İngiltere merkezli Middle East Eye internet sitesine konuşan Yusuf, işgal rejimin Gazze'ye saldırılarını ve İngiltere'nin bu konudaki tutumunu değerlendirdi.
Filistinli eşi Nadia El-Nakla'nın annesi ve babasının saldırılar sırasında Gazze'de mahsur kalmasını hatırlatan Yusuf, "Hayatımın en kötü dört haftasıydı. Kayınvalidem ve kayınbabamın öldürülüp öldürülmediğini bilmiyorduk." diye konuştu.
Yusuf, ülkenin en güçlü siyasi figürlerinden biri olmasına rağmen eşinin ailesini Gazze'den çıkaramadığını, 4 hafta boyunca büyük çaresizlik duyduğunu ifade etti.
Kayınvalidesi ile kayınbabasının mahsur kaldıkları sırada kendilerinde travma yaratacak olaylara şahit olduğunu kaydeden Yusuf, "Benim için en anlaşılmaz olan durum (Gazze) bu düzeyde bir acının televizyon kanallarında gösteriliyor olması. Dünya bunu ya umursamıyor ya da açıkçası durdurabilecek kadar umursamıyor gibi görünüyor" değerlendirmesini yaptı.
Yusuf, 7 Ekim'den sonra Batı'da ateşkes çağrısında bulunan ilk liderlerden olduğuna işaret ederek İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer dahil, ülkedeki çeşitli siyasi figürlere mektup yazdığının altını çizdi.
Sunak'ın mektubu yanıtladığından bile emin olmadığını aktaran Yusuf, "Eğer aldıysam bile şu anki tutumundan farklı bir yanıt almamışımdır." ifadelerini kullandı.
Yusuf, Starmer'ın Gazze konusundaki tutumuna da değinerek "Bir insan hakları avukatı olarak özellikle saldırıların ilk günlerinde toplu cezalandırmayı haklı çıkarmaya çalışması beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Onun geçmişine sahip birisi bu durumu daha iyi ele almalıydı. Tutumu yalnızca sorumsuzca değil aynı zamanda tamamen yanlıştı" dedi.