Zalimliğinin haddini aşmıştır. Hüda-par’a yapılan saldırılara fiili bir cevabın gelmemesi emin olun ki, sabır ve kararlılığından dolayıdır. Sadece Allah’tan korkusu olan bir oluşumu böyle basite almanız 90’lı yıllar da size fayda vermediği gibi yine veremicektir. Ben inanıyorum ki şu anda binlerce insan kin ve buğzla yaptığınız küstahlıkları sabırla izliyor...
Seçim anketlerin de Hüda-par’a olan güven ve teslimiyet belli ki karanlık mahzenleri gene tedirgin etmiştir.
Seçim anketlerin de Hüda-par’a olan güven ve teslimiyet belli ki karanlık mahzenleri gene tedirgin etmiştir.
Yıllarca hiçbir Hakk, Hukuk gözetmeden bu çirkin saldırılara maruz kalan bölge halkı, her zaman ki gibi gene dişlerini sıkarak sabırlı olmayı seçmiştir. Ama sabrın da bi sınırı olduğunu onlar çok iyi bilirler. Birbirleri için ölümü göze alan bir camianın bu kadar sabırlı olması iyi niyetin suistimalinden kaynaklanıyor.
Yeter artık bu kadar zalim ve çirkef saldırılarınıza tahammülümüz artık sona geliyor. Yüzünüzü peçelerle örterek daha ne zamana kadar kendilerinizi gizleyip kendi halkınıza eziyet edeceksiniz. Kürdistanda ki insanlara daha ne zamana kadar bu zulmü reva göreceksiniz. Tarihi kan üzerine olan bir oluşum hiçbir zaman bi halkın savunucusu olamaz.
Kendi halkınızı, kendi anne ve babalarınızı defalarca ne zamana kadar öldüreceksiniz. Hani insanlık onuru için vardınız, savaşırdınız? Hani artık Roboskiler olmasın diye, savururdunuz, hani siz Kürdistanın cengaverleriydiniz, hani siz ilaçtınız, merhemdiniz... İlaç ve merhemleriniz molotof ve ocaklara ateş düşürmek midir? İlaç ve merheminiz komplolarınız mıdır? İnsaf insaf...
Niye sadece üniversiteler de siz mi okuyacaksınız? Sadece siz mi siyaset yapacaksınız? Sadece siz mi dernek, vakıf, parti kuracaksınız. Sizden olmayan Kürtlerin öle bir hakları yok mu? Sadece biz biz... demekle olmuyor artık. Yapamadınız, başaramadınız, kazanamadınız her neyse istedikleriniz. Hiç kimse temelini yalanlar üzerine kurup sağlam bina oluşturamaz. Bunu 90’lı yıllarda da yapıp bu millete nice eziyet ve cefalar yaşattınız. Allah aşkına 90’lı yılların O karanlık gecelerini yeniden mi inşa etmeye çalışıyorsunuz?
Huzur ve barış silah’ta değil, kalemdedir. Hüriyet ve hoşgörü; tatlı sözde cana yakınlıktadır. Güven ve emniyet; halkın birbirine sadakat ve dayanışmasıdır. Çıkış yolu halkın mukaddesatına olan saygı ve sevgidir. Hakkaniyet; doğruluktur, erdemliktir, hakikattır...
Bizler Ejdadı Selahaddin, Şeyh Sait, Bediüzzaman olan bir nesiliz. Bizler samimi, doğru, kararlı, inançlı, hür olan ejdadların torunlarıyız. “Zulmüyle abad olanın ahreti berbet olur” demiş Sait Nursi Hazretleri. Şimdi anladınız mı bu camianın niye bu kadar sabırlı ve kararlılıkla yoluna devam ettiğini.
Temennim odur ki Kürdistan da rüzgar Selahaddini bir bağlılık, Hüseyni bir kardeşlik için essin. Selam ve Dua ile..
.
Adnan Memiş Tekirdağ - Yaş: 21
Adnan Memiş Tekirdağ - Yaş: 21