Mardin’de 47 yıldır saat tamirciliğini yapan Cihat Tunç, teknolojiye yenik düşen mesleğin, yeni çırakların da bulunamamasıyla giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
Yarım asra aşkın saat tamirciliği yaparak ailesinin geçimini sağlayan Tunç, teknolojinin ilerlemesiyle saatlerin yerini artık cep telefonlarının aldığını ve saat tamirciliğinin son demlerini yaşadığını söyledi.
5 yaşından beri babasından kalan mesleği aşkla devam ettiren Tunç, bu mesleğin kendisine sabrı, dikkatliliği ve tecrübeyi kazandırdıklarını ifade etti.
"5 yaşından beri bu mesleğin içerisindeyim"
Hem kendi hem de babasının geçmişi hakkında bilgiler aktaran Tunç, "45 yıldır Mardin’de ikamet ediyorum. Kendimi bildim bileli bu mesleğin içerisindeyim. Babadan kalma bir mesleğimizdir. Babam 1968 yılında bu işe merak salmasıyla başladı. O zamanlarda kurs adı altında öğretebilecek fazla kimse bulunmadığından Adana’da bir ustadan işi öğrendi. Babam mesleğini 2018’e kadar icra etti. Babam 2018’de hayatını kaybetti. Ben 5 yaşanındayken babamın yanından ayrılmadığımdan birçok işlerini kavramaya çalışıyordum. 5 yaşından beri bu mesleğin içerisindeyim. Yaşım 52, yani 47 yıldır bu işle uğraşıyorum." ifadelerine yer verdi.
"Her saatin görüntüsü güzel olabilir ancak kalite farkı var"
Tamircilik mesleğinin kendisine kazandırdıkları yönleri dile getiren usta Tunç, "47 yıl içerisinde saat sektöründe birçok değişiklik meydana geldi. Eskiden genelde toplum arasında fazla saat yoktu. Az kişilerde bulunan bir aletti. Daha sonra toplum içerisinde yayılmaya başlayınca kurmalı saatlerden, cep saatlerden sonra dijital, otomatik saatler piyasaya sürülmeye başlandı. 2000 yılından sonra saat sektöründe Çin’in saatlerde kalitesini indirmesiyle mesleğimiz noktasında ciddi sıkıntılar oluşmaya başladı. Her saatin güzel görüntü özelliği olur ancak her saat aynı kalitede değildir. Onarımdan ziyade değişime daha çok yönelme olduğundan bu konuda da işimiz biraz sekteye uğramaya başladı. Artık insanlarda rahatlık olduğundan tamir ettirmektense yenisini almaya yelteniyor. Çalıştığım 47 yıl süre zarfında en büyük avantajım çağın ilerlemesiyle ben de kendimi çağın gerisinde bırakmamak için ilim, teknik ve tecrübe konusunda ilerleme kaydettim." ifadelerini aktardı.
Çırak yetiştirme noktasındaki kaygılarını anlatan Tunç, "Çırak, belli bir zamandan sonra maalesef yetişmemeye başladı. Yetişmemelerinin esas sebebi mesleğin kendilerine maddi noktasında zayıf kaldığından kendileri de uzaklaşmaya başladı. Bazen geç saatlere kadar severek işimizi yapardık. Ancak sektör gereği o yoğunluk olmadığından normal seyirde çalışıyoruz. Hem insanlara yardım etmeye çalışıyorum hem de ailemize bakmaya çalışıyorum." şeklinde ifade etti.
"Mesleğimiz gereği sabırla her şeyin üstesinden gelmeye çalışıyoruz"
Yaptıkları işin sabır gerektiren bir iş olduğunun altını çizen Tunç, "Bu iş hem sabır hem de dikkat işidir. Her saatin elle tutulamayacak kadar küçük malzemeleri vardır. Bazen o malzemeleri gözümüze taktığımız gözlük bile yetmiyor. Dolayısıyla bazen büyüteç kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu meleğimizde sabırlı olmazsak sonuç bağlamında herhangi bir yere ulaşamayız. Birçok saatle olsun müşteri ile ilgili olsun birtakım sorunlarımız olmuştur. Ancak sabırla her şeyin üstesinden gelmeye çalıştık evelallah. Sabırlı olmak zorundayız." şeklinde konuştu.
Saatçilik mesleğini ömür boyunca sürdüreceğini dile getiren Tunç, "Bu mesleği ömrümün yettiği kadar sürdüreceğim inşallah. Rahmetli babam son nefesine kadar bu mesleği sürdürdü. Bir akşam vakti tezgâhından kalkarak işini yarına bıraktı. Ancak hayatını kaybetti. Saatçilik piyasasında son model saatler sürülmeye devam ediyor. Ancak ucuz saatlerin alımı noktasında ne kadar ucuza kaçılırsa o saatin kalitesi de fiyatı gibi düşük olur. Kalite her zaman yerindedir her zaman iyidir." dedi. (İLKHA)