Doğu Hint Okyanusundan Batı’ya doğru göç eden bir depremin söz konusu olduğunun altını çizen Bektaş, “Bu büyük depremler Türkiye’de doğrudan deprem oluşturmaz. Olabilecek olan depremi öne alır veya erteler yoksa başlı başına İran veya Pakistan depremi Türkiye’de kendi başına bir deprem oluşturmaz ama dediğim gibi ya erteler ya da ileri alır. Bunun dışında büyük bir sıkıntı yok. Türkiye bir deprem bölgesi, her an her yerde büyük depremler olabilir. Olaya biraz daha istatistiksel olarak yaklaşmamız gerekir. Depreme karşı da önlem almamız gerekir” dedi.

BÜYÜKLÜK ÖNEMLİ DEĞİL

Deprem büyüklüğünün önemli olmadığını kaydeden Bektaş, “Halkımız şunu bilmiyor, depremin büyüklüğü ayrı şey, deprem riski ayrı bir durumdur. Deprem büyüklüğü aslında o kadar önemli değildir. Örneğin denizin ortasında 8.8 büyüklüğünde bir deprem olsa, bu depremin büyüklüğü deprem riski oluşturmaz. Deprem riski depremde oluşan can ve mal kaybıdır. Dolayısıyla olabilecek olan deprem çok nüfus kalabalığı olan yerlerde olmadığı taktirde büyük zararlar olmaz” ifadelerini kullandı.

HARİTA BENİ KAYGILANDIRIYOR

Doğu Anadolu Bölgesi’nde binalarının yapısının çok kötü durumda olduğunu vurgulayan Bektaş, “Yapı stokumuz çok kötü, Doğu Anadolu’da binaların yapısı çok kötü durumda. Binaların çoğu depreme dayanıksız durumda. Dolayısıyla 6 büyüklüğündeki bir deprem Doğu Anadolu’da can ve mal kaybına sebebiyet verebiliyor. Orada nüfus yoğunluğu pek fazla olmadığı için bu bir avantaj olabiliyor. Örneğin, Yedisu mevkiinde bir deprem bekleniyor. 200 yıldır deprem olmamız. En kritik yerlerden biri Yedisu vadisidir” şeklinde konuştu.

Dünya ’nın deprem konusunda kritik dönemler yaşayacağını söyleyen Bektaş, “Türkiye bir deprem bölgesi ama Doğu’dan gelen bir deprem dalgası var. Amerika Jeoloji Dairesi`nin vermiş olduğu harita beni kaygılandırıyor. Dünya istatistiklerine göre Dünya’da 2 ile 5 tane deprem var. Bunlardan kısmetimize ne çıkar ne çıkmaz bilmiyoruz ama kritik dönemler yaşıyoruz” diye konuştu.