Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Habertürk ekranlarında ekonomi gündemine ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar;

Gri listeden çıkışımız bir ekip çalışması. Daha önce mevzuat çalışması yapılmıştı ama en önemlisi uygulamadaki etkinlikti. Gri listeye girmek kolay çıkmak zor. İçişleri ve Adalet Bakanlığımızın desteği olmasaydı bu listeden çıkamazdık.

Bizim finansal sistemimizin sağlıklı işlemesi ve itibarlı olması lazım. Listeden çıkmak büyük kazanım ama burada esas amaç Türkiye'nin güvenilebilir olduğunu ortaya koymaktı.

Siyasi mülahazalar devreye girmesin diye FATF'ye bir mektup bile yazdık.

Son aylarda kaynak girişi güçlü oranda arttı. Şu an bu kaynak girişini nasıl yönetiriz onunla uğraşıyoruz. Sisteme çok Döviz girince aşırı TL basıyorsunuz. Bu da likidite fazlası yaratıyor.

SWAP HARİÇ NET REZERV 12 MİLYAR DOLAR

Rezerv yeterliliği bakımından neredeyse IMF kriterini yakaladık. Yurt içi bankalarla olan swapları neredeyse 5 milyar dolara indirdik. Vadesi gelmişken kapatıyoruz. Swap hariç net rezerv artı 12 milyar dolara yükseldi. Döviz rezervlerini endişe kaynağı olmaktan çıkardık.

Reel bazda lirada bir miktar değerleme oldu. Esas hedefimiz enflasyonu kalıcı şekilde düşürerek nominal kurlarda istikrar sağlamak.

Gri liste kararından sonra Moody's'in bunun olumlu yönde yansıyacağı yönünde değerlendirmesi var.

"TÜRKİYE GRİ LİSTEDEN OYBİRLİĞİYLE ÇIKTI"

Terörizmin finansmanıyla mücadeleyi bir öncelik haline getirdik. Gri listeden Türkiye oybirliğiyle çıkarıldı. Tek bir ülke itiraz etmedi. Komşumuz Yunanistan bile 'güçlü şekilde sizi destekliyoruz' dedi. Listeden çıktık ama terörizmin finansmanıyla ilgili güçlü bir şekilde mücadele edeceğiz. MASAK'ın idari kapasitesi geliştirilecek. Yapay zekayı bu noktada devreye alacağız. Başardık, başarmaya devam edeceğiz.

"CARİ AÇIK KONUSUNDA BAŞARI SAĞLADIK"

Programın temelinde rasyonel politikalar ve yapısal reformlar var. Bu durum yatırımcı güvenini getiriyor. Bu durum reel kurda istikrarı getiriyor. O da beraberinde dezenflasyonu getiriyor. Programın özünde dengesizliklerin giderilmesi var. Türkiye'nin biriktirdiği dengesizliklerden bir tanesi dış açıktı. Geçen Mayıs ayında yıllık cari açık 57 milyar dolardı. Bu Mayıs ayında 26 milyar dolara muhtemelen inecek. Cari açık konusunda başarı sağlandı, bu başarıyı kalıcı hale getirmek lazım. Devletin aktif olarak işin içinde olduğu sanayi politikası ortaya koyacağız.

Şu an rezerv birikimi şirketlerin ve vatandaşların portföy tercihleri ve dış kaynaktan geliyor.

İkinci dengesizlik bütçe açığıydı.

VATANDAŞ ENFLASYONDA İYİLEŞMEYİ NE ZAMAN HİSSEDECEK?

Vatandaşımız hissetmeye başlayacak. Bu süreçte istihdam güçlü kaldı. Kalıcı refah artışı için en önemli konu istihdamdır. Son 20 yıla bakın yıllık ortalama 690 bin vatandaşımıza iş bulmuşuz. İstihdam olmadan kalıcı refah artışı olmaz. Geçici olarak ekonomide bir yavaşlama sürecine gireceğiz. Vatandaşımız nasıl hissedecek? Enflasyondaki düşüşle birlikte ücret artışları reel olarak o zaman yansıyacak.

Mayıs ayında enflasyona baktığınız zaman enflasyon yükseldi diyebilirsiniz. Fakat o son 12 ayın enflasyonu. Önümüzdeki 12 ayın enflasyonu ki piyasalar oldukça temkinlidir. Piyasa diyor ki önümüzdeki 12 ay içerisinde enflasyon yüzde 31.8 olacak diyor. 24 ay içerisinde piyasa diyor ki enflasyon yüzde 20’ye düşecek diyor. Bu sene sonunda enflasyonun kötü ihtimalle Merkez Bankası 42’ye kadar yolu var diyor. Önemli olan enflasyonun 40 civarına düşmesidir. Enflasyonun hedefe en yakın nokta olan 42’nin altına düşmesidir.

