Hepimizin küçüklüğümüzden beri biliyor sandığımız ama olayın aslını bilmediğimiz Hz. İbrahimin bir kıssası vardır.
Herkesin kurban etmesi gereken bir İsmaili vardır. Hepimiz bir İbrahimiz ve Allah için kurban etmemiz gereken bir İsmailimiz vardır. Allah ile aramıza perde olan birçok masiva vardır. Vicdan Allahı bulmamızda büyük bir etken olduğu gibi Allah ile aramıza perde olan şeyleri de bize her daim haykırır tabi vicdanımızın sesine kulak verirsek..

İsmail bazılarımız için dersler bazılarımız için dünyevi bir aşk veya anne ve babalarımız veya daha farklı bir şey olabilir. Hepimizin kaybetmekten korktuğu bir şeyler vardır mutlaka. Ama sevdiğimiz şeylerden Allah için infak etmedikçe iyiliğe erişemeyeceğimizi ve ne infak edersek de Allahın onu bildiği Ali İmran doksan ikinci ayette bize bildirilmiştir.

İbrahimvari bir teslimiyetle Allah ile aramızdaki perdeleri yok etmemiz gerekiyor. Biz samimiyetimizi Allah’a ispatlarsak Allah da bize İsmailimizi bağışlar. Allahın bizden istediği İsmailimiz değildir, istediği teslimiyetimizdir. Eğer biz İsmailimizi kurban etmezsek o bizim için en büyük imtihan olur.

Bir başka nokta ise biz başkasının İsmaili olabiliriz. Bu durumda kurban edilmesi gereken biz oluruz. O zamanda İsmailvari bir cesaret ve teslimiyet içinde olmamız gerekiyor. Allah için kurban edilmenin mutluluğunu yaşamamız gerekiyor.
Sahip olduğumuz hiçbir şey bizim değildir. Asıl mülk sahibi Allahtır. Bize emanet verdiği şeylerden imtihan ediliyoruz. Karşılığında da cennet gibi bir mükâfat bizi bekliyor. Allah hepimize ona hakiki kul olmayı nasip etsin. Emaneti kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kılsın…

Cafer Kılıç / Bingöl - Yaş: 21