Peygamber Sevdalıları Vakfı, İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda "Cihad Önderi Hazreti Muhammed" temasıyla Mevlid-i Nebi etkinliği düzenledi.

Programda, Peygamber Sevdalıları Vakfı adına İstanbul Sözcüsü Davut Işık, vakfın bu yılkı mesajını paylaştı.

Gazze ve Filistin merkezli mesajda, "kutsallarımıza ve değerlerimize yönelik insafsız saldırılara en güzel cevabın askeri ve siyasi gücün tesis edilmesi" olduğuna dikkat çekildi.

Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın, bu yılki Mevlid-i Nebi mesajının tamamı şöyle:

1) Zulme uğramış mazlum halkların kurtuluşu cihad ile mümkündür: Cihad önderi Hazreti Muhammed'dir.

Mazlum coğrafyaları kana bulayan zalim ve müstekbirlere karşı yegâne kurtuluş yolu; yeniden cihad ruhunun inşasıdır.

"Size ne oluyor da 'Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir dost gönder, katından bize bir yardımcı lütfet' diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?" (Nisâ-75)

2) Müslüman halkların diriliş ve uyanışı, İslam'ı öğrenmek ve yaşamakla mümkündür: İlmin rehberi Hazreti Muhammed'dir.

Gazze meselesi başta olmak üzere kanayan tüm yaralarımıza ilaç; Müslüman halkların uyanışıdır. Dünyanın her yanında Siyonist işgalcileri ve onları destekleyenlere karşı mücadele etmenin gerekliliğini, Gazze, Kudüs ve Mescidi Aksa'nın esaretten ve işgalden kurtulması için mücadeleye destek veren alimlerin fetvalarını, bu mücadeleye fiili destek veren Müslümanları, yapılan tüm protesto ve etkinlikleri güçlü bir şekilde destekliyoruz.

3) Akide ve kutsallarımızın muhafazası, güçlü olmakla mümkündür: Kılıç peygamberi Hazreti Muhammed'dir.

"Mescid–i Aksâ ve Kudüs Davası" Müslümanlar için vazgeçilmez bir kutsaldır. "Gazze Cihadı, Kudüs ve Mescidi Aksa Mücadelesi" bu kutsalın bizzat kendisidir. Siyonist işgal rejiminin saldırılarının altında yatan gerekçe de budur. Kutsallarımıza ve değerlerimize yönelik insafsız saldırılara en güzel cevap; askeri ve siyasi gücün tesisidir.

4) Kardeşlik ve vahdetin tahakkuku; merhamet, yakınlaşmak ve yardımlaşmakla mümkündür: Merhamet Peygamberi Hazreti Muhammed'dir.

Müslüman olmayan ülke liderleri, siyonist işgalcileri destekleme hususunda yekvücut bir duruş sergilediler. Bu tablo, "Küfür tek millettir" hakikatini bir kez daha ortaya koymuştur. Ancak emsali görülmemiş bir zulme uğrayan Gazze, sözde Müslüman ülke yöneticileri tarafından kendi haline terk edilmiştir. Bu, kabul edilemez bir acziyettir.

İslam ümmeti olarak zulme uğrayan kardeşlerimize yönelik sorumluluklarımız mevcuttur. İmkân ve fırsatı olanların cihada katılması, maddi yardım ve destekte bulunulması, dua edilmesi, emperyalist devletlere karşı boykot uygulanması, dayanışma ve yardımlaşmaya yönelik etkinlikler tertiplenmesi, zalimlerin tel'in ve protesto edilmesi, toplumun bilinçlendirilmesi, bunlardan bazılarıdır. Dağınık ve zayıf halden kurtulmanın yolu; Müslümanlar arasında, etkili bir kardeşliğin ve merhametin inşasıdır.

5) Sosyal adaletin tesisi, İslam adaletiyle mümkündür: Adalet peygamberi Hazreti Muhammed'dir.

Gazze'de yapılan soykırım gösterdi ki iflas eşiğine gelen Batı barbarlığının ilan ettiği hiçbir hak ve hukuk kavramı gerçekçi değildir. Uluslararası Hukuk, sözde Adalet Divanları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi martaval anlaşmalar ancak zalimi koruyan birer kalkandır. Tüm insanlığı kuşatacak bir barış; ancak İslam'ın adaletiyle mümkündür.

6) Evrensel barış ve huzur, İslam'ın rahmet iklimiyle mümkündür: Rahmet peygamberi Hazreti Muhammed'dir.

Gazze başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde Müslümanlara yönelik uygulanan zulümler, büyük şeytan ABD ve Batı barbarlığının gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde, hakikatlere gözünü kapatıp; "HAMAS bir terör örgütüdür" diyen dâhildeki satılık hainlerin de gerçek yüzünü ifşa etmiştir. Zulme uğrayanların kimliği Müslüman olunca vicdanlarını rafa kaldıranlar tarihin karanlık sayfalarına mahkûm olacaklardır.

Emperyalist devletlerin yöneticilerine rağmen, Gazze'de işlenen insanlık dışı soykırımı lanetleyen halkların varlığı dünya barışı için bir umuttur. Zulme sessiz kalmayıp dini, dili, ırkı ne olursa olsun bu vahşi mezâlim karşısında insani bir duruş sergileyen vicdan sahibi halklara selam olsun. Birlikte yaşayabilmenin umudu; Medine Vesikası anlayışını kavramaktır.

7) Birey, aile ve toplumun huzuru, ancak İslam'a sarılmakla mümkündür: Kurtuluş rehberi Hazreti Muhammed'dir.

İfsat ehli odakların kirli elleriyle, cinsiyetsiz ve iffetsiz bir toplum dayatılmaktadır. Batılı ülkeler tarafından fonlanan sözde sözleşme ve projeler; tüm dünya için ancak berhava nesiller ve hayasızlık üretmektedir. Müslüman birey ve toplumun bu hayâsız akından muhafazası; iffet ve namus anlayışını kuşanmaktır.

Dağılan ailelerin, bozulan huzurun, aranılan mutluluğun yeniden imarı; İlahi ölçüye riayettir. Eşlerin karşılıklı bir şekilde sevgi ve muhabbet dilinin inşası, Saâdet–i Dâreyn'in teminatıdır. Çocukların terbiyesi; merhamet ve ilgidir. Toplumsal huzurun ve barışın en güzel harcı; Sıla–i Rahim'in gözetilmesidir.

8) Müslüman gençliğin yegâne önderi Hazreti Muhammed'dir: En güzel örnek Hazreti Muhammed'dir.

Toplumda artan şiddet olayları, huzursuzluk ve güven bunalımları dayanılmaz bir hâl almıştır. Manevi değerlere bigâne, İslami terbiyeden uzak yetişen gençler psikolojik sıkıntılarla boğuşmaktadırlar. Gençlerde artan intihar vakalarının altında bu gerekçeler yatmaktadır. Bu hâl; toplumsal kaosu ve cinnet ruhunu tetiklemektedir. Ümit ve istikbal vadeden bir Müslüman gençliğin ihyâsı; İslami terbiye ve ashabın örnekliğini kuşanmaktır.

9) Güzel ahlâk ve manevi dirilişin kaynağı Sünnet-i Seniyyedir: Güzel ahlak önderi Hazreti Muhammed'dir.

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. "(Âl-i İmrân-31) İbadet ve güzel ahlakta olgunluk; Kur'an ve Sünnet'e ittibâ ile mümkündür. Tüm sıkıntıların ve dertlerin devâsı; Hazreti Muhammed'i (Sallallahu Aleyhi Vesellem) tanımak, anlamak ve yaşamak ile mümkündür.