HİLAL HİKMET YEŞİLBUDAK
Ürdün'deki Edamah Enerji, Su ve Çevre Derneği, Gazze'deki işgalci rejimin saldırılarının etkileri ile kaynaklar ve çevre üzerindeki yansımalarını ele alan bir konferans düzenledi.
Konferansta konuşan Çevre Kalite Kurumu Kontrol ve Denetim Departmanı Direktörü Behçet Cebbarin, Gazze Şeridi'nde devam eden saldırganlık sonucu binaların yıkılmasından ve mühimmat kullanımından kaynaklanan karbondioksit emisyon oranlarının iki milyon tondan fazla olduğunu, bunun yaklaşık 60 milyon metrik ton karbona eşdeğeri olduğunu vurguladı.
Cebbarin, 120 bin metreküp su arıtan dokuz tesisin tamamen veya kısmen tahrip olmasının yanı sıra evler, okullar, hastaneler ve endüstriyel tesislerdeki 12 bin 400 enerji üretim biriminin yüzde 60'ından fazlasının tamamen yok edildiğine dikkat çekti.
Saldırının biyolojik çeşitliliği tamamen veya kısmen ortadan kaldırdığına dikkat çeken Cebbarin, Gazze Şeridi'nde 150-200 kuş türü, yaklaşık 20 memeli türü ve nadir ve nesli tükenmekte olan 20 sürüngen türünün bulunduğunu açıkladı.
Cebbarin, sözlerine şöyle devam etti: "Aktarma istasyonlarının tamamen veya kısmen tahrip olması nedeniyle ara sokaklarda, sokaklarda, sığınma yerlerinde, sahillerde, denizde, aktarma istasyonlarında taşıma, sınır dışı etme ve arıtma yapılmadan 270 bin tonun üzerinde evsel ve endüstriyel katı atık birikti."
Cebbarin, yeraltı suyu kirliliği oranlarının yüzde 97'yi aştığını, yaklaşık 40 su kuyusunun tamamen tahrip edildiğini belirtti.
Edamah Enerji, Su ve Çevre Derneği Başkanı Dureyd Mehasine ise Gazze'deki tüm su kaynaklarının saldırılar nedeniyle kirlendiğini ve sorunun çözülmesinin yıllar alacağını söyledi.
Saldırının deniz sularının ve mikroorganizmalar ve deniz bitkilerinden oluşan balık yemlerinin kirlenmesine yol açtığını da sözlerine ekleyen Mehasine, deniz suyu kirliliğinin sadece Gazze Şeridi ile sınırlı olmadığı, Akdeniz'in sularına kadar uzandığı uyarısında bulundu.
Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Ofisi Medya ve İletişim Direktörü May Sayegh, Gazze'deki doğal kaynaklara yönelik saldırının uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğini söyledi.
Savaşlar sırasında, çevreye herhangi bir şekilde zarar verilmesini yasaklayan 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ne Ek Protokole işaret eden Sayegh, doğal çevrenin yanı sıra insan kişiliğinin korunması ve onuru ile ilgili ihlal edilemeyecek kurallar olduğunu kaydetti.
May Sayegh, kanalizasyonun mülteci çadırlarına yayılması sonucu toprağa sızarak orta ve uzun vadede gıda güvenliğini tehdit etmesi sonucu Gazze Şeridi halkının hayatının tehlikeye girdiğini vurguladı.
Sayegh, Gazze Şeridi'nde bir tuvaleti paylaşan 4 bin çadır sakini bulunduğunu ve bunun hastalanmalara neden olduğunu, birçok yaşlı ağacın yakacak yerine kullanılmak üzere kesildiğini belirtti.