Batılı ülkelerin, Filistin-İşgalci İsrail meselesine yaklaşımı hakkında basına konuşan Avusturyalı siyaset bilimci Hafez, "Bu konunun önemli bir jeopolitik yönü var. Eğer Müslümanların kurumlarını ve dirençlerini zayıflatırsanız, Filistin'e verilen destek de azalacaktır." dedi.
Hafez, "Batı'daki İsrail yanlısı siyonist oluşum, kayda değer bir bölümü Hristiyanlar ve sekülerlerden oluşan Filistin nüfusunu İslam üzerinden aşırıcılıkla özdeşleştirerek medya, iş dünyası ve üniversite kampüslerinde Filistin'i destekleyen sesleri baskılamaya çalışıyor." ifadesini kullandı.
İşgalci rejimin Orta Doğu'daki tek demokrasi ve Avrupa'nın bir uzantısı olarak betimlenmesini "kasıtlı ve kötü niyetli bir girişim" olarak nitelendiren Hafez, "Siyasi bir konu olan (Filistinlilerin) toprak mücadelesi, İslamofobi aracılığıyla kültürel ve dini bir medeniyet meselesi olarak yeniden çerçevelenmeye çalışılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hafez, Avrupa'da dışlanan Müslüman ve Yahudi toplulukların 15. yüzyılda nüfusun önemli bir bölümünü oluşturdukları İber Yarımadası'ndan sürüldüğünü hatırlatarak, "Beyaz Hristiyan Avrupa, ırkçı bakış açısıyla Doğu'nun bir uzantısı olarak gördüğü Yahudilere karşı zulmünü yüzlerce yıl sürdürdü. Ancak 1948'den sonra Avrupa emperyalizminin bir uzantısı olarak Doğu'da İşgalci İsrail kurulduğunda, Yahudilerin statüsü yükseltildi ve böylelikle Müslümanlar başlıca yabancılar oldu." diye konuştu.