ADANA - Adana İl Müftülüğü tarafından, Adana E Tipi Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülere yönelik gerçekleştirilen programda, Diyanet İşleri Başkanlığının cezaevlerinde dini ve ahlaki gelişim konusuna gün geçtikçe daha çok önem verdiği belirtildi.

Program, Ömer Ünverdi'nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Cezaevi Vaizi Halil Can, bir konuşma yaptı.
Cezaevlerinde vaiz sayısının 2001 yılında 5 kadrolu kişi olduğunu, 2007 yılında bu sayının 49'a çıktığını, 2013 yılı itibariyle toplam 207 kadrolu cezaevi vaizi ve 400'ün üzerinde görevlendirme ile bu hizmetin artarak devam ettiğini söyleyen Can, 2013 yılında 490 kişilik Cezaevi Vaiz Kadrosu açıldığını hatırlatarak tüm bunların mahkûmlara yönelik din hizmetlerine verilen önemi gösterdiğini belirtti.

Cezaevi Vaizi Can'ın, Adana İl Müftüsü Arif Gökçe'yi kürsiye davet etmesi ile İl Müftüsü Gökçe, konuşmasına "Konferans" kelimesinin ortamları ile ilgili soğuk bir kelime olduğunu, "Hasbıhal" kelimesinin ortamlarına daha da uyduğunu belirterek, "Gelin biz buna hasbıhal diyelim." diyerek samimi bir ortam oluşmasını sağlamaya çalıştı

Konuşmasının genelinde,"Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir." ayeti üzerinde duran ve "Acaba biz mi hapisteyiz, siz mi hapistesiniz?" diyen Gökçe, gerçek özgürlüğün Allah (cc) ile beraber olabilmek olduğunu, bunu gerçekleştirebilmiş olanın içerde veya dışarıda olmasının çok bir şey değiştirmediğini vurguladı.

"Dışarıdan bakıldığında biz hür, siz ise mahkûmsunuz fakat gerçek böyle mi? Gerçekten biz hür, siz mahkûm musunuz?" ifadeleriyle özgürlüğün bedenle değil yaşayışla, ruhla ve hissiyatla olacağını belirten Gökçe,"Biz, ona şah damarından daha yakınız." ayetini okuyup, Rabbimizin bize bizden bile yakın olduğunu, içimizden geçenleri dahi bildiğini, bu şuurla yaşayan Mü'min için yalnızlık, umutsuzluk diye bir şeyin söz konusu olamayacağının altını çizdi.

Sonunda duygu yoğunluklu bir dua yapan Müftü Gökçe, kurumda Kur'an kursuna gidip başarılı olan mahkûm talebelere belgelerini vererek, her kursiyere Kur'an-ı Kerim hediye etti.(Yunus Emre-İLKHA)