7 Ekim’den bu yana işgal rejiminin Filistin’e karşı şiddetlendirdiği katliamda, on binlerce Müslüman şehit edildi.
İstisnalar hariç 57 Müslüman ülkenin bu katliama karşı sessizliğe büründüğünü belirten Dr. Öğretim Üyesi Akademisyen Ahmet Ceylan, HAMAS’ın gösterdiği imanlı direnişle Müslüman devletlerin sessizliklerine rağmen bütün İslam âleminin umudu haline geldiğini ifade etti.
“Avrupa'da üretilen bütün bilimsel verilerin önemli bir kısmı siyonizm süzgecinden geçmektedir”
Siyonist rejimin Gazze'de uyguladığı insanlık dışı uygulamaları, İslam dünyasının ekonomik, siyasal, askeri, teknoloji bakımından geri kalmasından kaynaklandığını vurgulayan Ceylan, “Gazze meselesini tarihsel geçmişinden günümüze kadar akışını bildiğimiz zaman nereye akacağını da tahmin edebiliriz. Şu anda siyonist israil'in Gazze'de uyguladığı insanlık dışı uygulamalar, savaşlar İslam dünyasının iki asırlık ekonomik, siyasal, askeri, teknoloji, bilimsel açıdan geri kalmasından kaynaklanan bir durumdur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra siyonizm, dünyada hem akademik açıdan hem ekonomik açıdan ve bunun getirdiği güç ile siyasal açıdan dünyanın süper güçleri üzerinde ciddi bir hegemonya kurmuşlardır. Bu hegemonya, güçlü ülkelerin üzerinden bütün yeryüzünü kaplayan bir hegemonyaya dönüşmüştür. Dolayısıyla siyonizm dediğimiz zaman dediğimiz zaman Doğu Akdeniz sahilinde işte 20-30 bin kilometrelik alanda yaşayan 6-8 milyonluk Yahudi kitlesini kastetmiyoruz. Aslında dünyanın sermayesinin yüzde 30’unu kastediyoruz. Çünkü şu anda özellikle Amerika'da, Avrupa'da üretilen bütün bilimsel verilerin önemli bir kısmı siyonizmin süzgecinden geçmektedir. Bütün dünyaya objektiflik adı altında ihraç edilmekte, yayılmaktadır.” şeklinde ifade etti.
İslam’a karşı olan Batılı devletlerin süper güçleriyle kendilerini zehirlediklerini ifade eden Ceylan, “Şu anda siyonizmin yanında yer alan ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Danimarka ülkeleri şu anda dünyada askeri bakımdan en güçlü ülkeler arasında bulunmaktadırlar. Bu güç onları zehirlemiştir. Gücün kesinlikle dünya tarihi boyunca ahlaki ilkelerle sınırlandırılması, kontrol altında tutulması gerekir. Ancak şu anda dünyada insanlığı yakacak kadar devasa silah gücünü kontrol edebilecek, ona ilkelere bağlayacak bir etik anlayışı yoktur maalesef. Sonuç itibariyle dünyanın ekonomisine sahip olmak isteyen, dünyada söz sahibi olmak isteyen Çin, Rusya gibi ülkeler var. Bu ülkeler Siyonizm gücüne karşı ciddi bir alternatif oluşturamazlarsa bile, yani sonuçta dünyaya, maddeye tapılan kapitalist çağımızda belki bunlar arasında bir çıkar çatışması bir dengelenme olabilir. Bunun dışında şu anda İslam dünyasına dayanarak beşeri planda hiçbir umut maalesef gözükmemektedir.” ifadelerini aktardı.
