İSTANBUL - Eğitim İlke-Sen, (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası) Genel Merkezi adına yapılan basın açıklamasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan son değişiklikleri değerlendiren bir açıklama yapıldı.

 

Açıklamada, "Niyet beyanı olarak kamuoyuna sunulan paket, birçok temel soruna ilişkin kısmi iyileşmeler sağlamakla birlikte, doğru çözümü yine dağınık bir vaziyette bırakmış görünüyor. Kamuoyuna açıklanan bu değişiklikler, hayata geçirilmeden önce eksikliklerinin mutlaka giderilmesi ve toplumsal talepleri karşılayabilecek düzeye çıkarılması gerektiği kanaatindeyiz." denildi.

 

"Başörtüsüne şartsız ve şerhsiz çözüm getirilmeli"
Başörtüsü yasağında şartlı bir serbestlik tanınmasının yasağı meşrulaştıracağına dikkat çekilen açıklamada, "Pakette öğrencilere dönük kılık-kıyafet yönetmeliğine dokunulmaması da ciddi bir sorun teşkil etmektedir. İlkokul, ortaokul ve liselerde, imam-hatip okulların dışında başörtülü öğrencilere yönelik sürdürülen yasak, sınıflarda başörtülü öğretmenlere karşı başı açtırılmak zorunda bırakılan öğrenciler gibi ilk kez karşı karşıya kalacağımız çelişkili bir sonucu beraberinde getirecektir. Tüm bu çelişkilerin derhal sonlandırılması, darbe dönemi kılık-kıyafet yönetmeliklerinin kaldırılması, başörtüsünde ise şartsız ve şerhsiz bir çözüm sağlanarak, bu sorunun daha fazla rehin bırakılmaması gerektiği kanaatindeyiz." diye ifade edildi.

 

"Anadil kamu okullarında da öğretilmelidir"
Öğrenci andının kaldırılmasının doğru bir uygulama olduğu belirtilen açıklamada, "Hem ülkemizdeki farklı etnik grupların inkârı anlamına gelen, hem de Müslümanlar açısından İslam akidesine aykırı unsurlar taşıyan öğrenci andının kaldırılması yerinde bir düzenlemedir. Fakat bu önemli düzenlemenin, eğitim sistemindeki tek tipçi ve inkârcı tüm politikalardan vazgeçilmesi yolunda atılmış adımlardan yalnızca biri olduğu unutulmamalıdır. Öğretim programlarından, ders içeriklerine kadar milli eğitim, ideolojisiyle ve temel kanunlarıyla gündemde kalması gereken önemli bir sorundur. Anadilde eğitim konusunda sunulan "özel okul" formülü ise temel bir hakkın her anlamda iadesi konusunda sistemin hala direnç gösterdiğini ortaya koymuştur. Üstelik böyle bir düzenleme, temel bir hakkın adeta parası olana sağlanması gibi bir eşitsizlik de içermektedir. Dolayısıyla soruna dönük talebin karşılanması için anadilde eğitim hakkı, yalnızca paralı okullarda değil kamu okullarında da mutlaka sağlanmalıdır." denildi.

 

"Lütuf olarak ihsan edilenler yetersiz"
Açıklamada ayrıca "Kürt meselesinde adil ve barışçıl bir çözüm süreci geliştirilebilmesi için atılması gereken öncelikli adımların açıklanan pakette yer almaması, önümüzdeki dönem için yeni sorunlara yol açabilecek bir potansiyel taşımaktadır. Oysa bu ülkedeki tüm kesimlerin hakkını aldığı ve özgürce yaşadığı bir düzen kurulmadan, bunun için yapılması gerekenler yerine getirilmeden sosyal barışı ve huzuru inşa edebilmemiz asla mümkün olmayacaktır. Devletin topluma göre kendine çeki-düzen vermesini savunuyoruz, toplumun devletin kendisine biçtiği kimliğe ya da teklif ettiği haklara razı kalması değil! Bu sebeple geldiğimiz nokta itibariyle topluma adeta ihsan ediliyormuş gibi sunulan değişikliklerin, aslında hak ettiğimizle kıyaslandığında yetersiz ve oldukça eksik kaldığı açıktır. Farklı kesimlerden yükselen eleştiriler mutlaka dikkate alınmalı, eksik bırakılan hususlar ise ivedilikle tamamlanmak zorundadır." ifadeleri kullanıldı. (Erkan Yavuz - İLKHA)