Eğitimin kalitesi ve eğitimcilerin başarısının, ekipleri uyumlu çalışmasıyla mümkün olduğunu belirten Demir, sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlarda ekip bütünlüğünün göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Demir açıklamasında, "Eğitimin, hizmetlisi, memuru, şoförü, teknik kadrosu, öğretmeni ve yöneticisiyle bir bütündür. Eğitimin kalitesi ve eğitimcilerin başarısı ancak bu ekibin uyumlu çalışmasıyla mümkündür. Sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlarda bu bütünlük göz ardı edilmemelidir." dedi.

"Eğitimlerinin karşılığını alabilmeleri sağlanmalıdır"

Eğitim çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi gerektiğini belirten Demir, "Öncelikle Öğretmenlik Meslek Kanunu ihtiyaca cevap verecek, beklentiyi karşılayacak şekilde ele alınarak yeniden düzenlenmelidir. 5 yıl hizmet süresi olanlar uzman öğretmen, 10 yıl hizmet süresi olanlar da başöğretmen olmalıdır. Emekli olan personel kadar yeni istihdam değil, ihtiyaç kadar atama yapılmalı ve atama bekleyen öğretmen adaylarının beklentileri karşılanmalıdır. Üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı verilmelidir. Akademisyenlerin emeklerinin ve eğitimlerinin karşılığını alabilmeleri sağlanmalıdır." şeklinde konuştu.

"Atamalar, yazılı sınav yöntemiyle yapılmalıdır"

Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması gerekliğine vurgu yapan Demir, "Eğitim öğretim hizmetinin sunulmasında, sağlıklı ve hijyenik bir eğitim ortamının sağlanmasında en büyük paya sahip olan yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının görev tanımlarının netleştirilmesi gerekiyor. Bu arkadaşlarımız daha fazla vakit kaybedilmeden genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir. Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılmalı, atamalar yazılı sınav yöntemiyle yapılmalıdır ve adalet terazisi şaşmamalıdır. Çocuklarımızı ve geleceğimizi şekillendirecek kadroları keyfi uygulamalara ve yaklaşımlara kurban edemeyiz. Öğretmen yetiştirme ve istihdam süreçlerini yeniden gözden geçirmeli ve Türkiye Yüzyılını ihya edecek, çağının becerilerine sahip, toplumun tüm kesimlerine model olacak öğretmenlerin yetiştirilmesi ve istihdamı için gerekli tüm tedbirleri almalı ve eğitim politikamızı bu minvalde oluşturmalıyız." ifadelerini kullandı.

Eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin gelir durumuna değinen Demir, sözlerine şöyle devam etti:

"3600 ek gösterge birinci dereceye yükselen kamu görevlilerine de yansıtılmalı, uygulamada adalet sağlanmalı; devlet, memurları arasında ayrım yapmamalıdır. Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki bağ yeniden kurulmalı, emekliler mali disiplin gerekçesiyle mağdur edilmemelidir. Kamu personel sistemi masaya yatırılmalı; unvan, yetki, ücret ve sorumluluk dengesi ekseninde hiyerarşi yeniden tasarlanmalı, çalışma barışı açısından çarpıklıklar düzeltilmelidir." dedi.

"Sorunları gerçekçi ve yapıcı yaklaşımlarla çözebiliriz"

Demir, sorunların çözümü için sorunların takipçisi olacaklarını kaydederek, "OECD ülkeleri arasında tüm kademelerdeki öğretmenlerin kariyer düzeylerine göre yıllık maaşları oldukça farklılaşmaktadır. Türkiye’de okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim düzeyindeki öğretmenlerin kariyer düzeylerine göre aldıkları yıllık maaşlar bütün düzeylerde hemen hemen aynı olup başlangıçta aldıkları maaş satın alma gücü paritesine göre OECD ülkeleri ortalamalarının üstünde iken 15 yıl deneyim sonrası aldıkları maaşlar ise OECD ülkeleri ortalamalarının altındadır. Öğretmen maaşlarının kariyer düzeylerine göre OECD ülkeleri ortalamalarına yaklaştırılmasına yönelik adımlar atılmalıdır. Sorunları gerçekçi ve yapıcı yaklaşımlarla çözebiliriz. Eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ekonomik ve sosyal haklarının geliştirilmesi için emek ve özgürlük mücadelesi veren bir teşkilat olarak, daha önce olduğu gibi, bundan sonra da medeniyet ve değer odaklı yeni sendikal anlayışla sorunun parçası değil, çözümün paydaşı olmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)