İSTANBUL - İslami ahlaktan yoksun eğitim sistemi, toplumda facia denecek cinsteki olayların vuku bulmasına sebep olmaya devam ediyor. Son olarak Kocaeli`nde bir kadın öğretmenin gayri meşru yollarla dünyaya getirdiği bebeğini evde aç susuz bırakıp tatil için Adana`daki ailesinin yanına gitmesi ve bu nedenle 2 aylık bebeğinin ağlaya ağlaya açlıktan hayatını kaybetmesi gündemde geniş yer buldu. Pek çok dernek, kurum-kuruluş ve medya olayı farklı yönlere çekmeye çalışırken eğitim sistemindeki ahlaksızlığı ve manevi eksizliği ise teğet geçtiler.
 
Ahlaksızlıklara karşı Kur`an ve sünnete sarılmamız lazım
Olayı değerlendiren İslami eğitim dernekleri, bu ve benzeri olayların, eğitim sisteminin Kur`an ve sünnete dayalı olmamasından kaynaklandığını vurguladılar.
 
İkra Eğitim Derneği Genel Sekreteri Kenan Adıgüzel, toplumun tekrar kendine gelebilmesi için zinanın, gayri meşru ve gayri ahlaki ilişkilerin önüne geçebilmenin en büyük reçetesi Kur`an ve sünnettir. Bunu bu şekilde insanlara anlatmamız ve yüksek sesle haykırmamız lazım." dedi.
 
İslami bir eğitim sistemi olsaydı toplum bu hale gelmezdi
Toplumsal hayatta eğitimin çok önemli olduğunu belirten eğitimci Adıgüzel, "Toplumu inşa edenler, toplumu yetiştirenler öğretmenlerdir. Meşhur bir bilim adamının bu konuda sözü var. Diyor ki, `Bana ilköğretimleri verin, 10 yıl sonra size yeni bir toplum oluşturayım.` Hakikatten Türkiye`de şu anda yaklaşık 18 milyonluk bir öğrenci topluluğu var. Eğer bunlar İslami bir anlayış ile yetiştirilmiş olsaydı toplum bu hale gelmezdi." diye konuştu.
 
Diplomayı alıyorlar ancak maneviyatı alamıyorlar
Şu anki eğitim sistemiyle insanların sadece bir diploma aldıklarını ancak manevi değerleri almadığını kaydeden Adıgüzel, "Öğretmenler veya diğer insanlar diploma almış fakat o manevi değerleri almamış. Açıkça söylemek gerekirse toplumumuzu yıkan şey zinadır. İnsanlar rahatça gayri meşru bir ilişkiye girebiliyor. Yine çok rahatça gidip bedenini teslim edebiliyor. Onun sonucunda da kendi öz parçası olan çocuğunu ölüme terk edebiliyor. Bu da şunu gösteriyor: Demek ki, eğitim sistemimizin bir yerinde bir sıkıntı var. Demek ki biz matematik, sosyal bilgiler gibi bazı dersleri öğretiyoruz ama manevi değerlerimizi Kur`ân`î değerlerimizi, İslami değerlerimizi ve ahlaki değerlerimizi öğretmiyoruz. Bunu net söylememiz lazım: Bu toplumun en büyük reçetesi Kur`an ve Sünnettir. Bunu bu şekilde insanlara anlatmamız ve yüksek sesle haykırmamız lazım. Bu yaşanan olay belki onlarca olaydan sadece bir örnektir. Ancak gün yüzüne çıkmamış öyle örnekler var ki, edebimiz el vermiyor anlatmaya ancak yine de söylemek zorunda kalıyoruz. Örneğin gayri meşru bir ilişkiden hamile kalıp gidip kürtajla aldıran ya da bunun önlemini alarak gidip fuhuş yapan nice insanlar var." diyerek ahlaksızlığın ulaştığı boyutlara dikkat çekti.
 
İslami kurumlar takip altındayken fuhuş serbest bırakılmış
Kocaeli`ndeki olayın buz dağının sadece görünen bir kısmı olduğunu ifade eden Adıgüzel, "Kimbilir daha ne facialar var? İnsanlar parklarda, açık alanlarda çok rahatça ve hiç kimseden çekinmeden ahlak ve edep dışı hal ve hareketlerde bulunabiliyorken öte taraftan İslami kesimlerin neler çektiğini hep birlikte müşahede ediyoruz. Mesela İslami vakıflar, dernekler ve insanları kötülüklerden ve haramlardan korumaya çalışan yapılara bakıyorsunuz sürekli takip ediliyorlar. İslami ve insani faaliyetleri, engellenmeye çalışılıyor. `Taşları bağlamışlar köpekleri salmışlar` diye meşhur bir ifade var. İşte bu ifade toplumumuzun maalesef hakikatini ortaya koyuyor" şeklinde konuştu. (Abdulbaki Bal - İLKHA)