Her hafta olduğu gibi bu hafta da 7 Ekim'de başlayan Aksa Tufanı'nı desteklemek ve Gazze'de yaşanan vahşeti kınamak ve tepki göstermek için HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı, Cuma namazından sonra Merkez Ulu Camii önünde basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasını HÜDA PAR Bingöl Merkez İlçe Başkanlığı adına Abdurrahman Berk okudu.

"İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanların Allah yanında derecesi çok büyüktür. İşte bunlar kurtuluş ve başarıya erenlerin ta kendileridir." ayeti kerimesini okuyarak açıklamasına başlayan Berk; kadın, çocuk, yaşlı gözetmeden savaş suçu işleyen siyonist çetenin yaklaşık 40 bin Filistinliyi şehit ettiğini belirtti.

"Küresel emperyalizme, çağdaş barbar siyonistlere ve işbirlikçilerinin saldırganlıklarına karşı ölümü öldüren Gazze direnişinin yiğitlerine selam olsun. Şeyh Ahmet Yasin'in evlatlarına, Selahaddin-i Eyyubi'nin ve Abdülhamid Han'ın torunlarına selam olsun." diyerek açıklamasına devam eden Berk, "siyonist işgal rejiminin, dünya istikbarını da arkasına alarak, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik vahşet ve dehşeti devam etmektedir. Tarihte ender rastlanan bir katliamla yerleşim yerlerine saldırarak soykırım suçu işleyen siyonistler, kundaktaki bebeleri, masum çocuk ve anneleri, canlı her ne varsa dünyanın gözleri önünde vahşice katletmektedir. Kadın, çocuk, yaşlı, savunmasız sivillere saldıran işgalci siyonistler, Gazze'de şu ana kadar 17 binden fazla çocuk, 12 binden fazla kadın olmak üzere yaklaşık 40 bin Filistinli kardeşimizi şehit etmiştir. Hastane odaları ve bahçelerinde ortaya çıkan toplu mezar görüntüleri, siyonist vahşetin acılar içinde kıvranan yaralılara muamelesini gün yüzüne çıkarmaktadır. Hastanelerde katledilen on binlerce yaralı kardeşimiz dışında yaralanmış olan 80 bin kardeşimiz tıbbi imkânsızlıklardan dolayı şehit olacakları günü beklemektedirler." ifadelerini kullandı.

"75 yıldır her geçen gün Filistin'de işgali genişletmeye devam etmektedirler"

Dünyanın gözleri önünde siyonistler tarafından bir yandan zulme maruz kalırken diğer yanda açlık, kıtlık ve insani yardımlara ulaşamadıklarını dile getiren Berk, "Kana, talana, işgale doymayan siyonistler, 75 yıldır her geçen gün Filistin'de işgali genişletmeye devam etmektedirler. Bunun son örneğini Gazze'de görüyoruz. Gazze ve Kudüs başta olmak üzere Filistin'in asıl sahibi olan kardeşlerimize yönelik her türlü hak ihlalleri yapılmaktadır. siyonistler tarafından mazlum kardeşlerimizin evleri, arazileri, bağ ve bahçeleri gasp edilmekte; kardeşlerimiz sürgün, işkence, tutuklama ve katledilmeye maruz bırakılmaktadır. Gazzeliler, dünyanın gözleri önünde siyonistler tarafından bir yandan soykırıma maruz kalırken, diğer yandan açlık, kıtlık ve insani yardımlara ulaşamamaktadır. Yaşanan bu mezalim modern çağın; vahşi, karanlık, hayâsız ve vicdansız yüzünü ortaya çıkarmıştır. Sözde çağdaş, ilerici, insan hakları evrensel bildirgeleriyle, yaldızlı sözlerle dünya halklarına ideolojileri bir afyon gibi enjekte eden seküler zihniyetin çirkin ve vahşi yüzü tüm dünya halklarının lanetine uğramaktadır." şeklinde konuştu.

"Tüm dünya halkları zulme destek veren idarecilerine lanet etmekte, katliamın durdurulmasını talep etmektedirler"

Kınama dilinden vaz geçilerek, fiili stratejilerin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Berk, "siyonist-evangelist çağdaş barbarlar tarafından Gazze'de gerçekleştirilen mezalim, dünyanın gözleri önünde canlı yayınlarla yayınlanmakta, bu vahşi ve hayâsız siyonizm akımına karşı dünyanın çeşitli ülkelerindeki halkları meydanlara dökmektedir. Amerika'daki üniversite öğrencileri başta olmak üzere tüm dünya halkları zulme destek veren idarecilerine lanet etmekte, katliamın durdurulmasını talep etmektedirler. Büyük bir dönüşümün kapısını aralayan Gazze, halkı Müslüman olan devletler başta olmak üzere zulmü kabul etmeyen ülkeler açısından devrim niteliğinde yeni bir dönemin kapısını aralamıştır. Kınama mesajları, uluslararası hukuk ve insan hakları bildirgeleri gibi kriterleri hiçe sayan siyonist çarkın dişleri kırılmalıdır. Kınama dilinden vazgeçilerek, fiili stratejiler hayata geçirilmelidir. Zira zaman kınama zamanı değil. Zaman siyonistlere karşı askeri, siyasi, ekonomik, diplomatik, ticari, stratejik hamleleri devreye sokma zamanıdır. Zaman, vahşet ve soykırımı durdurma zamanıdır." ifadelerine yer verdi.

