Diyarbakır'da İslami sivil toplum kuruluşları öncülüğünde bir araya gelen Diyarbakırlılar, akşam namazını kıldıkları merkez Kayapınar ilçesi Diclekent Camiinde toplanarak basın açıklamasının yapılacağı 15 Temmuz Şehitler Parkı alanına doğru yürüyüşe geçti.

Program alanında yapılan basın açıklamasını Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.

israilin güvenli bölge olduğunu iddia ederek masum sivilleri sürdüğü Gazze Şeridi'nin Refah kentinde dün gece katil siyonist rejim tarafından tonlarca bomba kullanılarak büyük bir katliama daha sahne olunduğunu belirten Tekdemir, kısıtlı imkanlarla kurulan derme çatma çadırların içerisinde bulunan masum sivillerle birlikte yakıldığını dile getirerek bu ağır trajedide 100'den fazla kişi şehit olduğunu, yüzlercesinin ise yaralandığını söyledi.

"Bir milyon 400 bin insan Refah sınır kapısında açlığa, susuzluğa ve ölüme terk edilmiş"

Bu vahşi saldırıda çoğu feci bir şekilde yanarak can veren çocuk ve kadınların kan donduran görüntülerinin kor ateş olup yürekleri yaktığını kaydeden Tekdemir, "Saldırılar, temel insani değerlere ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, sivillerin yaşam hakkını her türden kuralın ihlal edildiği her ayrıntısı planlı bir vahşet olacak şekilde gerçekleştirilmiştir. İşgalci siyonist rejim yüz yıla yakın bir süredir Filistin halkına sistematik bir şekilde zulmetmekte,7 Ekim’den bu yana ise şiddetini büyük katliamlar eşliğinde sürdürmüştür. Bu katliamlarda kadın ve çocuklar başta olmak üzere tüm Gazze halkı etkilenmiştir." dedi.

Tekdemir, "Bugün tam 234 gündür saldırılarına aralıksız devam eden, karşısında hiçbir üç ve otorite tanımayan, aleyhinde sonuçlanan hiçbir uluslararası yaptırımı kabul etmeyen siyonist rejim gerek insan haklarını gerekse de uluslararası sözleşmeleri ihlal ederek soykırım suçu işlemeye devam etmektedir. Kadın, çocuk, yaşlı, engelli ayrımı yapmaksızın herkese karşı canice saldıran siyonist rejim, sözde kendini savunma adı altında yaptığı saldırılarla birçok savaş suçu işlemiştir. BM raporlarında da yer aldığı üzere kimyasal silahlar kullanmış, saldırılması yasak olan hastane, okul, ibadethane gibi yerleri tarumar etmiş ve Gazze’de yaşanılacak tek bir yer bırakmayarak bir milyon 400 bin insanı Refah sınır kapısında açlığa, susuzluğa ve ölüme terk etmiştir." ifadelerini kullandı.

"Kıtlıktan ölümlerin arttığı, kıyımların yaşandığı, haysiyetsizliğin zirve yaptığı bir tablo karşısındayız"

Tüm dünya tarafından her dakikası canlı canlı takip edilen bu soykırıma karşı merhametli vicdanlar hariç herkesin kulaklarını kapattığını ve etkili adım atan tek bir otoritenin dahi olmadığını sözlerine ekleyen Tekdemir, şunları söyledi:

"Her 10 dakikada 1 çocuğun ve her iki saatte bir kadının öldüğü Gazze’de şehit olanların sayısı 36 bine ulaşmış, yaralı sayısı 80 bini aşmış ve insani yardıma ulaşamayan kişi sayısı bir milyonu geçmiştir. Gazze’nin sağlık sistemini ayakta tutan başta Şifa Hastanesi olmak üzere neredeyse tüm hastaneler kullanılamaz hale getirilmiş, ibadet edilecek cami bırakılmamıştır. Hayat kurtaran yardımların engellendiği, yardım için geçiş noktalarının kapalı tutulduğu, kıtlıktan ölümlerin artmaya başladığı, kıyımların yaşandığı, haysiyetsizliğin zirve yaptığı bir tablonun karşısındayız."

Tekdemir, "Birleşmiş Milletler, uluslararası yardım kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları şimdiye kadar Gazze'ye çok sınırlı ölçüde insani yardım sağlayabildi. Bu yardımlar bölgede açlığın, yetersiz beslenmenin ve hastalıkların yol açtığı ölümcül kısır döngüyü kırmak için yeterli olmadığı gibi Gazze kendi kaderine terk edildi." ifadelerine yer verdi.

