Alanda kazı yapan ekip, Neolitik Çağ’dan Demir Çağı’na kadar çakmaktaşı ok uçları, okçu koruması ve bakır alaşımlı hançer gibi eserler buldu.
Sitedeki en eski yerleşim en ilgi çekici olanıydı, çünkü 11 metre çapında dairesel bir yapıya bağlı 8 metre uzunluğunda “at nalı” yapısı olarak tanımlanan garip anıtı ve buna bağlı başka bir açık yapıyı içeriyor.
Ekibe göre, bu alanlardaki çakıl katmanları yapıların varlığına işaret ediyor ve üç yapının da aynı zaman dilimine ait olduğu anlaşılıyor.
Araştırmacılar, “Bu tür anıtların benzeri daha önce bulunmadı ve şu anda hiçbir karşılaştırma mümkün değil.” diyor.
Yapının yaşı belirsizliğini koruyor ancak onunla ilişkili olarak bulunan ve çakmaktaşı nesnelerden oluşan eserler, bu yapının Fransa’da MÖ 6. binyılda başlayan Neolitik döneme ait olduğunu gösteriyor.
Ekip, anıtın ne zaman inşa edildiğini daha iyi anlayabilmek için, önceden yaşayan herhangi bir varlığın ölümden sonra vücudunda ne kadar karbon-14 bozunduğunu ölçerek yaşını değerlendiren radyokarbon analizi yürütüyor.
Arkeologlar alanın başka bir yerinde, o döneme ait tek yerleşim kanıtı olan Tunç Çağı’ndan kalma birkaç kuyu buldu. Bakır alaşımlı iğneler ve kehribar kolyenin varlığıyla MÖ 1.500 ile MÖ 1.300 arasına tarihlenen bir nekropol de keşfedildi. Ancak toprağın asidik yapısı, ekip tarafından bütün bir mezarın bulunamadığı anlamına geliyor.
Her ne kadar ilgi çekici olsa da, bu sıradışı anıtın tam olarak ne zaman yapıldığı henüz bilinmiyor. Radyokarbon tarihleme yöntemi ve daha ileri araştırmalar, bu garip, potansiyel olarak çok eski anıta ve belki de amacına dair daha fazla ipucu sağlayabilir.