Gazze nöbeti adıyla her çarşamba günü gerçekleştirilen basın açıklamasını bu hafta Aysun Kılıman okudu.

Gazze'de insanlık ölmeye devam ettiğini hatırlatan Kılıman, "Gazze'de 8 aydır vedalar bitmiyor. Filistinli bir baba, şehit olan evladına veda ediyor. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Biz Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz' diyor. Filistinli küçük kız, israilin saldırısı sonrası mahsur kaldığı enkaz altında defalarca annesini soruyor. Filistinli bir çocuk, israilin Gazze'ye yönelik saldırısında şehit olan babası için ağlıyor ve 'babam nerede?' diye soruyor. Evet, kıymetli dostlar! bu sorunun muhatabı hepimiziz. Çünkü rabbimiz Kur'an-ı Kerim'in Tenvir Suresinde; Güneş, dürüldüğü zaman, yıldızlar bulanıp söndüğü zaman, dağlar, yürütüldüğü zaman, gebe develer salıverildiği zaman, tüm canlılar toplandığı zaman, denizler kaynatıldığı zaman, ruhlar eşleştirildiği zaman, diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman… diye buyruluyor. Bu ayet, savunmasız bir masumun zulme uğramasından, katledilmesinden hepimizi sorumlu tutmaktadır. Bugünde Filistin topraklarında, Gazze de yetim kalan, öksüz düşen, açlıkla, yoklukla boğuşan, Allah yolunda evinden yurdundan olan o çocuklar ve kadınlar dünyadaki Müslümanların ve tüm insanlığın yani hepimizin imtihanı olmuştur." dedi.

"Ümmet, Gazze'de yaşananlara engel olamadığı için sorumludur"

Kılıman, "Önce uyanık olmak zorundayız. Sömürgeci batının işlediği cürümleri, sömürmek için gittikleri dünyanın her köşesinde uyguladıkları vahşeti biliyoruz ama çok kolay unutuyoruz. Tedbirli olmak için hatırlamak ve hatırlatmak sorumluluğumuz var. Gazze, zalimlerin dünyasını ortaya çıkardı. Anlıyoruz ki, zalimlerin kontrolündeki Birleşmiş Milletler, demokrasiler, insan hakları, adalet çağrıları meğer kundaktaki çocukları koruyamayacak, her yaştan binlerce sivilin katledilmesine seyirci kalabilecek, bir lokma ekmek için sokağa çıkan masum insanları bombalayanlara dur diyemeyecek kadar kalpsizmiş. Bugün ABD destekli işgalci siyonistlerin Gazze'de yaşattıklarına engel olamadığından dolayı ümmet sorumludur, vebal altındadır. Bugün zalimin zulmünü kınamak zulme engel olmuyorsa, ümmet yani bizler zalimi durduracak, zulmüne engel olacak mücadele yöntemlerini bulmak ve uygulamak zorundayız." diye konuştu.

"İsraili devlet olarak tanımaktan vazgeçin"

"İnsan Hakları Beyannamesi ile vurulmasının yasaklandığı basın mensubu, hastane, okul, su depoları, ambulanslar, alt yapıyı ve sivil halkın sığındığı bölgelerin işgal rejimi tarafından pervasızca vurulduğuna dikkati çeken Kılıman, "Hiçbir uluslararası hukuka uymayan, bu konudaki arsızlığını açıkça dile getirmekten çekinmeyen siyonist israilin Türkiye topraklarının da yaklaşık yüzde 20'sini içine alan Arz-ı Mev'ud idealini gerçekleştirmek için yapamayacağı canilik yoktur. Bu artık tüm dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu nedenle başta Cumhurbaşkanımız ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan tüm siyasi parti liderlerine, Akyazı Sivil Toplum Kuruluşları Gazze ile Dayanışma Komisyonu olarak çağrıda bulunuyor ve diyoruz ki, artık bu hukuk tanımaz siyonist yapı ile ülkemizin tüm bağlarını kesme zamanı gelmiştir. Öncelikle de zamanın şartları gereği alındığını düşündüğümüz 24 Mart 1949 tarihli Bakanlar Kurulu Kararının kaldırılması ve Siyonist varlığı tanıma kararından dönülmesi hayati önem taşımaktadır. En kısa zamanda çıkarılacak bir Kanun ile Türkiye halkının yüzüne sürülen bu kara lekenin silinmesi ve siyonist yapının Devlet olarak tanınmasından vazgeçilmesi, tüm ilişkilerin kesilmesi gerekmektedir." şeklinde konuştu. (İLKHA)