Adana Sivil İnisiyatif Meclisi ASİM tarafından cuma namazı sonrası basın açıklaması düzenlendi.

Tarihi Ulu Cami önünde düzenlenen basın açıklamasına ASİM bileşeni dernekler, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. İşgalci siyonistler aleyhine sloganların atıldığı basın açıklamasında, vatandaşlar ellerinde Gazze’de sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırıları gösteren dövizler taşıdı.

Veysi Sonkaya'nın Kur'an tilaveti ile başlayan basın açıklaması öncesi Peygamber Sevdalıları Vakfı Adana Koordinatörlerinden Orhan Erkuş bir selamlama konuşması yaptı.

Basın açıklamasını ASİM adına Mahmut Eraslan okudu.

"HAMAS meşrep ve mezhep ayrımı olmadan zalimlerle mücadele etmeyi öğretti"

Selamlama konuşmasında Ukbe b. Nafi'nin hayatından bir örnek anlatan Erkuş, HAMAS'ın bizlere birçok ders verdiğini de beraberinde ifade etti.  

Erkuş,"Değerli Müslümanlar, Ukbe bin Nafi, (Allah kendisine rahmet eylesin) 10 bin kişilik ordusuyla beraber, karşısında 80 bin kişilik olan Rum ordusuyla karşı karşıya gelir. Hanımı savaş başlamadan önce yanına gelir ve der ki 'Ey Ukbe cihad bittikten sonra seni nerede bulabilirim?' diye sorar. Ukbe (Allah ona rahmet eylesin) şunu söyler, 'Ey hanım, beni savaş bittikten sonra ya Rum komutanının çadırında ya da cennette bulursun' diyor. İşte Ukbe bin Nafi'nin yiğit evlatları, torunları, Ebu Ubeyde Bin Cerrah'ın yiğit torunları bugün siyonizme kan kusturuyor Allah'ın izniyle ve ümmeti Muhammed'e insanlığa büyük bir ders veriyorlar. Ebu Ubeyde'nin yiğit öğrencilerinden birçok ders almamız lazım. Birincisi, Allah'a nasıl tevekkül etmesi gerektiğini gösteriyorlar. Asıl tevekkül etmemiz gereken mercinin alemlerin Rabbi olan Allah olduğunu söylüyorlar. Mücadelenin ahlakını gösteriyorlar, esir takasın da esirlere nasıl davranılır dünyaya bunun ahlakını gösterdiler. Düşmana korkusuzca nasıl saldırılır bunun dersini gösterdiler. Saf bir davet ve mücadele nasıl yapılır, insanlar İslam'a nasıl davet edilir onun dersini gösterdiler. Bu işin mezheple, meşrep ile ayırt edilerek olmayacağını gösterdiler bize. " diye konuştu.

" Hiçbir zalim, insanların canına, malına, yurduna, yuvasına kastederek emellerine ulaşamamıştır"

ASİM adına basın açıklamasını okuyan Mahmut Eraslan, Gazze'de yaşanan soykırımın Avrupa'da yaşanan bazı olaylar kadar gündem edilmediğini belirterek zulmedenlerin akıbetlerinin aynı olduğunu ve israilin de yakın zamanda kendi yaptığı zulmün kendisinin sonu olacağını vurguladı.

Eraslan: "İşgalci israilin, 7 Ekimden bu yana Gazze'ye yönelik başlattığı hiçbir insani, vicdani ve hukuki temeli olmayan saldırıları pervasızca devam etmektedir. Siyonist israil, uluslararası mahkeme kararlarını hiç umursamamakta ve bütün dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam ve soykırım suçu işlemeye devam etmektedir. Saldırıların başladığı ilk günden bu yana 40 binden fazla Filistinli kardeşlerimiz hunharca şehid edildi. Bunların 15 bini sadece çocuklardan oluşuyor.  Şimdi de gözü dönmüş caniler, yüz binlerce insanın sığındığı ve güvenli bölge ilan edilen Refah bölgesine saldırmaktadır. Aylardır vahşete ve zulme uğrayıp evlerinden ve topraklarından çıkarılan bu da yetmiyormuş gibi vahşice öldürülen binlerce Müslüman kadın, çocuk, genç ve yaşlılar, Avustralya'da karaya vuran ve dünyanın gündemini meşgul eden balinalar kadar konuşulmadı." dedi.

