, şansı olan bu millet bu yüzyıla 'Türkiye Yüzyılı' dedirtecek ve Kudüs başta olmak üzere dünyada süregelen zulümleri bitirmede öncü, önder ve lider olacak. İnşallah bu çocuklarımız ve onların çalışmalarını takip eden, bu yarışmalara katılan bütün çocuklarımız da zulüm olduğu zaman ne hissetmesi gerektiği, özellikle dindaşlarımız, soydaşlarımız, gönül coğrafyamızı paylaşan insanlara zulüm isabet ettiğinde nasıl hareket etmemiz gerektiği konusunda daha hassas yetişecekler." diye konuştu. (İLKHA)