“Siyasal planda İslam dünyası şu anda gerçekten derin bir uyku halinde”
Ceylan, İslam dünyasının, şu anda derin bir uyku halinde olduğunu belirterek, “İslam dünyası cehalet içerisinde olup hem zihinsel hem kültürel işgal altında Müslümanlar kendi gibi düşünemiyorlar, kendi gibi dünyayı yorumlayamıyorlar, Müslümanca dünyaya bakamıyorlar. Dolayısıyla şu anda İslam dünyasının da derin uyku halinde bir İslam dünyası var. Birkaç devlet ve onun yöneticilerinin özel hassasiyetlerinin kaynaklarına bazı tepkiler var. Ancak siyasal planda İslam dünyası şu anda gerçekten derin bir uyku halinde. Umarım ki Gazze'deki olaylar derin uykudaki bu İslam dünyasını sarsar, kendisine getirir. Dünyaya, tarihe, siyasete, Müslümanca bakmasını öğretir. Gerçekten şu anda İslam dünyası bölük pörçüktür. Bu bölük pörçük olan diyelim 57'nin çoğunluğu Müslümanların oluşturduğu devletler vardır. Yine Müslümanların ikinci çoğunluk oluşturduğu 30-40 tane devlet var. Ancak maalesef bir İslam dünyasından bahsedemeyiz. Bu devletlerin yönetimindeki hükümetlerin, idarecilerin çoğunun küresel güçlere bir diyet borçları vardır. Dolayısıyla bunların batıya, siyonizme şemsiye olan, siyonizmi koruyan Amerika'ya, Kanada'ya, İngiltere'ye karşı veya Fransa'ya, karşı bir tepki göstermelerini bekleyemiyoruz çünkü zaten çoğunun diyet borcu vardır.” şeklinde konuştu.
Ceylan, “Bizler maalesef batı tipi eğitimle büyümüşüzdür. Zihnimiz batı kodlarına göre kodlanmıştır. Biz dünyayı, siyaseti, ekonomiyi, dünyaya bakışı, hayata bakışı zaten Müslümanca değerlendirebilecek kapasite değiliz. Ama bununla birlikte ümitsiz değilim. Ben bunun bir uyanışa sebep olabileceğini düşünüyorum. Bu uyanışın illa İslam coğrafyasında olması gerekmez. Amerika'da da olabilir, İngiltere'de de olabilir. Çünkü şu anda Londra'da ve Amerika'nın pek çok üniversitelerinde Siyonizm’e karşı çok ciddi manada mitingler, nümayişler, protestolar yapılmaktadır. Bu belki batıda Müslümanlara karşı, İslam'a karşı daha objektif, daha doğru, daha adil bir bakış açısını geliştirir. Dünyaya yeni bir ışık, yeni bir güneş doğmasına sebep de olabilir. Amerika’ya Siyonizm’e karşı beşeri etik bir güç yoktur ama Allah olmazları oldurandır. Nice küçük orduların çok büyük ordulara karşı galip geldiğine şahit olduk. HAMAS’ı Filistin’i gerçekten bu manada ciddi olarak İsrail’e karşı mücadele içerisinde olduğunu görüyoruz.” dedi.
“HAMAS, İslam dünyasının umududur”
Siyonist rejimin askeri alanda güçlü olmasına rağmen imanla direniş gösteren HAMAS’ın manevi gücünün, silahtan daha güçlü olduğunu kaydeden Ceylan, “İsrail’in kubbesi, son model silahları vardır. Muhtemelen şu ana kadar nükleer savaşın dışında gerillaya karşı kullanılabilecek son model silahları kullanmasına, yeraltını, binaların içini inceleyebilecek silahlara, optik araçlara sahip olmasına rağmen yine de biz HAMAS’ın güçlü bir direniş gösterdiğini görüyoruz. HAMAS ve inanmış Müslümanların manevi gücü silahlar kadar önemlidir. Savaşan bir asker, eğer ciddi manevi bir güce sahipse bu önemli bir üstünlüktür. Şu anda HAMAS bu üstünlüğe sahiptir. Umarım ki İslam dünyasında bu üstünlüğe sahip, iman gücüne, moral gücüne, maneviyat gücüne sahip nice Müslümanlar vardır. Dolayısıyla şu anda HAMAS İslam dünyasının umududur.” şeklinde aktardı. (İLKHA)