BİNGÖL - Bingöl'ün kanat önderlerinden Molla Sahap Korkutata, hicri yılbaşı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Hicretin ve hicri yılbaşının önemine değinen Korkutata, hicretin bir korku veya kaçış olmadığını, aksine yeni bir başlangıcın olduğunu söyledi.
Korkutata, "İçinde bulunduğumuz bu muharrem ayı İslam âleminde hicri yılın başıdır. Bu İslami bir yılbaşıdır. İnsan bu ayda geçmişini ve gelece dair programlarını hesaba çekmeli. Hz. Resulullah (sav) bu yılda hicret etmiştir. Tabi Hz. Peygamberimiz hicret etme niyetinde değildi. Bir peygamber kötülükten kaçacak bir yapıda değildir. Hiç bir peygamber davasından vazgeçecek, tebliği bırakacak ve can korkusundan dolayı kaçacak karakterde değildir. Çünkü peygamberlerin özelliklerinden bir de metanettir. Onlar cesurdurlar. Hiç bir zaman Allah'tan başka kimseden korkmazlar. Çünkü Allah ayetinde insanlardan değil benden korkun buyuruyor. Çünkü yegâne hâkim Allah'tır. Mesela Habeşistan'a hicret edenler korkarak kaçmamışlardır. Belki bu ilahi bir hikmettir. Burada hizmetlerin elverişli olmaması sebebi şuna bağlanır. Oraya gidip Habeşistan halkına kendinizi ve dininizi tanıtacaksınız. Esasen insan İslamı, peygamberi ve şeriatı hakikaten özüyle tanımış olsa ve bir da fıtratını bozmamış olsa o insan İslamı tanır ve kucaklar. İşte Habeşistan'a edilen hicrette Medine'ye edilen hicret gibidir. Nasıl ki Hz. Peygamberimiz Medine'ye hicret ettiğinde Medine halkı aydınlık doğdu üzerimize diyerek aydınlığı tanıdılar. Çünkü İslam bir aydınlıktır. Ve o insanlar ki kendilerine ensar ismi takılmış. Örneğin Hz. Cafer Habeşistan'da öyle bir duruş sergiliyor ki Habeş kralı ağlıyor. Sakalları ıslanıncaya kadar ağlıyor. Ve nitekim bu duruş Habeşistan'ın elde edilmesini sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Medine'ye hicretin yeni bir başlangıç olduğunu dile getiren Korkutata, "Medine'ye hicret Mekke'den kaçış değildir. Belki davetin önünün tıkanmasından dolayı yeni bir mecraya kaymaktır. Çünkü bir Uhud savaşında Hz. Peygamber'imizin başına gelen Mekke'de gelmemiştir. Bir Hendek savaşı yine aynıdır. Yani Medine'ye geliş rahatlık için değildir. Örneğin Musab Bin Umeyr'in hicretine bakın. Muhacir olarak gitti, muallim oldu. Gidip orda rahatlık peşinde koşmadı. Ve nitekim şehid edildi. Musab'ın Medine'ye gidişinden sonra İslam'ın girmediği hane kalmadı. Buda Allah'ın kelamının güzelliğiydi. Ve hazırlanan bu zeminle hicret gerçekleşti. Yani bu hicret tamamıyla yeni bir başlangıcın ilk seferidir. Gidilen yerde de hak ve batıl mücadelesi devam etmiştir. Yani Hz. İbrahim'de böyle yapmıştır. Hz. Musa' da hicret etmiştir. Ve dikkat edelim hicretin ötesinde de mücadele vermişlerdir." dedi. (Salih Gönül/Enis Ağırbaş - İLKHA)
"Hicret yeni bir başlangıçtır"
Molla Sahap Korkutata, hicretin bir korku veya kaçış olmadığını, aksine yeni bir başlangıcın olduğunu söyledi.
05.11.2013 13:27:02 / Kültür & Sanat