Arvas'ın açıklamaları şöyle;

SEÇİMLERDEN SONRA MAZBATA ALDIĞI İDDİALARI

Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri nedeniyle 01 Nisan 2024 tarihinden bu yana yaşanan süreçte, kamuoyunda oluşturulan haksız dezenformasyon ile şahsım, ailem ve partim yıpratılmak istenmiştir. Konu ile ilgili hukuk süreç sabır ve metanetle takip edilmiş ve sonuçlanması beklenmiştir. Her şeyden önce bir hususu kamuoyu ile samimiyetle paylaşmak istiyorum. Seçimlerden sonra mazbata aldığım hiçbir suretle doğru değildir. DEM Parti tarafından uydurulan bu yalan, vatandaşları sokağa dökmek için bilinçli bir şekilde kurgulanmış ve yayılmıştır.

Diyarbakır 5.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından terör propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanan ve aynı mahkeme tarafından 5352 sayılı Adli Sicil Yasasına aykırı olarak, memnu haklarının iadesi yapılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Zeydan'ın seçilme yeterliliği bulunmadığı, memnu haklarının iadesinin usule uygun olmadığı gerekçesiyle hukuki çerçeve dahilinde belirlenen süre zarfında itirazda bulunulmuştur. Adalet Bakanlığı tarafından daha önce 2023 yılı ağustos ayında memnu hakların iadesi kararının usule aykırı olduğu ilgili mahkemeye bildirmiş, ancak mahkeme yazıya cevap vermemiştir. 29.03.2024 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi ve mütalaası doğrultusunda Diyarbakır 5.Ağır Ceza Mahkemesi seçimden önce Abdullah Zeydan'ın memnu hakların iadesinin kaldırılmasına karar vererek, kesinleşmiş mahkûmiyet açısından 3 yıllık süre dolmadığı gerekçesiyle verilen kararın yasaya uygun olmadığı ve adayın seçilme şartlarını taşımadığını karara bağlamıştır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı Van İl Seçim Kurulu, ilgili mahkemenin vermiş olduğu bu karar doğrultusunda, DEM Partisi Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah Zeydan'ın seçilme yeterliğinin olmadığını değerlendirerek mazbata verilemeyeceğini, sonraki en çok oy alan ve seçilme yeterliliğine sahip ikinci sıradaki partiye mazbatanın verilmesine karar vermiştir. Yakın siyasi tarihimizde daha önce emsal niteliğinde kararlarda mevcut olup, bu husus iddia edildiği üzere siyasi değil, hukuki bir karardır. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Van İl Seçim Kurulu Başkanlığı'nın kararına itirazda bulunarak konuyu en üst merci olan Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı'na taşımıştır. Yüksek Seçim Kurulu 03.04.2024 tarihinde itirazı değerlendirerek, mazbatanın DEM Parti adayına verilmesine hükmetmiştir. Kararı saygı ile karşılıyor, memleketimize hayırlı olmasını diliyorum.

 MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİM

Her siyasi partinin seçim öncesi veya sonrası yaptığı üzere, AK Parti olarak bizde kanuni haklarımız çerçevesinde tespit edilen usulsüzlüğün düzeltilmesi amacıyla müracaatta bulunduk. Seçim çalışmalarımız kapsamında da ifade ettiğim gibi, tek amacımızın kazanmak olduğunu, kayyum olmak gibi bir düşüncemin olmadığını açıkça beyan etmiştim. O gün duruşumuz, tavrımız ve çizgimiz neyse bugün de odur. Bu süreçte hukuki sürecin bitmesini beklemeden, bir hak arama yöntemi olarak insanları sokağa dökenler, bu işin asıl sorumlularıdır. Üç gün boyunca Van’da hayatın akışını durduracak şekilde şiddeti teşvik eden, cadde ve sokakları terörize eden, vatandaşın canına ve malına kast ederek, kamu zararına sebep olan siyasi anlayışı kınıyorum. Bu vandallık başta esnaf, memur, çalışan ve öğrenciler olmak üzere tüm Van’ımızı mağdur etmiş, hemşerilerimizi üzmüş ve geçmiş günleri tekrar hatırlatmıştır. Demokrasiyle terör ve şiddet asla bir arada olmaz. On yıllardır kaos ve şiddetten beslenen bu zihniyet her fırsatta şehrimize bu kâbusu yaşatmaktadır. Bugüne kadar siyaseti hiçbir zaman menfaatlerim için yapmadım. Siyasetteki yegâne gayem hemşerilerime, şehrime ve ülkeme hizmet etmek olmuştur. Kişisel hırslarını ve menfaatlerini memleketimizden büyük görenlere, terör ve şiddet ile şehrimizin huzuruna bozanlara karşı, yılmadan daha kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğim.

HEDEF GÖSTEREN HERKESİ DE YÜCE ALLAH’IN ADALETİNE HAVALE EDİYORUM

Bu süreçte şahsım, ailem ve AK Parti mensuplarımıza günlerdir yapılan hakaret ve tehditler kabul edilebilir değildir. Hakikat gün gibi ortadayken, şer odaklarının algı ve iftiralarıyla, edep ve haya sınırlarını aşarak, bize ağza alınmayacak laflar edenlerin payesini düşecek şekilde söylediklerini kendilerine iade ediyorum. Konuyu özünden saptırarak haksız ve mesnetsiz bir şekilde DEM Partinin ağzıyla konuşan, aklıyla düşünen ve bu sebeple şahsımı zan altında bırakan, hedef gösteren herkesi de Yüce Allah’ın adaletine havale ediyorum. Son olarak 31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde AK Partiye destek veren tüm hemşerilerimize canı gönülden şükranlarımı sunuyorum. Seçim kampanyası boyunca bizimle beraber mesai yapan tüm teşkilatlarımıza ve gönül dostlarımıza minnettarım. Seçimlerin huzur ve güven içerisinde gerçekleşmesine katkı sağlayan sandık ve güvenlik görevlilerine de teşekkürü bir borç biliyorum. Saygılarımla.