Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre, 2035`e kadar dünyanın elektrik ihtiyacının yıllık ortalama yüzde 2,2, toplamda ise yüzde 70`e varan oranda artması bekleniyor.
Mevcut durumda dünyada elektrik üretiminde yüzde 40,6`lık payla kömür ilk sırada bulunurken, ikinci sırada ise yüzde 22,2 ile doğalgaz geliyor. Hidrolik enerji kaynakları yüzde 16`lık payla üçüncü olduğu listenin dördüncü sırasında ise yüzde 13`le nükleer yer alıyor.
Nükleer kaynaklı elektrik üretiminde kurulu güç olarak 2035`te yüzde 58 artış olacağı tahmin ediliyor.
Dünyada şu anda 31 ülkede aktif 437 nükleer reaktör bulunurken, 14 ülkede 68 nükleer reaktörün de inşaatı devam ediyor. 2030 yılına kadar 164 nükleer reaktörün yapılması planlanırken, ülkelerin nükleer programlarındaki reaktör sayısı ise 317`yi buluyor
Zirvede ABD ve Fransa var
ABD, 104`le dünyada en çok nükleer reaktöre sahip ülkeyken, elektrik üretiminde nükleerin payı bakımından ise yüzde 78`le Fransa ilk sırada yer alıyor. ABD, bu yılın mart ayı itibariyle 3 nükleer reaktörün daha inşaatına başlarken, İngiltere ise 2025`e kadar yeni nükleer santrallerin kurulması için 8 saha belirledi.
Birleşik Arap Emirlikleri, 400 megavat gücünde bir nükleer reaktörü 2017`ye, 3nükleer reaktörü de birer yıl arayla 2020`ye kadar işletmeye almayı planlıyor.
Nükleer santrale sahip 31 ülkeden 7`si net enerji ihracatçısı konumunda bulunuyor.
Türkiye de nükleer lige giriyor
Türkiye, 2023 hedefleri kapsamında ekonomisini büyütme noktasında adımlar atarken, bu hedefleri destekleyecek enerji kaynaklarına bakıldığında ise yüzde 72`lere yaklaşan enerji ithalat bağımlılığı ile karşı karşıya kalıyor.
Türkiye, mevcut şartlarda doğalgazın yüzde 98`ini, petrolün yüzde 92`sini, kömürün ise yüzde 30`unu ithal ediyor. Türkiye, elektrik talep artışında Avrupa`da birinci, dünyada ise Çin`den sonra ikinci sırada yer alıyor. Ülke, 2023`e kadar, elektrik üretiminde şu anda yüzde 43 olan doğalgazın payını yüzde 30`a çekmeyi, yenilenebilir enerjinin payını ise 30`a çıkarmayı hedefliyor.
Türkiye, nükleer enerji ile enerji ihtiyacındaki önemli bir açığı kapatmayı öngörüyor. Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri eğer bugün devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik tüketiminin yüzde 33’ü nükleer santrallerden karşılanıyor olacaktı. Sadece AkkuyuNükleer Santrali devreye alınmış olsaydı elektrik tüketiminin yüzde 17`si buradan karşılanabilecekti.
Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller sayesinde Türkiye, 16 milyar metreküp doğalgaz ithal etmekten ve dolayısıyla doğalgaza yıllık 7 milyar doların üzerinde para ödemekten de kurtulmuş olacak.