Cesaretiyle, siyasi duruşuyla ve vatanseverliğiyle hatırlanan büyük kahraman Ali Şükrü Bey, Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi cinayetine kurban giden bir zattır.
Bir dava ve aksiyon adamı olan Ali Şükrü Bey, 1884 senesinde Trabzon'un Beşikdüzü ilçesinde dünyaya geldi.
Bahriye Mektebi'nde gördüğü eğitimi 1904 senesinde tamamladıktan sonra Bahriye Erkan-ı Harp Subayı oldu.
1909 senesinde kurulan Donanma-yı Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti'nin kurucularından birisi oldu ve bir süre ikinci başkanlık görevini üstlendi.
Gittiği İngiltere'de İngilizceyi çok iyi düzeyde öğrenen Ali Şükrü Bey, Türkiye aleyhine yapılan propagandalara karşı çalıştı; Liverpool Times gazetesinde çeşitli makaleleri yayımlandı.
Yüzbaşı rütbesinde iken kariyerine siyasette devam etmeye karar veren Ali Şükrü Bey, askerlikten istifa ederek siyasete girme kararı aldı, bu kararla şehadete giden kapıyı aralamış oldu.
1920 yılında Trabzon Mebusu olarak Meclis-i Mebusan'a seçildi. İstanbul’un işgalinden sonra Meclis-i Mebusan'ın kendini feshetmesi üzerine Ankara'ya gitti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Trabzon Milletvekili olarak girdi.
TBMM'ye girdikten sonra ilk iş olarak halkı Milli Mücadele ruhuna indandırmaya çalışmak olan Ali Şükrü Bey, bu gaye ile kurulan İrşad Encümeni'ne katıldı ve bu encümenin bir üyesi olarak civar illeri gezdi.
İslam'ı tavizsiz bir şekilde yaşayan ve haykıran Ali Şükrü Bey, ekseriyetle Mustafa Kemal'e muhalif bir çizgide siyaset izliyordu.
Trabzon Mebusu, özellikle alkol konusunda yasaklayıcı bir kanun çıkarılması ve tavizsiz bir şekilde tatbîk edilmesi için büyük çaba sarf etti.
Ali Şükrü Bey, Anadolu-Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'ne muhalif olan İkinci Grup'un önderlerinden birisi oldu.
İkinci grubun görüşlerini açıklamak ve yaymak üzere Mustafa Kemal'in Hâkimiyeti Milliye Gazetesi'ne karşı Tan Gazetesi'ni yayınlamaya başladı. 68 sayı çıkabilen gazetenin hemen hemen tüm başyazılarını Ali Şükrü Bey yazdı.
39 yıl gibi kısa bir ömürde, tabiri caizse, bir asırlık iş yapan Ali Şükrü Bey, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." hadisinin ulvi manasını, canı pahasına da olsa hayatına tatbik etti.
Şehit Ali Şükrü Bey, Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kemal'e karşı yaptığı sert eleştirilerle de tanınmış güçlü bir simaydı.
Milletin dinî değerlerini korkusuzca, cesurca savunan Ali Şükrü Bey, 27 Mart 1923 günü kaçırılmış ve ortadan kaybolmuştu. Kardeşi, olayı Bakanlar Kurulu'na taşıdı ve devlet eliyle aranmasını istedi.
Başkent Ankara'nın dört bir yanı titizlikle aranıyordu. Birkaç gün sonra Şükrü Bey’in cesedi bulunmuştu. İple boğularak öldürülmüş, Çankaya sırtlarında toprağa gömülmüştü. Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey’in şehit edilişi üzerine Ankara tam anlamıyla alarma geçmişti. Onu öldürenlerin kim olduğu kulaktan kulağa dolaşıyordu. Herkes kendince tahminler yapıyor, fikirler ileri sürüyordu. Cumhuriyet tarihinin bu ilk siyasi cinayeti, büyük küçük herkesi derinden üzmüştü.
Cinayeti araştıran komisyon, Mustafa Kemal'in müdafii Topal Osman'ın, Ali Şükrü Bey'i boğarak şehit ettiğini öğrendi.
Cenaze namazı Hacı Bayram Camii'de kılınan Şehit Ali Şükrü Bey'in naaşı Trabzon'a gönderildi. Boztepe'de medfunfur. (İLKHA)