Allah Teâlâ, “…beyaz ipliği, siyah iplikten ayrılıncaya kadar yiyin için, sonra fecirden akşama kadar orucu tamamlayın…” (Bakara 187) ayetini indirdiğinde bazı sahabeler ayaklarına beyaz ve siyah iplik bağlarken diğer bazıları da başlarını koydukları yastıkların bir köşesine aynı ipleri bıraktılar. Bu vesileyle sahur vaktini tayin edip yeme ve içmeyi terk edeceklerdi. Sahabeler, ayette geçen lafzı olduğu gibi anlamış, günün aydınlanıp bu iki ipin belirgin hâlegeleceği vakte kadar sahurlarına devam etmişlerdi. Bu durum Peygamber'e (aleyhissalatu vesselam) intikal ettiğinde “Bu gecenin siyahlığı ile gündüzün aydınlığıdır” (Buhârî, Savm 16, No: 1916) diyerek yanlış anlaşılmayı giderdi. Ayette geçen siyah iplikle gece, beyaz iplikle ise gündüzün ilk vakti kastedilmektedir. Zira fecri sadığın aydınlığı, fecri kazip gibi dik değil gökyüzünde enine doğru belirginleşen ve gittikçe yayılan beyazlıktır. Abdurrahman Bin Sevban'ın rivayetine göre Efendimiz şöyle buyurmaktadır: Fecir iki tanedir. Kurdun kuyruğunu andıran (yani dik olan) fecir hiçbir şeyi helal kılmaz haram da kılmaz. Ufukta enine doğru yayılıp giden fecirde ise (sabah) namazı kılmak helal, (oruç tutanlar için) yemek haram olur (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ I, 554, No: 1765).
Ayette Geçen Beyaz ve Siyah İplikten Maksat Nedir?
Kur'an-ı Kerim'de geçen ve sahur yapmayı bırakıp oruca başlama zamanı olan "beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyiniz içiniz" tabirinden kasıt nedir. Fetva Kurulu açıkladı.
24.03.2024 12:47:46 / İlim & İrfan