İnönü Üniversitesi Düşünce Akademi Topluluğu tarafından Turgut Özal Kongre Merkezi'nde "Daimi Gündemimiz Filistin" konferansı düzenlendi.
Sunuculuğunu ilahiyat Fakültesi öğrencisi Fahriye Ergün'ün yaptığı program, İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ömer Can Özenci'nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ve ardından topluluk Başkanı Abdullah Dinçadam'ın açılış konuşmasıyla devam etti.
"Gazze'yi kurtarmak istiyorsak ilk önce kendimizden başlamamız gerekir"
Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Merve Gülcemal, "Biz Gazze'yi kurtarmak istiyorsak, biz Filistin'in özgür olabilmesinde bir parça dahi katkı sağlayabilmek istiyorsak, bizim ivedilikle kendimizden, toplumumuzdan, neslinizden ve nefsimizden işe başlamanız gerekiyor. Filistin meselesi ilk önce İslam ve Müslümanlık meselesidir. Ancak bugün dünyaya baktığımızda Filistin meselesi bir insanlık meselesidir. Bizim acilen bu durumu düzeltmemiz gerekiyor. Şimdi biz hep Filistin odaklı düşünüyoruz ya hani orada ne yapabiliriz? Oraya gidebilmemiz için burayı iyileştirmemiz lazım. Oradaki yangını söndürebilmemiz için önce eteğimizdeki ateşi söndürmemiz lazım. Önce burayı söndürelim ki hep beraber orayı da söndürebilelim. Ya da oradaki ateş buraya sıçramasın. O yüzden kendimizden başlamamız gerek." şeklinde konuştu.
"Bu mesele İslam ve Müslümanlık meselesi olduğu gibi bir insanlık meselesidir"
Bugün kendisi için insanların, Gazze'yi sahiplenenler ve sahiplenmeyenler olarak ikiye ayrıldığını belirten Gülcemal, "Çünkü bu mesele bir İslamlık Müslümanlık meselesi olduğu gibi insanlık meselesidir. Şöyle bir ifade var, duyuyorsunuzdur. 'Ben Türk'üm ve benim Filistin gibi bir meselem yok' diyorlar. Tam anlamıyla bir cahilin ifadesidir. Neden? Bir kere sen insansan şu anda senin bununla ilgili bir meselen olmak zorundadır. Ayrıca çok değil, yüz yıl önce o kardeşlerimiz bugün bizim için Van neyse, oydu. Bugün bizim için Bursa neyse, oydu. Bugün bizim için Mersin neyse, oydu. Onlar yüz yıl önce vatandaşımızdı. Aynı toprağın insanıydık. Bugün oraya gittiğinde senin ecdadının ürünleri var. Aslında Filistin tam olarak bizim meselemizdir. Eğer bir parçacık insanlığımız varsa bugün Filistin gibi bir meselemiz olmak zorunda ve ses çıkartmak zorundayız" dedi.
"Bugün dünyanın sokaklara bu kadar çok dökülmesinin sebebi bizlerin sokaklara çıkmış olmasıydı"
Başta boykot olmak üzere yürüyüş, miting gibi eylemlerin devam etmesi gerektiğini ifade eden Gülcemal, "Şimdi biz eylemler yapıyoruz, sokağa çıkıyoruz, yürüyüşler yapıyoruz. Bizi en çok söyledikleri şey şu. Hani çıkıyorsunuz sokağa ne oluyor? Boykot ediyorsunuz da ne oluyor? Bizde biliyoruz ki sokağa çıktığımız için o gün Gazze'de bombardıman durmayacak. Bunun idrakindeyiz. Dünyanın bugün sokaklara bu kadar çok dökülmesinin sebebi bizlerin sokaklara çıkmış olması sessizliğe bürünmemiş olmasıydı. Şu an farkındaysanız BM'den geri dönenler şu anda kabul ediliyor. Şu an dünyadaki pek çok güç bu durumun kabul edilemez olduğunu söylüyor. Bence kesinlikle halkların tepkisi buna sebep oldu. İnşallah bu şekilde devam ederse bu soykırım sona erer" ifadelerini kullandı.
"Bizim karşımızda bir devlet yok, bir devlete çökmeye çalışan işgalciler var"
Savaş kelimesinin kesinlikle kullanılmamasının altını çizen Gülcemal, "Kullanılmasını kesinlikle ve kesinlikle kabul etmeyin. Çünkü savaş dediğimiz şeyde bir denklik vardır. İki devlet vardır. Bizim karşımızda zaten bir devlet yok. Bir devlete çökmeye çalışan işgalciler var. Bu kesinlikle ve kesinlikle bir soykırımdır. Bir işgalciliktir. Hiçbir şekilde savaş olarak kabul edilemez. İnşallah durmasına vesile olacağız" temennisinde bulundu.
"Bizler yarın Allah'a ve evlatlarımıza bir cevap verebilmek için o sokaklara çıkmalıyız"
Bugün Gazze'de yapılan soykırım ve katliamların yarın bize de sıçramaması için sokakların terk edilmemesi çağrısında bulunan Gülcemal, "Ama en çok ne biliyor musunuz? Allah'a bir cevap verebilmek için o sokaklara çıkmalıyız. Yarın evlatlarımıza bir cevap verebilmek için o sokaklara çıkmalıyız. Bir dik bir duruşa sahip olabilmek için, nefsimizi koruyabilmek için, onurumuzu koruyabilmek için sokaklarda toplanmalıyız. Sosyal medya hesabında paylaşımlarımıza devam etmeliyiz. Aksi halde normalleşiriz, kanıksarız." diye uyarıda bulundu. (İLKHA)