Umudun sona erdiği, hayallerimin bir kuş misali uçtuğu, sonbaharda çınardan dökülen bir yaprak gibi çaresizlikle ama her şeye rağmen umutla dolu bir yürek... Yine bir Mart ayı... Yine bir zulüm, yine bir acılar sahnesi! Ve çaresizlik portresi, umudumuzun bitip tükendiği anların en anlatılmaz anları...
Ve yine Müslümanlar, İslam’ı yaşadıkları için her yerde zulme düçar olurlar. Kim demiş Kerbela geldi geçti? Kim diyebilir ki zulüm geride kaldı? Bugün Müslümanların tek hedefi İslam’ı hayata hakim kılmaktır; dünkü gibi... Bu da bedel ister, sünnetullah gereği...
Bugün Türkiye’de, Filistin, Afganistan ve Suriye’de Müslüman kardeşlerimiz hala İslam düşmanları tarafından eziyetlere, boykot ve zindanlara maruz kalıyorlar. Vücudunun yüzde 92’sini kullanamayan ağabeyimizi yıllarca hapse mahkûm ediyorlar. Ama hamdolsun Müslümanlar her yerde direndi, sabretti ve hala direniyorlar. Çünkü onlara en büyük örnek Efendimiz (s.a.v) ve güzide ashabıydı. Öncüleri olan Peygambere neler yapmadılar! Mübarek bedenine hayvan işkembesi attılar, yollarına dikenler serdiler, Taif’te taşladılar. Peki ya ashaba? Boynuna ip geçirilerek sokak sokak kavurucu sıcakta gezdirilen Bilal’i nasıl unuturuz? Ve bunun üzerine teslimiyet ve tavizsizliğin simgesi olarak “Ahad! Ahad!” deyişini... İşte bu mübarek öncülerdi yolumuzun ışıkları...
Ve bugün Peygamberi yoldan izzetle yürüyenler, Onlar gibi yılmadı ve yılmayacak biiznillah. Çünkü onların hedefi ya zafer ya da şehadettir...
Peki bize düşen nedir? En azından onları hatırlamak, hatırlatmak ve dualarımızda unutmamak... Davalarını sırtlanmak, onlarla beraber yürümek ve safımızı belirlemektir. Bari bunu fazla görmeyelim...
Rabbimizden en büyük niyazımız; mustazaflara kendi kudret ve kuvvetiyle yardım etmesi ve zalimlere korkunç bir azabı tattırmasıdır...
Yeryüzünün tüm mustazaflarına selam olsun, vesselam...
Tarih: 18 Mart 2013
Büşra Sever / İzmir - Yaş: 16