"Batı'nın demokrasi, insan hakları ve uluslararası savaş hukukunun, Mekkeli müşrikler gibi helvadan yaptıkları putları olduğunu gördük"

Eraslan,"İki gün önce 15 Mayıs'ta büyük felaket olarak adlandırılan 'Nekbe'nin yıl dönümüydü. Sayıları 1 milyonu bulan Filistinlinin, siyonist israil terör çetesi tarafından evlerinden sürgün edilmesinin yıl dönümüydü. Bunca yıldır devam eden bu zulüm ve kıyım milyonlarca Filistinliyi hayattan koparırken bir o kadarını da yersiz yurtsuz bırakmıştır. Dünyanın gözü önünde bunca yıldır sistematik bir şekilde işlenen bu soykırım ve vahşet sözüm ona Batı'nın demokrasi, insan hakları ve uluslararası savaş hukukunun, Mekkeli müşrikler gibi helvadan yaptıkları putları olduğunu gördük. Konu Filistin, Irak, Afganistan ve Suriye olunca ya da yeraltı zenginliklerinden dolayı sömürülen Kara Kıta olunca 'Üç Maymun'u oynayan Batılı devletler, konu Fransa'daki 'Çarli Hebdo Dergisi' olunca İnsan Hakları ve Demokrasi putunu hemen devreye koyuyorlar. Ve biz onlara Kur'an'ın diliyle cevap veriyoruz; 'De ki ey Kâfirler yenileceksiniz ve cehennem ateşine sürüleceksiniz'. " ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasının devamında Eraslan şunları söyledi: "Bizler gerek Adana da, Türkiye'de gerek Avrupa'da, ABD de ve dünyanın dört bir yanında üniversitelerde ve farklı diyarlarda bulunan Müslümanlar ve vicdan sahibi insanlar olarak elimizdeki imkânlar dâhilinde siyonizme para akışı sağlayan firmaları boykot ettik. Yapılan zulümleri, kıyımları gündem ettik. Bundan dolayı eylemler, yürüyüşler, konferanslar ve çadırlar kurduk. Belki yarın başka bir programlarla ya da etkinliklerle Filistin'e ve Gazze'ye desteklerimizi devam ettireceğiz. Ama şunu belirtmek istiyorum ki Gazze ve Filistin dünyanın ve insanlığın vicdanı ve öğretmeni oldu. Her bir Filistinli ve Gazzeli kardeşimiz bizlere sabrı, sebati, adaleti, merhameti ve en önemlisi unuttuğumuz kardeşlik hukukumuzu öğretti. Tabelaların mezheplerin hiç bir öneminin olmadığını 'Ancak müminler kardeştir' ilahi düsturunu bizlere canları, malları pahasına öğrettiler."

İnsanlığın, siyonizmin karşısında dimdik durması gerektiğini söyleyen Eraslan, son olarak şu açıklamalara yer verdi: "Tarihte hiçbir zalim, insanların canına, malına, yurduna, yuvasına kastederek emellerine ulaşamamıştır. Nasıl ki geçmişte, Hz. Musa ve onun yolundan gidenlere yaptıkları zulüm zalim firavunun sonunu getirdiyse, Gazze'de, Filistin'de döktüğü kan da zalim israil’in sonu olacaktır. Müslümanlar başta olmak üzere onurunu ve vicdanını kaybetmemiş insanlık, Siyonizm’in kirli planlarına karşı dimdik ayakta durmalıdır. israilin Filistin’e yönelik saldırılarına karşı dünyanın dört bir yanında gösteri yapan fikri hür, vicdanı hür, cesur insanlara ve siz Adanalı kardeşlerimize selam olsun. Bilinmelidir ki bugün zalimin karşısında durmazsak ve haksız bir şekilde yurtlarından edilmek istenen, katliamlara maruz kalan Filistinli kardeşlerimize yardım etmezsek, bu ateş mutlaka bize de dokunacaktır." (İLKHA)