ŞANLIURFA - Doğu ve Güneydoğu Bölge Barolar Toplantısı, Şanlıurfa'da gerçekleştirildi. Toplantının gündeminde ise çözüm süreci, demokratikleşme paketi, Kürt sorunu ve faili meçhul davaları vardı. Açıklamayı Doğu ve Güneydoğu Baroları adına dönem sözcüsü Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Ali Fuat Bucak yaptı.


Çözüm sürecinin siyasi kaygılardan uzak ahlaki bir zeminde sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Bucak, "Türkiye toplumunu yakından ilgilendiren bu meselede siyasi partilere ve STK'lara önemli sorumluluk düştüğü kanaatindeyiz. Çözüm çabalarının, ülkenin peş peşe gireceği yerel, Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin atmosferinden etkilenmeden sürdürülmesi gerektiğini, bunda çözümü sürdüren aktörlere büyük görev düştüğünü, aktörlerin süreci akamete uğratacak üslup ve tehdit dilinden uzak durmalarının hayati önem arz ettiğini hatırlatmak istiyoruz." dedi.


Paket hayal kırıklığı yarattı
Konuşmasının devamında "Demokratikleşme Paketi"ne de değinen Bucak, "Bununla birlikte, açıklanan paketin atılacak adımlara dair niyetleri ve çerçeveyi gösteren bir açıklama niteliğinde olduğunu dikkatten kaçırmadan, belirtmek istiyoruz ki; açıklanan son 'Demokratikleşme Paketi' bölge insanında ve kamuoyunda oluşan beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu bakımdan demokratikleşme paketinin bölge insanında hayal kırıklığı yarattığını da ifade etmek istiyoruz. Tarihsel bir yaklaşım olarak Osmanlı'dan beri sorunları zamana yayarak çözme yaklaşımı, kamuoyunda samimiyet sorgulanmalarıyla birlikte çözümsüzlük kaygılarını da beraberinde getirmektedir." ifadelerini kullandı.


Anadil Anayasal güvence altına alınmalı
Anadilde eğitim hakkının Anayasal güvence altına alınması gerektiğini vurgulayan Bucak, "Hükümetin demokratikleşme ve çözüm süreci bağlamında yaptıklarını önemsemekle birlikte, paketin aksine anadilde eğitim hakkının eşitlik hukuku temelinde kamu okullarında devlet tarafından yerine getirilmesi gerektiğini ve bu durumun Anayasal güvenceye bağlanmasının İnsani, ahlaki ve hukuki bakımdan zorunlu olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz." dedi.


Kürtler arasında örülen duvar sürece aykırıdır
"Çözüm sürecinin nihai hedefi Kürt sorununu çözmektir" diyen Bucak şunları kaydetti: "Ancak Rojava ve Türkiye sınırları içerisindeki akraba Kürtler arasında örülen ve adeta Berlin Duvarını andıran sınırdaki duvar inşası çözüm sürecine aykırı yönde ilerleyiş anlamına gelmektedir. Sanıkları devlet görevlisi olan bazı faili meçhul cinayetlerin faillerinin yargılandığı davalar 'güvenlik gerekçesiyle' binlerce kilometre uzakta bulunan illere nakledilmektedir. Davaların güvenlik sorunu olmamasına rağmen bu şekilde Fırat'ın batısına nakledilmesinin sanıkların adaletten kaçırılması anlamına geldiğini ve bu uygulamanın sorumluluğunun Adalet Bakanlığına ait olduğunun bilinmesini istiyoruz. Bu uygulamayla insan haklarının ağır ihlalinden sorumlu olan kamu görevlilerinin suç ve cezadan muaf tutulmasından Adalet Bakanlığı sorumludur."


Ortak açıklama yapan barolar
Gerçekleşen toplantıya Şanlıurfa, Batman, Van, Diyarbakır, Siirt, Şırnak, Tunceli, Kars -Ardahan, Bingöl, Bitlis, Muş, Ağrı, Hakkari ve Mardin baro başkanları katıldı. (M. Fatih Akgül-İLKHA)