‘ALIM GÜCÜ HIZLI BİR ŞEKİLDE ERİMEYECEK’

Aylık bazda enflasyonda artık yüzde 2’leri konuşacağız. O zaman alım gücünün hissedileceği bir döneme girmiş olacağız. Son aylarda enflasyon yüzde 3’lere düşmüştü. Şimdi yüzde 2’lere oradan da yüzde 1’lere. O zaman alım gücü hızlı bir şekilde erimeyecek.

‘ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ KALICI OLACAK’

Geçen sene enflasyonu yukarı taşıyan olağanüstü faktörler var. Ağırlıklı olarak deprem etkisiyle çok büyük bir maliye politikası üzerinden itki var. Yüksek cari açık demek yüksek bütçe açığı demek. Biz onu bu sene mali itkiyi aşağı çekeceğiz. Enflasyondaki düşüş kalıcı olacak.

"EYT'NİN MALİYETİ 724 MİLYAR TL"

İkinci dengesizlik bütçe açığıydı. Geçen sene seçimden önce muhalefetin popülist iteklemesiyle EYT geçti. Geçen sene EYT'nin yıllık maliyeti finansman maliyetiyle birlikte 724 milyar TL oldu. Bütçe dengelerinin iyileşmesinde oldukça mesafe kat ettik. Ama kat edeceğimiz yol var. Gelecek sene bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3'ün altına çekeceğiz

"TÜRKİYE'DE ASGARİ ÜCRET DÜŞÜK DEĞİL"

Yıl sonunda enflasyon piyasanın beklediği gibi olsa bile yüzde 42-43'lerde olacak. Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye'de asgari ücret düşük değildir. Asgari ücreti vergi dışında bıraktık. Bu sene bunun bütçeye maliyeti 670 milyar TL. EYT ile birlikte emekli başına çalışan sayısı 1,5 seviyelerine indi.

KİRA FİYATLARI HAKKINDA

Büyükşehirlerde kiralarda depremin etkisiyle artışlar oldu. Bu sene artışların devamı için bir sebep yok.

‘BU SENE KDV ARTIŞI GÜNDEMDE DEĞİL’

Bu sene bir KDV artışı gündemde değil. Enflasyonu artıracak vergi artışları söz konusu değil."

ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI HAKKINDA

Hiçbir şekilde ne emeklimizi, ne çalışanımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Reel olarak büyümeye her kesimden pay vereceğiz. Son 20 yılda Türkiye’de asgari ücreti reel olarak yüzde 5.5 artırmışız. Peki Türkiye’nin reel büyümesi ne kadar bu dönemde yüzde 5.4. Asgari ücret 1970’li yıllara gidin 70 dolar civarında bile değil. 80’li yıllarda 50 dolar civarına düşüyor. 90’lı yıllarda 100 dolar civarında kalıyor.

Haziran 2024 itibarıyla asgari ücret 524 dolar. Tarihin en yüksek zirvelerinden birisini bu dönemde yakalamış. Bu sene reel olarak asgari ücret artmış olacak. Ocak ayında asgari ücret artışı yüzde 49. İlk 6 aydaki enflasyon yüzde 20’lerde olacak. Yılın sonunda da çok büyük ihtimalle piyasa yüzde 42-43 olur diyor. Bu seviyelerde dahi olsa o bile reel olarak büyümeden daha fazla asgari ücret artışına tekabül ediyor. Aynı şeyi memurlarımız, emeklilerimiz için söyleyebilirim. Ocak ayında yüzde 49’luk artış vermişiz. Temmuz ayında enflasyon farkları da verilecek.

‘ASGARİ ÜCRETİ VERGİ DIŞI BIRAKTIK’

Asgari ücreti biz vergi dışı bırakmışız. Bu sene bütçeye maliyeti 670 milyar liranın üzerinde. En büyük vergi harcaması kaleminin başında asgari ücrete verdiğimiz destek geliyor. Firmalara aylık destek veriyoruz.

‘ASGARİ ÜCRETLİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ’

Biz asgari ücretlimizi de emeklimizi de asla enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da asla ezdirmeyeceğiz. Reel büyümeden pay vermeye devam edeceğiz.

VERGİ PAKETİ NE GETİRİYOR? VATANDAŞA YENİ VERGİ YÜKÜ MÜ GELİYOR?

Piyasada üzerinde tartışılan paket kapsam itibarıyla bizim süzgecimizden geçmiş bir paket değildi. Bütün gelen önerilerin toparlandığı bir metin piyasada dolaşıyor.

