7 Ekim sabahıyla başlayan Aksa Tufanı Operasyonunun ilk anından bu yana meydanları boş bırakmayan Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın bu haftaki basın açıklaması durağı merkez Yenişehir ilçesi Sümer Camii oldu.
Merkez Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanı Sümer Camiinde kılınan Cuma namazından sonra düzenlenen basın açıklamasını Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.
Mübarek Ramazan ayında siyonist vahşet ve soykırım hız kesmeden devam ettiğini, tarihte eşine az rastlanır barbarca saldırılarda şehit sayısının 33 bine, yaralıların ise 75 bine dayandığını belirten Tekdemir, Refah'ta daracık bir alanda muhasara altında tutulanların topyekûn imhası için siyonist plan ve hazırlıklar yapıldığını ifade ederek neredeyse tüm bina ve tesislerin, altyapının tahrip edildiği Gazze'de muhasara, katliam, açlık ve kıtlıkla topyekûn bir halk soykırımla yok edilmek istendiğinin altını çizdi.
"Kardeşlerimiz; siyonistlerin ve zalim emperyalistlerin insafına terk edilmiş"
Yok edilmek istenen sadece Filistinlilerin maddi manevi varlığının olmadığını sözlerine ekleyen Tekdemir, "siyonistler, işbirlikçileri, yardımcıları ve hamileriyle birlikte tüm Müslümanların varlığına, değer ve mukaddesatlarına kast etmektedirler. Zira bir İslam beldesine yapılan saldırı tüm ümmete yapılmış demektir. Ancak ne acıdır ki gelinen noktada tecrit, açlık ve katliam uygulamalarıyla soykırıma tabi tutulan kardeşlerimiz; maalesef siyonistlerin, ortakları olan zalim ve emperyalistlerin insafına terk edilmiştir. Gazze’ye gıda, su, ilaç gibi temel ihtiyaç malzemelerinin yeterli ve düzenli şekilde ulaştırılması bile halen sağlanamamıştır." ifadelerini kullandı.
Yardım girişlerinin siyonistler tarafından açık ve pervasızca engellendiğini, ABD ve işbirlikçilerinin havadan yaptığı onur kırıcı göstermelik yardımlara ulaşmaya çalışanlara yönelik katliamların yapıldığını ve aynı zamanda kimilerinin ise denizde boğularak veya ezilerek şehit olduğunu kaydeden Tekdemir, "İnsani yardımların siyonist ve işbirlikçilerinin inisiyatif ve izninden bağımsız şekilde sürekli ve yeterli sağlanması için gerekli mekanizmalar Müslümanların ortak girişimiyle oluşturulmalıdır. Başta İslam ülkelerinin yöneticileri olmak üzere etkili ve yetkili tüm unsurlar bu mekanizmaya dahil edilmelidir." dedi.
"Siyonistlerle ticari ilişkilerini kesmeyenlerin İslam'a ve Ümmete ihanet içinde oldukları açıktır"
Tekdemir, "Refah'tan karayoluyla düzenli yardım girişleri sağlanmalı, denizden ve havadan da yardım koridorları oluşturulmalıdır. Bu mekanizma ve organizasyon için uluslararası bir konsey veya yapı kurulmalıdır. Bunun yapılmaması veya yapılamaması halinde asgari düzeyde bile yükümlülüğünü yerine getirememiş, zillet ve meskenet damgasıyla damgalanmış birey ve topluluklar olarak tarihe kaydedileceğimiz unutulmamalıdır." şeklinde konuştu.
"Bu aşamada siyonistlerle ticari ilişkilerini kesmeyen, buna mazeret uyduran kişi, şirket, yapı ve devletlerin başta Aksa ve Kudüs davası olmak üzere İslam'a ve Ümmete ihanet içinde oldukları açıktır." diyen Tekdemir, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bizimle savaş halinde olan, kardeşlerimizi soykırıma tabi tutanlarla hiçbir şey olmamış gibi ticaret yapmanın; hele hele onlara silah yapımında kullanılan malzemelerin, yakıtın, gıda ve sair lojistik malzemelerinin teminini sağlayan ticari ilişkilerin hiçbir mazereti ve maslahatı olamaz. Tüm kamuoyu baskısına ve itirazlara rağmen siyonistlerle ticaretlerini kesmeyenlere açık çağrımızdır; Bir an önce bu rezalete son verin! Aksi halde bu ısrarınız ihanet olarak hanenize yazılacaktır.Gazze'de kalıcı ateşkes için yapılan görüşmelerde sonuç alınamamıştır. Siyonistlerin habis emellerini hayata geçirecek, Müslümanların zilletini ve nihai noktada esaretini netice verecek, Hamas ve direniş güçlerini tasfiye edecek siyonist tezler şart olarak dayatılmaktadır."
"Seçim veya diğer gündemler bizi asla Gazze ve Aksa davasından uzaklaştırmamalıdır"
Tekdemir, "Bu şartlarla adil ve onurlu bir ateşkes yapılamaz. ABD'nin geçen günlerde Birleşmiş Milletlere sunduğu ve kabul edilen ateşkes tasarısı bu çerçevede siyonist hedeflere hizmet etmektedir. Ayrıca Gazze'ye denizden yardım bahanesiyle ABD tarafından Gazze'de yapılması düşünülen, kontrol ve idaresi siyonistlere verilmesi düşünülen iskele veya limanın Gazze'de kalıcı işgale hizmet eden bir adım ve hile olacağı unutulmamalıdır. siyonistlerin ve ABD'nin şeytanca planlarına, diplomatik oyunlarına, zulüm ve katliamın devamı için oyalama taktiklerine karşı uyanık ve bilinçli olunmalıdır." diye belirtti.
Yapılacak ateşkes görüşmelerinin siyonistlerin ve işbirlikçi ABD'nin inisiyatifine terk edilmemesi gerektiğinin altını çizen Tekdemir, "Gazzeli, Filistinli kardeşlerimizin izzet ve onurunu, varlığını garantiye alan kalıcı bir ateşkes için ümmetin tüm imkanları seferber edilmelidir. Etkili bir kamuoyu baskısıyla diplomatik girişimler başlatılmalı ve siyonist katliam ve abluka bir an önce sona erdirilmelidir. HAMAS ve direniş güçlerinin tasfiyesine yönelik hiçbir anlaşma kabul edilmemeli, HAMAS’ın ateşkes konusundaki çağrısı dikkate alınmalıdır." şeklinde konuştu.
Tekdemir, "Aksa ve Kudüs davasının sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların derdi ve davası olduğu asla unutulmamalıdır. Bu mübarek ayda yapılacak hayırlı işlerin affa ve mağfirete vesile olacağı bilinciyle dualarımızla birlikte Gazze için daha fazla yardıma ve desteğe koşalım. siyonizme, zulme olan öfke ve boykotumuzu sabırla sürekli direniş haline getirelim. Seçim veya diğer gündemler bizi asla Gazze ve Aksa davasından uzaklaştırmamalıdır. "dedi.