Bayramın gelişi, her yıl olduğu gibi Müslümanlar arasında büyük bir sevinç ve heyecanla karşılanıyor. Ancak bu yıl, Gazze'de yaşanan katliam ve vahşet olayları nedeniyle bayram sevinci yerini derin bir hüzne bırakmış durumda.
Gazze'deki insanlık dramına duyarsız kalamayan Siirtliler, bayram sevincinin şu an 5'inci planda bile olmadığını belirtti. "Komşun açken, ölüyorken sen bayram yapamazsın," diyen vatandaşlar, bayramı buruk geçireceklerini ifade ettiler.
Siirt'te İLKHA mikrofonuna konuşan birçok vatandaş, Gazze'de yaşananların kendilerinde derin bir vicdani sorumluluk yüklediğine dikkat çekti.
"Gazze'de insanlar açken, ölüyorken sen bayram yapamazsın"
Gazze'ye sırtını dönenlerin bir gün karanlık bir kuyuya gireceğini ifade eden Erdoğan Olam, "Komşum aç iken, ölüyorken ben nasıl bayramı kutlayayım" dedi.
Olam, "Önümüzdeki pazar günü Kurban Bayramı'nı ihya edeceğiz. Tüm İslam aleminin bayramı mübarek olsun. Ancak Gazze'de yaşanan katliam nedeniyle bu bayrama buruk gireceğiz. Çocuklarımızla bu bayramı nasıl kutlayacağız bilemiyoruz. Orada çocukların ölmesi içimizi parçalıyor, insan üzülüyor ama elimizden de bir şey gelmiyor. Bir gün hepimiz karanlık bir kuyuya gireceğiz. Gazze'de katledilen çocuklar yanımıza gelecek ve biz ne kadar o karanlık kuyudan çıkmak istesek de izin vermeyecekler. Gazze'de öldürülen bütün çocukların vebali bizim üzerimizde. Bugün çocuğum anlamadığı için soramıyor ama yarın büyüdüğünde bana, 'Baba, neden o çocukları gidip kurtarmadın?' diye soracak. Ve ben de 80-90 yaşına geldiğimde, o sıcak yatağımda ölümü beklerken, 'Ah keşke genç yaştayken onlara gidip yardım edebilseydim,' diyeceğim ama iş işten geçmiş olacak, çünkü artık o yatakta ölümü bekliyor olacağız. O kör kuyuda çocukların eli başımızın üzerinde olacak ve çıkmamıza izin vermeyecekler. Çünkü diyecekler ki, 'Siz bizim Gazze'den çıkmamızı sağlamadınız.' Gerçekten bayram şu an benim için 5'inci planda bile değil. Bayramı nasıl kutlayayım? Komşun açken, ölüyorken sen bayram yapamazsın." dedi.
"Kurban Bayramı Filistinli kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olsun"
Kudüs'te siyonist vahşetin uyguladığı zulmün ve şiddetin Müslümanlar üzerindeki derin etkisine dikkat çeken Muhammed Sait Erden, ise şu mesajı verdi:
"Gönülden Allah'a yalvararak, maddi ve manevi olarak Filistinli kardeşlerimize destek olmalıyız. Canını ve bedenini feda eden insanlar için dua etmeliyiz. Sadece ağızla, dudakla dua etmek yetmiyor; kavli duanın yanında fiili dua yapmak gerekiyor. Hem ağzımızla dua edeceğiz, hem gönlümüzle buna uyacağız, hem de ellerimizi cebimize, kesemize ve vicdanımıza vurarak onlara maddi yardımda bulunacağız. Küfür tek millet şeklinde bütün acımasızlığıyla Müslümanların üzerine saldırıyor. Filistin, İslam'ın ve Müslümanların kırmızı hattıdır. Hiçbir zaman zihinlerimizden çıkaramayacağımız ilahi bir davadır. Kudüs'ün zalim israil siyonistlerinin ayağı altında halen kan revan içinde olması hepimizin yüreğini harabeye çeviriyor. Rabbimizden duamız, bu Kurban Bayramı'nın Filistinli kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile kılınmasıdır."
"Bankanın bana vermiş olduğu promosyonu hemen Filistin'e iade ettim"
Kur'an'sız bir nesil yetiştiği için Müslümanların bölündüğünü ve zayıfladığını ifade eden Abdullah Kebapçı, bu durumun düzeltilmesi için Kur'an-ı Kerim'in rehberliğine dönülmesi gerektiği kaydetti.
Kebapçı, "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve dağılmayın; Allah'ın ipi de Kur'an-ı Kerim'dir. Ümmeti Muhammed bir iken şimdi 50-60 parçaya bölündü. Neden? Çünkü Kur'an'sız bir nesil yetişti. Bugün Gazze'de on binlerce insanı yok ettiler, bir de medeniyetten bahsediyorlar, medeni olmayı kendilerine mal ediyorlar. Ben geçenlerde bankanın bana vermiş olduğu promosyonu hemen Filistin'e yolladım. Müslüman, Müslümanın kardeşidir; Müslüman, Müslümana sahip çıkmalıdır. Bu şuur gitmiş, şu an mevcut değil. Tek kurtuluş, Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem'e ve Kur'an'a dönüştedir. Başka çaresi yoktur. Kurban Bayramı, bütün İslam aleminin dirilişi ve uyanışına vesile olsun," temennisinde bulundu.
"Vicdansız insanların vicdanının uyanmasına vesile olmasını temenni ediyorum"
Bayramdaki eski heyecanın olmadığını ifade eden Mikail Petek, "Çoğu insanın eli boş, pahalılık var. Eskiden bayrama bir hafta, 10 gün kala bir heyecan, bir hazırlık vardı bayram geliyor diye. Ama Gazze olayları hevesimizi kursağımızda bıraktı. Bu Kurban Bayramı'nın vicdansız insanların vicdanının uyanmasına vesile olmasını temenni ediyorum." mesajını paylaştı.
"Çok çalışmak ve güçlü olmak gerekiyor, yoksa sürekli eziliyorsunuz"
Gazze'de yaşanan acıların etkisiyle bayrama buruk bir şekilde gireceğini ifade eden Halil Yüksel, "Gazze burnumuzun dibinde bir yer. Daha uzak yerlerde de Müslümanlara aynı zulümler var. Büyümek, güçlü olmak, caydırıcı olmak, bu duruma düşmemek gerekir diye düşünüyorum. Her şeyden önce çok çalışmak ve güçlü olmak gerekiyor. Yoksa sürekli eziliyorsunuz, bu da çok acı veriyor. İnşallah bu Kurban Bayramı mazlum Müslümanların kurtuluşuna vesile olur. Diğer güçlü devletler oraya dikkatlerini çeksinler, ne gerekiyorsa yapsınlar." şeklinde konuştu.
Her gün televizyonda Gazze'de yaşanan zulüm ve katliamları izlediğini ve bu durumun kendisini derinden üzdüğünü belirten Abdulcabbar Güzel, Bu yüzden bayramda içinde hiçbir neşenin olmadığını ve evden çıkmayı düşünmediğini ancak, zor da olsa yaşlı akrabalarını ziyaret etmeyi planladığını söyledi." (İLKHA)