XIX. yüzyıldan itibaren “seçkin” bireylerin dönüştürülmesiyle İslam dünyasında aile ve toplum, dönüştürülmeye çalışılmıştır. XX. yüzyılın ikinci yarısından bu yana ise birey dönüştürülerek aile, aile dönüştürülerek birey dönüştürülmüş; bu çift yönlü mekanizmayla nihayetinde toplumun dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Bu dönüştürme işleminde modern Batı ve sonrası ölçü alınmış; ulus devletler, Batı’da belirlenen ölçüleri “kayıtsız-şartsız” kabul ederek toplumlarına uyarlamışlardır.

Yine XIX. yüzyılda Batılı değerler, daha çok belli örgütlenmelerin fikir akımları mahiyetinde iken XX. yüzyılda bu değerler; Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) gibi kurumsal yapıların kriterlerine evirilmiştir. Ulus devletlerin bu kriterlere ne ölçüde uydukları “cetvel ölçüler” ile tespit edilmiş, bu ölçüler doğrultusunda kendileri için “uyum karneleri” oluşturulmuştur.

Toplumların farklı yapıları hiçbir şekilde dikkate alınmadan belirlenen bu kesin ve keskin ölçüler, bizi dünya tarihinin görünüşte bağımsız, hakikatte ise en bağımlı devlet tipiyle yüz yüze getirmiştir.

ANALİZİN TAMAMINA PDF FORMATINDA ERİŞMEK İÇİN TIKLAYINIZ.