Kemal Kılıçdaroğlu, Akşener-Erdoğan görüşmesine dair Sözcü’den Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Bu görüşmeyle ilgili birinci soru görüşme talebinin kimden geldiği olmalı. Sayın Erdoğan’ın daveti üzerine mi, yoksa Sayın Akşener in talebi üzerine mi bu görüşme gerçekleştirildi. Bu önemli. Buna göre şu değerlendirme yapabilirim:
Partisine bilgi vermesi gerekirdi. Yani bu görüşmenin öncesinde görüşme kendisinin talebiyse mutlaka ‘Şu gerekçelerle ben Erdoğan’la görüşeceğim’ demesi lazımdı. Veya Erdoğan’ın talebi üzerineyse ‘Evet, ben Erdoğan’la görüşeceğim. Erdoğan’ın böyle bir talebi var. Sizin parti olarak söylememi istediğiniz bir şey var mı?’ diyerek en azından kendi partisine sormalıydı. Burada konuşması ve kamuoyunu aydınlatması gereken Sayın Akşener. Neden aydınlatmadığını bilmiyorum. Medyada, oğlu için büyükelçilik, kendisi için Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı istediğine ilişkin haberler yer alıyor. Tabi onlara çok fazla bir şey söylemiyorum. Burada önemli olan görüşme talebinin kimden geldiğidir.
1- Eğer, Erdoğan’ın talebi üzerine Sayın Akşener bu görüşmeyi yaptıysa, bu Erdoğan’ın gücüne teslim olmak demektir.
2- Eğer kendi talebi yani Sayın Akşener, ‘Ben görüşmeyi talep ettim, dolayısıyla bu talebimi de Sayın Erdoğan kabul etti’ diyorsa bunun gerekçelerini Sayın Akşener kamuoyuna gerekçeleriyle açıklamalı.
Sayın Akşener, Erdoğan’la görüşme talebinde bulunduysa bunu açıklamalı. Çünkü İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu bile devre dışı bırakıldığı anlaşılıyor.
'HANGİ GEREKÇEYLE TEKRAR MASAYA DÖNDÜĞÜNÜ BİLMİYORUM'
Politikada yumuşama olması için ya da normalleşme olması için Meral Hanımın aktör olarak partinin genel başkanı pozisyonunu koruması gerekir. O pozisyonda olması lazım. Sayın Akşener o pozisyonda değil. Akşener’in böyle bir görüşmeyi niçin yaptığını emin olun bilmiyorum. Akşener’in altılı masadan hangi gerekçeyle ayrıldığını ve hangi gerekçeyle tekrar masaya döndüğünü bilmiyorum. Bunu bir gün kendisine sormak isterim.”