"Söz konusu Filistin olunca uluslararası hukuk unutulmuş ve uyutulmuştur"

7 Ekim’den bu yana 77 bin ton patlayıcının kullanıldığı Gazze’de 87 bin konut tamamen yıkıldığına, bir milyonu aşkın insanın yerinden edilerek refah sınır kapısına sıkıştırıldığına dikkat çeken Tekdemir, son günlerde Uluslararası Ceza Mahkemesi UCM tarafından siyonist rejim aleyhine verilen kararlar ile sözde olumlu adımlar atılmışsa da verilen kararlar siyonist rejimin saldırılarını etkilemediğini söyledi.


 

Tekdemir, "Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısının Filistinlilere yönelik insanlık suçu işledikleri gerekçesiyle işgal rejimi başbakanı ve savunma bakanı hakkındaki tutuklama talebini HAMAS'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinwar, Filistin direnişinin genel komutanı Muhammed Deyf ve HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye hakkındaki tutuklama talebiyle dengelemeye çalışması mazlumu zalimle eş gören adaletsiz ve hukuksuzluğun dik alası bir tutumdur. Böylelikle uluslararası mekanizmaların işlevsiz olduğu tüm dünya tarafından görülmüş, insan hakları söylem ve iddialardan öteye geçmemiş, söz konusu Filistin olunca uluslararası hukuk unutulmuş ve uyutulmuştur." dedi.

"Biz Müslümanlara yakışan inancımızın bizlere emrettiği tavrı kuşanıp izzetli bir duruşu seçmektir"

Dünyanın sessiz kaldığı bu katliamların karşısında İzzettin El Kassam Tugaylarının izzetli mücadelesine atıfta bulunan Tekdemir, "Dünyanın tüm ahlaksız çevreleri, tüm kurum, kurul ve bildirileri ile bu iğrenç soykırımı sessiz bir tutum içinde onaylıyor. Tüm bu yoksunluklar içerisinde ümmetin izzetini kuşanan, topraklarını savunan, insanlığın onurunu sırtlanan direniş gruplarının mücadelesini kendimizden utanarak takdir ediyor, direnişin aziz evlatlarının mücahedesini canı gönülden kutluyor, şehadetlerini tebrik ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Müminlerden bazı kimseler Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler, kimileri onun yolunda can verdiler, kimileri de ecellerini bekliyorlar; vaadlerini asla değiştirmediler." Ayeti kerimesiyle konuşmasını sürdüren Tekdemir, "Biz Müslümanlara yakışan inancımızın bizlere emrettiği tavrı kuşanmak, mücahitlerle her türlü imkân ve duamızla beraber olmak; birey, toplum, ülke, ümmet olarak izzetli bir duruşu seçmektir." şeklinde konuştu.

"Alanlar boş bırakılmamalı, eylemler çeşitlendirilerek direnişe destek devam ettirilmeli"

Diyarbakır İslami STK’ları olarak yetkililere çağrıda bulunan Tekdemir, "siyonistlerle ve destekçileriyle her türlü ticari ilişki engellenmeli, israilin en azılı destekçisi ABD güdümündeki yapının kontrolünde kullanılan Kürecik ve İncirlik üsleri kapatılmalı, Refah'tan karayoluyla düzenli yardım girişleri sağlanmalı, bölge ülkelerinin içinde olduğu Uluslararası bir yapının teşekkülünde denizden ve havadan düzenli yardım koridorları oluşturulmalıdır." ifadelerini kullandı.

Tekdemir, "HAMAS Gazze’nin, Özgür Filistin ruhunun tek ve gerçek temsilcisidir. HAMAS ve direniş güçlerini tasfiye edecek, denklemin dışında bırakacak siyonist tezler şartsız olarak reddedilmeli, boykotun bir ibadet olduğu biliciyle hareket edilmeli, boykot gündemi hayatın bütün ünitelerine hassasiyetle taşınmalıdır. siyonistlere destek veren firmalara ve ülkelere karşı boykot yaygınlaştırılmalı, boykotun devletler düzeyinde ele alındığı bir aşamaya geçilmeli ve son olarak alanlar boş bırakılmamalı, eylem saha ve başlıkları çeşitlendirilerek direnişe destek devam ettirilmelidir." dedi. (İLKHA)