Çocukların bazıları yeni bir ortama girmek ya da tanımadığı bireylerin olduğu ortamlarda tek başına olmak konusunda yoğun derecede kaygı ve huzursuzluk yaşarlar.
Psikolojide bu duruma “sosyal kaygı” denir. Sosyal kaygıya sahip olan çocuklar, utangaçlığın ötesine geçen aşırı bir kaygı duygusuyla hareket eder. Buna bağlı olarak da özellikle sosyal ortamlarda utanç verici bir duruma düşmekten ya da yargılanmaktan çok korkarlar.
Aşırı utangaç ve aşırı çekingen bir çocuğun aklından geçenler; "Ya benimle alay ederlerse ya beni dışlarlarsa, ya beni oyunlarına almazlarsa" gibi kendiyle ilgili değersizlik düşünceleridir.
Bu düşünceler sosyal ortamda ve durumlarda artar ve çocuk yoğun kaygı yaşar, kaygısından dolayı kaçınma davranışları gösterir. Yani online derslerde kamerasını açmaktan kaçınan, marketten yanlış ürün aldığında bunu kasiyere söylemekte zorlanan, kendisine verilen sunumu tahtada sunarken kan ter içinde kalan bir çocuğunuz varsa çocuğunuz ''Sosyal kaygı bozukluğu'' yaşıyor olabilir.
"Benim de sosyal kaygı yaşayan çocuğum var o halde ne yapabilirim" diyorsanız; En etkili yaklaşımınız çocuğunuzu sık sık sosyal ortamlara maruz bırakın ve korktuğu şey ile yüzleşmesini sağlayın ama bunu birdenbire değil kademeli olarak yapın. Çocuğunuza başlangıçta küçük sorumluluklar verin, daha çok parka bahçeye götürün, arkadaş edindirin, bakkaldan ekmek aldırın, garsondan mendil istetin... Yani çocuğunuzu daha çok sosyalleştirin ki çocuğunuz sosyalleşmekten korkmasın, benlik algısını yükseltsin. Ama her şeyden önce siz kendi kaygılarınızdan çocuğunuzu koruyun ki çocuğunuz özgüvenini geliştirebilsin. (İLKHA)