"siyonistlere karşı kahramanca mücadele eden HAMAS maddi ve manevi desteklenmelidir"

İşgalci siyonistlerin Refah'a olan saldırılarının gün geçtikçe arttığını dile getiren Berk, "Bugün siyonistlerin arz-ı mev'ud projelerine karşı gerekli tedbirlerin alınması için hala çok geç kalınmış değildir. Yaşanan gelişmeler kısa, orta ve uzun vadede ele alınarak, siyonistlerin Gazze'de işgal ettiği yerlerden geri çekilmesine yönelik ciddi adımların atılmasını gerekli kılmaktadır. Gazze'nin siyonist israil tarafından ele geçirilmesi, başka işgallerin de kapısını aralayacaktır. Başta Türkiye olmak üzere tüm ülkeler, siyonistleri durdurma ve söz konusu işgale son verme noktasında gerekli azami çabayı göstermelidir. İslam dünyası, siyonist vahşete karşı bütün sinir uçları nerede ise onları harekete geçirmeli, bu vahşet ve dehşet durdurulmalıdır. siyonist işgal rejiminin sözde ordusunun Refah'a yönelik kara saldırılarının şiddeti her geçen gün artmaktadır. Bununla birlikte siyonist işgalcilere karşı direnen kahraman mücahidler, siyonist çetelere ve sözde ordusuna ağır kayıplar verdirmektedir. Bu da göstermektedir ki siyonistlere karşı kahramanca mücadele eden HAMAS, maddi ve manevi desteklenmelidir. Nekbe felaketinin yıldönümünde, bir daha felaketlerin yaşanmaması için kahramanca direnen Filistin halkının, özgürlüğüne kavuşacağı her eylemin yanındayız." dedi.

Uluslararası toplumdan ve vicdan sahiplerinden talepleri olduğunu söyleyen Berk, taleplerini şöyle sıraladı:

1) siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik saldırılarının son bulması için kalıcı bir ateşkesin sağlanması, insani koridorun açılması ve yurtlarından edilmiş olanların pazarlıksız şekilde yaşadıkları yerlere geri dönmesi sağlanmalıdır.

2) İşgal rejiminin saldırıları nedeniyle yıkılan veya tahrip edilen yerler, cami, okul, hastane, sağlık kuruluşu, kamu binaları başta olmak üzere 300 bin konutun inşası yönünde adımlar atılmalı ve tahrip edilen yerleşim yerleri yeniden mamur edilmelidir.

3) HAMAS'ın aracı devletlerin garantörlüğü ile hazırlanan ateşkes şartlarına olumlu görüş bildirmesine rağmen siyonist canilerin ateşkesten vazgeçip vahşet ve soykırıma devam etmesi uluslararası toplum ve kurumlar tarafından mutlaka bir yaptırıma tabi tutulmalıdır.

4) HAMAS'ın ateşkesten yana olmakla Filistin halkının meşru temsilcisi, dünyadaki vicdan sahibi insanların ise yüz akı olduğu gerçeği mutlaka kabul edilmelidir. Uluslararası mecralarda yürütülen çalışmalar bu hakikat göz önünde bulundurularak yürütülmelidir.

5) siyonistlerin Filistin'deki tarım arazilerini bitirmesi, su kaynaklarını tahrip etmesine yönelik ciddi adımlar atılmalı, buna karşılık Türkiye'den israile gönderilen suyun muslukları mutlaka kapatılmalıdır.

6) Refah kapısının ABD'ye bağlı şirketlerin idaresine verilmesi şeklindeki şeytani teklif mutlak olarak reddedilmelidir. Filistin halkı kendi sınırları ve kapılarının idaresini üstlenmekle tek yetkili merci kabul edilmelidir. 7) ABD'ye bilgi akışı sağlayarak siyonist vahşete doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlayan ABD'nin Türkiye'deki radar üsleri kapatılmalıdır.

8) Türkiye Ticaret Bakanlığı, israil ile tüm ürünleri kapsayacak şekilde ticareti durdurma kararı, Gazze'ye kesintisiz insani yardım akışı sağlanana kadar geçerli olacağını vurgulaması geç de olsa atılmış olumlu bir adımdır, sürdürülmelidir. Peygamber Sevdalıları/HÜDA PAR olarak bir kez daha diyoruz ki; ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ'nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin'in ve Mescid-i Aksâ'nın özgürlüğüne giden her eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapmaya hazırız. Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerine olsun.

Program okunan dua ile sona erdi. (İLKHA)