Şu anda hiçbir zaman bahşişin vergilendirilmesi gündemde değildi. Sektörden bu yönde talep gelmiş arkadaşlar bunu taslağa koymuşlar, bizim çalışmamızda yok. Motokurye, sektörden bir talep gelmiş kendilerinin lehine. Ne motokurye ne bahşiş pakette yok. Yapılsaydı, ilave vergi gelecek miydi? Hayır.

Birçok kesim vergiden imtina etmeye çalışıyor. Biz kayıt dışılıkla mücadele ile sonuç alacağız. İmtiyazları kaldırarak sonuç alacağız. Verginin tabanını genişleterek sonuç alacağız.

OECD ülkelerinde ortalama vergi yükü toplanan bütün vergilerin milli gelire oranı yüzde 34. AB ülkelerinde yüzde 41.2, Türkiye’de yüzde 20.8. Yani Türkiye’de SGK üzerinden toplanan primler, harçlar, vergiler hepsi dahil milli gelire oranı yüzde 21 bile değil.

AB ortalaması ise yüzde 41’in üzeri. OECD ülkeleri arasındaki en düşük vergi yüküne sahip ikinci ülkeyiz. En çok tartışılan konulardan bir tanesi dolaylı vergiler konusu. ÖTV, KDV, bütün dolaylı vergilerin milli gelire oranı yüzde 9.1. AB’de bu oran yüzde 13.6. OECD ülkelerinde yüzde 10.5.

Burada sorun doğrudan vergi gelirleri Türkiye’de düşük. Yani şirketlerden aldığımız. Esas oraya odaklanıyoruz.

‘TERCİHİMİZ VATANDAŞIMIZA YENİ VERGİ YÜKÜ GETİRMEK DEĞİL’

Bizim tercihimiz vergilendirmeyen alanlardan vergi almak. Vatandaşımıza yeni bir vergi yükü getirmek değildir.

En düşük gelir vergisi 2002 yılında yüzde 22’ydi. Bunu yüzde 15’e hükümetimiz düşürdü. En yüksek gelir vergisi oranı yüzde 35’ti. Hükümetimiz bunu yüzde 40’a çıkardı. Yüksek kazanandan daha yüksek vergi, az kazanandan daha az vergi, asgari ücretten sıfır vergi. Bunu AK parti yaptı.

Geçen sene kurumlar vergisini biz artırdık. Kurumlar vergisini yüzde 20’den yüzde 25’e çıkardık.

‘ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERE ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ GETİRİYORUZ’

Tercihimiz vatandaşımızın en düşük vergi yüküne tabi tutulmasıdır. Çiftçimizin gübresinden yeminden 0 KDV alıyoruz. Eğitimde, yeme içme hizmetleri gibi birçok sektörde indirimli KDV oranı uyguluyoruz. Hanelerde kullanılan elektrikte KDV’yi biz indirdik. 850 bin esnafımızı tamamen vergiden muaf hale getirdik. Biz şimdi bu vergi paketinde ne yapıyoruz? Yurt dışı merkezli çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getiriyoruz. Yurt içi asgari kurumlar ve gelir vergisini çalışıyoruz.

‘CEZALARI ARTIRACAĞIZ’

Türkiye’de 2.6 milyon gelir vergisi mükellefi var. Geçen sene 1.2 milyon mükellefimiz zarar beyan etti. Büyük bir kısmının beyan ile hasılatları arasında uyumsuzluk var. Biz vatandaşımızın vergi yükünü artırmak istemiyoruz. Az kazanandan en az vergiyi almak için sistem kurgulayacağız. Çok kazananları uyarıyorum. Vergi kaçırmak, kayıt dışı çabalarının cezalarını artıracağız. Denetimleri sıklaştıracağız. Yapay zekayı devreye alacağız. Vergi denetim elemanlarımız için bütün teknolojik imkanları devreye alacağız.

VERGİ PAKETİNDE NE VAR?

Bugünkü vergi paketinde ne var diye sorarsanız. Bakanlar kuruluna sunulması gereken hususları tekrarlayayım. Çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi. Türkiye’de faaliyet gösteren bütün şirketlerden asgari kurumlar vergisi, gelir vergisi müessesesini çalışıyoruz.

Taslak çalışmamızda bahşiş falan yok. Motokurye yok, olmayacak da. 1963 yılında yurt dışı çıkış vergisi getirilmiş. 100 dolar olarak uygulanmış. Bizim hükümet dönemimizde aşağı çekilmiş."

(Habertürk)