Hüseyin Kaya / Haber-yorum / Doğruhaber

Hükümet tarafından hazırlanan ve Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı “Demokratikleşme paketi” etrafında tartışmalar devam ediyor.

CHP, “Devrim kanunları”ndan yola çıkarak hükümete yüklenirken, MHP daha çok “Andımız” üzerinden saldırıya geçiyor.
Kimileri pakete “eksik” diyerek kızıyor, kimileri “şu konu neden yok?” diyerek tepki gösteriyor.

Bu arada pakete “dört dörtlük” muamelesi çekenler de az değil.

Kazanımları artı hanesine yazıp eksikleri talep etmenin hesabı yapılırsa daha mantıklı olabilir; ama siyasi arenada birçok çıkar aynı anda hesaplandığı için bu mümkün olmuyor.

Hükümetin bundan siyasi rant elde edeceği hesaplanıp bunun önüne geçmek için yüklenilince herkesin yüksek sesle bağırdığı ve kimsenin kimseyi duymadığı, duymak istemediği bir ortam oluşuyor.

Eleştiriler, hakaret boyutuna kadar varabiliyor bazen.

Bazen de komik hatta trajikomik…

Devlet Bahçeli’nin tepki olarak meydanlarda binlerce kişiye “Andımız”ı okutması hamasetten öte bir komedi değil mi?
Hele bir de Ahmet Türk’e soyadı üzerinden yüklenmesi var ki…

“Ahmet Türk soyadını değiştirsin!” diyor.

“Soyadı kanunu” başlı başına değerlendirilebilecek bir konudur. Bu kanunun “asimilasyon”daki payını bir tarafa bırakarak Bahçeli’nin “soyadı değişikliği” talebini masaya yatıralım ve biraz “analiz” edelim.

Bahçeli’nin isteği doğrultusunda Tuğluk, Kışanak ve Demirtaş gibi soyadları da değişmeli. Bu kelimelerin Kürtçelerini mi bulurlar, yoksa uygun başka bir kelime mi bulurlar kendileri bilir.

Leyla Zana, soyadı konusunda kocası Mehdi Zana’nın çok çok erken davranmasından dolayı rahat.

Gelelim Bahçeli ve ekibine.

Yeni süreç klasik soyadlarıyla idare etmeyi zorlaştıracaktır.

Bahçeli, Vural, Şandır gibi soyadları kesmez artık.

Yeni bir “Soyadı kanununa” ya da “soy belirleme devrimine” ihtiyaç vardır.

Türklüğe yakınlık ve uzaklığa göre değişiklikler yapılabilir.
 
Önerilerimi sıralayayım:

Yedi atasına kadar hem anne hem de baba tarafı Türk olanlar “Öztürk” ya da “Hastürk” soyadını alabilir. İki ya da üç atasına kadar karışıklık yaşamamış olanlar “Türk”, “Türkmen” “Türkyılmaz”, “Türkeş” gibi soyadları alabilir.

Birkaç ata öncesinde karışıklık yaşamış olanlar “Yarımtürk” ya da “Çeyrektürk” soyadlarını alabilirler.

Türk olmadığı belli olan; ama Türklere yakın olanlar da “Türksever” ya da “Türksayar” soyadlarını adliyeden temiz belgesi ile alabilirler.

Kürtler, Rumlar ve Ermeniler de kendi dillerine uygun soyadları alırlar.

Bu konu kanunla sağlamlaştırılırsa Ahmet Türk gibileri soyadları ile milleti kandırmamış olurlar.

Diksiyonları düzgün olanlar bile soyadlarıyla kendilerini ele verirler.