HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü. "Batman`da yaşanan saldırıda, yaşamını yitiren Temel`in ve yaralananların hak ve hukukunun savunucusu olacaklarını" söyledi.
"Olayın bölgede istenmeyen HÜDA-PAR`ın bir provokasyonu olduğunu" iddia eden Kürkçü, böylece; Hüda-Par`ı bölgede istemediklerini ifşa etmiş oldu. Seçim olmadan Hüda-Par`ın istenip istenmediğinin nasıl kendisine ayan olduğu hususunda bir şey söylemeyen Kürkçü`nün; Hüda-Par Genel Başkanı`nın bir vesile ile HDP`nin yanlış siyasetlerinin "bedelini (siyaseten)ödeyecekler" manasındaki sözlerini de çarpıtarak, bunun bir tehdit olduğunu iddia etti.
Marjinal gruplarla ittifak edip, halk desteğini de BDP`den yönlendirilecek Kürtlerin oylarıyla telafi etmeyi düşünen Kürkçü,"Açıktır ki bu güçler halkların demokratik mücadelesinin gelişmesinden ve kazanmasından rahatsız olmaktadır. Geçtiğimiz ay Dicle Üniversitesinde yaşanan provokasyon girişimi, ardından, Şırnak`ta geliştirilen saldırıları, birilerinin bölgede BDP`nin ve demokrasi güçlerinin kazanımlarından rahatsız olduğunu göstermektedir. Tüm bunlar saldırının lokal bir olay değil, planlı, organizeli ve siyasal boyutu olan bir saldırı olduğunu ortaya koymaktadır" diye kışkırtmada bulunarak sapla samanı karıştırmaya çalıştı.
Doksanlı yıllarda yaşanan kardeş kavgasını da diile getiren Kürkçü; "Batman`ın Hizbul-Kontra cinayetlerinin geçmişini iyi bilen bir kent olduğunu" söyleyerek de Hüda-Par camiasını kışkırtmayı ihmal etmedi.
Doksanlı yıllarda, PKK ile ittifak yapan Kürkçü`nün selefi Doğu Perinçek ve derin devletin kışkırtması neticesinde Hizbullah-PKK çatışması yaşanmış, PKK adına Hizbullah, Hizbullah adına da PKK çevresine saldırılar olmuştu. Bu karanlık döneme ve devletin kirli eylemlerine dikkat çekmek için "Hizbul-Kontra" kelimesi kullanılıyor. PKK ve Hizbullah`ın da kabul ettiği ve sitesinde detaylı olarak isim ve olay bazında izah ettiği "Hizbul-Kontra" yapılanması üzerinden Hüda-Par Camiasını karalama geleneği PKK medyası ve onun muttefiki Kemalist-Sol cenahta devam ediyor.
Musa Anter ve Vedat Aydın gibi şahsiyetleri öldüren JİTEM tetikçilerinin kahir ekseriytele eski PKK`li yani PKK itirafçılarından oluşması PKK medyası tarafından dile getiirlmezken, JİTEM elemanlarının şalvar giyip, sakal bırakıp eylem yapması ve Silvanlı Haydar Kaya gibi bazı Hizbullah elemanlarını elde edip onlara eylem yaptırması gibi olaylardan hareketle, Hizbullah Camiasını Hizbul-Kontra olarak karalama kolaylığı devam etmektedir.
Bu karalama kampanyası ANF tarafından da devam ettirilmektedir. MİT`in haber ajansından düzenli maaş alan yöneticilerinin varlığı bile deşifre olan ANF`de bazı şahısların mustear isimlerle Hüda-Par camiasını Hizbul-kontra tanımı üzerinden karalamaya devam etmesi de Kemalist Türk solu ile zamanında yapılan ittifakın devam ettiğini gösteriyor.
Bir farkla ki; Doğru Perinçek ve ondan sonra Yalçın Küçük deşifre olunca vazifeyi Ertuğrul Kürkçü ve diğerleri devraldı. PKK ve BDP içeriisnde kardeş kavgasından rahatsız olan bir kitle olduğu halde, Hüda-Par`ın Kürdistan`da zemin elde edeceğini düşünen bazıları, bunun telaşıyla kışkırtıcılık yapmaya devam ediyor.
Hüda-Par`a aylardır yapılan saldırıları görmeyen ve kriminal bir yapılanma olan YDG-H gibi gayrimeşru yapılanmaları eleştiremeyen BDP yetkililerinin, porovokasyon olduğu kesin olan bir olaydan hareketle, mal bulmuş mağribi gibi Hüda-Par`a saldırmaları anlaşılır gibi değil. Demokratik ahlak, hukuk ve Kürdistan`da çoğulcu bir siyasi yapıyı hazmetmeyen bu kişiler ve çevreler, kendi gödümlerinde bazı marjinal keismleri toplayarak demokratik birlik ve çoğulculuğu yakaladıklarını iddia etmektedirler. Oysa Kürdistan halkının yarısı AKP`ye oy verdiği halde, bunu yorumlamaktan kaçınmakta, AKP`yi Kürdistan`da zayıflatacağı ve bundan karlı çıkacakları da belli olmasına rağmen Hüda-Par`ı kardeş kavgasına çekmeye çalışmaktadırlar. Çünkü AKP bu topraklara yabancı ve geçici, Hüda-Par ise bu topraklara ait ve kalıcıdır, bunu biliyorlar.
Ali Gülsoy / Haber Diyarbakır