Arkeologlar Polonya’da türünün ilk örneği olan bir tıbbi protez keşfettiler: damak yarığı olan bir adamın bu rahatsızlıkla daha rahat yaşamasına yardımcı olan yaklaşık 300 yıllık bir ürün.

Günümüzde yarık damak ile doğan bireyler, sert damak olarak bilinen damak çatısının gebelik sırasında tamamen kapanmaması nedeniyle ortaya çıkan durumu düzeltmek için ameliyat edilebiliyor. Sert damak, ağızdaki maddelerin burun boşluğuna girmesini engellediği gibi yutkunma, nefes alma ve konuşmaya da yardımcı oluyor.

Modern cerrahiye erişimi olmayan ve 50 yaş civarında ölen bu 18. yüzyıl adamı ise, bu durumla başa çıkmanın başka bir yolunu buldu: burun boşluğuna sığacak şekilde yün ve değerli metallerden yapılmış bir protez.

Araştırmanın ilk yazarı, Polonya’daki Hirszfeld İmmünoloji ve Deneysel Terapi Enstitüsü’nden antropolog Anna Spinek, “Bu muhtemelen sadece Polonya’da değil aynı zamanda Avrupa’da da bu türden ilk keşiftir. Kurumsal ve özel koleksiyonlarda (Polonya ve diğer ülkeler) bu tür protezler mevcut değil” diyor.

Journal of Archaeological Science: Reports dergisinde yayınlanan çalışmaya göre, damak obturatörü olarak bilinen 3,1 santimetrelik “olağanüstü” protezin ağırlığı yaklaşık 5,5 gram. Metalik bir plakaya dikilmiş yünlü bir pedden oluşuyor.

Araştırmacılar protezi, 2017’den 2018’e kadar yapılan arkeolojik kazılar sırasında Krakow’daki St. Francis of Assisi Kilisesi’ndeki bir kilise mahzeninde buldular. Fizik muayene ve kalıntıların BT (bilgisayarlı tomografi) taramasına göre protez, damak yarığı olan bir adamın çeneleri arasında yer alıyordu.

Arkeologlar protezi çıkardıklarında, daha sonra yün olarak tanımladıkları fiber yastığın sarı (muhtemelen altın) ve yeşil (muhtemelen bakır) lekeler içerdiğini fark ettiler; bunlar koruma süreci sırasında istemeden çıktı. Yün yastığın, kumaşa nüfuz edebilecek salgıları bloke ederek enfeksiyonları önlemeye yardımcı olmak için ince bir bakır ve ardından altın tabakasıyla kaplanmış olması muhtemel.


Araştırmacılar, “Bugün bu protezin ağıza ne kadar iyi oturduğunu veya ne kadar iyi bir sızdırmazlık sağladığını değerlendirmek zor. Ancak benzer sağlık sorunlarıyla mücadele eden günümüz hastaları, konuşmada iyileşme (daha anlaşılır konuşmak) ve yemek yerken konforun artmasını sağlayan bir protez kullanımını tanımlıyor” diyor.

Protezin bileşimini belirlemek için araştırmacılar, onu bir nesnenin yüzeyini büyük ölçüde büyüten taramalı elektron mikroskobu altında ve bir numunenin kimyasal bileşimini analiz eden enerji dağılımlı X-ışını spektroskopisi ile analiz etti. Metal parçaların büyük oranda bakırdan, önemli miktarda da altın ve gümüşten yapıldığını buldular. Yün, antimikrobiyal özellikleri nedeniyle eklenmiş olabilecek gümüş iyodür izleri taşıyordu.

Yarık damak ve yarık dudak gibi durumlar, modern zamanlarda 1.000 ila 1.500 doğumda 1 oranında küresel bir sıklığa sahip ve tarihsel çağlardan beri biliniyor. Araştırmanın yazarları, Yunan hatip Demosthenes’in (MÖ 384 – 322) yarık damaktan muzdarip olduğunun bildirildiğini ve boşluğu doldurmak için çakıl taşları kullandığının tahmin edildiğini söylüyor.

16. yüzyıldaki birçok çalışma, damak yarığını yamamak için pamuk, balmumu, altın, gümüş, yün ve sünger kombinasyonlarının kullanılmasını öneriyor. Bu nadir protezler benzersizdi ve diş hekimleri tarafından özel olarak üretiliyordu. Spinek, değerli metallerden yapıldıkları için yalnızca en zengin sosyal sınıfların bu protezleri satın alabileceğini söylüyor.