Bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Arefe günü sabah namazıyla başlamıştı tatlı heyecan, her bir ağızdan Müslümanların “Allahu ekber, Allahu ekber, La ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd” tekbirleri gökyüzüne hüzünle birlikte yükseliyordu. Mustazaf Müslümanlar bir kurban bayramına daha garip giriyordu. İslam coğrafyasına musallat olmuş Firavunlar, el birliği ile Allah’a inanmış yüreklere olan savaşını acımasızca sürdürüyordu. Arakan’a mı yansın bu yürek yoksa Suriye’de, Mısır’da akan Müslüman kanına mı? Yoksa Allah’ın dinine hizmet ettiğinden dolayı 205 yıl ceza alan Muvahhid Müslümanlara mı? Yoksa işbirliği etmişçesine Müslümanlara verilen cezayı görmemezlikten gelen duyarsızlara mı! Yoksa, sırf camide Kur’an dersi verdiği için bilmem kaç yıldır zindanlara yatan Kur’an aşıklarına mı ? Yoksa bir bayramı daha babasız geçiren şehit çocuklarına mı ? Yoksa sırf başörtüsü taktığı için tecrit edilen, linç edilmek üstenen melek yüzlü küçük bacımıza mı ? Hüzün içerisinde bayram yaşamak bu olsa gerek..

 

Nurullah İkbal / Siverek – Yaş: 19