17 yaşındayken aileden kaynaklanan genetik bir hastalıktan ötürü 34 yıl önce görme yetisini kaybeden Riyad Tezcan, şu an 51 yaşında ve hayatına devam ediyor.

Hayat mücadelesini, icra ettiği sosyal aktiviteleri ve hayatından çıkardığı dersler hakkında İLKHA'ya konuşan Tezcan, gençlere tavsiyelerde bulunarak, önemli olanın gönüllerin engelli olmaması olduğunu belirtti. 

Tezcan, 25 yıldır rehber öğretmenliği yaparak aynı zamanda da en ehemmiyet verdiği Kur'an-ı Kerim'i ezberlemek ve kitap yazmak gibi aktivitelerle uğraştığını aktardı. Çok önem verdiği Kur'an-ı Kerim'in bir hayat düsturu olduğunu belirten Tezcan, bu hayat düsturuna gençlerin de önem vermesini, okumalarını ve bu düstur ışığında yürümelerini önerdi.

Mardin şehrinin engebeli, dar sokakları ve dar kaldırımları olduğunu aktaran Tezcan, daha düzgün yollar, sokaklar ve caddeler olsaydı daha rahat yürüyebileceklerini daha rahat gezebileceklerini ifade etti.

"Her bir engelli insanın hayatında illaki zorluklar vardır"

Kendi hayat hikâyesi ve 10-16 Mayıs Engelliler Haftası hakkında duygularını anlatan Tezcan, "25 yılı aşkın bir süredir Psikolojik Danışmanı ve Rehber Öğretmenliği yapıyorum. Mardinliyim. 10-16 Mayıs Engeller Haftası'nı kutluyorum. Bu tür münasebetler bir farkındalık çalışması olduğundan önem arz ediyor. Ayrıca insanlara mesajlar gidiyor. Belki daha önceden hiç düşünmedikleri, hiç akıllarına gelmeyen şeyleri bu hafta içinde duymuş oluyorlar. Engelli insanlarla görüşmüş oluyor, onların da bu hayatta olduklarını görmüş oluyorlar. Tabii ki bir engelli insanın hayatında illaki zorluklar var. Ben bir görme engelliyim. Bazen gidiş gelişlerimde sıkıntı yaşarım, bazen okuma noktasında istediğim bir şeye istediğim anda erişemeyebilirim. Bazen insanların iyi niyetlerine rağmen ama bilgisizliklerinden kaynaklanan sorunlarla karşılaşabiliyorum." dedi.

Tezcan, "Ancak ister teknolojik gelişmeler olsun ister hükümetimizin, devletimizin bize sunduğu imkânlar olsun, şu anda 10-20 yıl öncesine göre çok daha iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilirim. Yeterli değil, daha iyi yerlere gelmemiz lazım. Bugün toplumun belki yüzde 15'ine yakın bir kesimi engellidir. Dolayısıyla bu insanlara hizmet etmenin ve doğru hizmet vermenin yollarını aramak lazım. Bir engelliye nasıl yardımcı olacağını, nasıl yardımcı olunmayacağını aslında bilmek lazım. Formalite icabı, gösteriş icabı bazı şeyler olabiliyor. Misal caddedeki rampalar bir tekerlekli sandalyenin geçmesi için yapılıyor ama tabiri caizse kaykay gibi çok yüksek eğimli yapıldığı için oradan geçen birsi tepe taklak aşağı gider, yukarı gidiyorsa zaten çıkamaz. Bunlara önem vermek lazım. Bir şey yapılmış olsun diye değil de gerçekten faydalı olsun diye yapmak lazım. Güzel çalışmalar var ama daha fazlasını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

"Kimsenin size çizeceği çizgiden değil, kendinizin çizdiği yoldan gitmeniz lazım"

Engellilik süreci ve bu süre zarfında karşılaştığı zorlukları aktaran Tezcan, "Bizim hastalığımız genetik olduğundan aileden geliyor. Hastalığımız küçükken başlıyor ta ki görmeyi tamamen kaybedinceye kadar devam ediyor. Bu manada çektiğim zorluklar oldu. Eğitim anlamında da bayağı zorluklarla karşılaştım. İlk ve orta eğitimimi Mardin'de tamamladım. Üniversiteyi ise Malatya'da okudum. Ondan sonraki süreçte öğretmen olarak hep Mardin'de çalıştım. Tabii ki zorluklar her zaman peşinizden gelir. Sizin yapmanız gereken şey bütün bu zorluklara rağmen hayattaki yerinizi belirlememiz ve yürüyeceğimiz yolu belirlememiz lazım. Kimsenin size çizeceği çizgiden değil, kendinizin çizdiği yoldan gitmeniz lazım. Bu çok önemli bir konudur. Tabii ki bazen aksaklıklar olacak, inişler çıkışlar olacak, zikzaklar olacak, dikenli yollar olacak. Bütün bunlara rağmen bunları önemsemeyeceksiniz ve yolunuza devam edeceksiniz. Bu anlamda çocukluğumdan beri müzikle ilgilenmeye başladım. Beste yaptım, söz yazdım. Eğitim anlamında da çok şeyler yaptığıma inanıyorum. Belki yüzlerce insana, yüzlerce çocuğumuzun yüreğine dokunmaya çalıştım. Ayrıca son zamanlarda kitap işine girdim. Birinci kitabımız bitti. İkinci baskısını yapacağız inşallah. Bir de 2-3 tane daha kitap projem var. Onları da 1-2 sene içinde hepsini piyasaya sürmüş oluruz." ifadelerini aktardı.

"Her zaman umutlu ve pozitif düşünceli olmak gerekir"

Gençlere tavsiyelerde bulunan Tezcan, kendi hayatlarında başarıyı yakalamak için sürekli bir çaba göstermek gerektiğine vurgu yaptı.

Tezcan, "Gençleri iki yönde ayıracak olursak engelli gençler ve sağlıklı gençler diye. Engelli gençler; yılmayacaklar, dışarı çıkacaklar, okullara gidecekler, eğitim alacaklar, insanlara ulaşmak için uğraşacaklar, toplumun içine karışmaya çalışacaklar ve umutlarını hiçbir zaman kaybetmeyecekler. Sağlıklı gençlere de yine kendi hayatlarında başarıyı yakalamak için çaba göstermeleri, emek harcamaları gerektiğini söylüyorum. Engelli insanlara doğru yaklaşımla yardımcı olmalarını istiyorum. Çünkü bu şekilde daha ileriye gidebiliriz inşallah. Maneviyat anlamında da gençlerin çok önem vermelerini ve dikkat etmelerini istiyorum. Maalesef son yıllarda maneviyatta bir düşüş söz konusu. O maneviyatın düşüşü motivasyonu da etkiliyor. Bunun sonucunda da kişide boş vermişlik durumu söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla bu konuda en önemli husus umutlu ve pozitif düşünceli olmak gerekir." ifadelerine yer verdi.

En çok önem verdiği ve üzerinde durduğu Kur'an-ı Kerim hakkında düşüncelerini aktaran Tezcan, "Hayatım boyunca Kur'an-ı Kerim üzerinde çok önemle durdum. Çocukluğumdan beri yüzlerce Kur'an kasetleri dinledim. Dinlediğim şekliyle okumaya başladım. Kur'an-ı Kerim'i çok seviyorum. Kur'an-ı Kerim'in hayat düsturu olduğunu biliyor ve gençlerimizin de bu hayat düsturunu okumalarını, bu düstur ışığında yürümelerini tavsiye ediyorum." şeklinde kaydetti. (İLKHA)