İstanbul
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden, işgal rejiminin Birleşmiş Milletler'in (BM) başlıca yargı organı UAD'nin, Gazze'de soykırım suçlarının önlenmesi başta olmak üzere bir takım ihtiyati tedbir kararlar aldığı 26 Ocak’tan bu yana Gazze Şeridi'nde işlediği suçlara ilişkin açıklama yapıldı. İşgal ordusunun, 30 günde Gazze Şeridi'nde 375 katliam gerçekleştirdiği ve 3 bin 525 Filistinliyi katlettiği, 5 bin 246'sını da yaraladığı belirtildi. Katledilen Filistinlilerin 1720'sinin çocuk, 1130'unun da kadın olduğuna vurgu yapıldı. İşgalci katil ordusunun, UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarından bu yana geçen bir ayda Gazze Şeridi'ne 4 bin ton patlayıcıyla saldırdığının altı çizildi.
YERİNDEN EDİLENLERİN SAYISI 2 MİLYONA ULAŞTI
İşgal güçlerinin, 26 Ocak’tan bu yana 1 sağlık çalışanı, 2 sivil savunma görevlisi ve 12 gazeteciyi katlettiği ifade edildi. Gazze dışında tedavi olmak için 11 bin hastanın beklediği kaydedilen açıklamada, 10 bin kanser hastasının ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olduğu aktarıldı. İşgalci saldırıları nedeniyle 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı ve bu kişilerin oldukça zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiği bildirildi.
Gazze'de UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarının ardından işgal ordusunun 17 hükümet merkezi ile 2 okul ve üniversiteyi tamamen, 9 okulu ise kısmi olarak yıktığı belirtildi. Aynı dönemde Gazze Şeridi'nde işgal rejimi saldırılarında 39 konutun yıkıldığı, zarar gören 143 konutun da ikamet etmeye uygun olmadığı ifade edildi. İşgal rejiminin saldırılarıyla 47 camiyi yerle bir ettiği, 25 camiyi de kısmen yıktığı duyuruldu.
GAZZE’DE İNSANİ FELAKET YAŞANIYOR
Sağlık sisteminin ciddi problemlerle karşı karşıya olduğu Gazze'de işgal rejiminin 1 hastaneyi hizmet dışı bıraktığı, 2 sağlık kuruluşunu hedef aldığı ve 2 ambulansı kullanılmaz hale getirdiği belirtildi. İşgal ordusunun 143 gündür saldırılarını sürdürmesinin yanı sıra insani yardımların girişini engellemesi nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde insani felaket yaşanıyor. Başta BM'ye ait kuruluşlar olmak üzere uluslararası çevreler, çoğu hastanenin hizmet dışı kaldığı, tıbbi malzeme eksikliğinin yaşandığı, açlık, susuzluk ve hijyen malzemeleri eksikliğinin tetiklediği hastalıklar nedeniyle Gazze'de ateşkes ilan edilmesi ve bölgeye insani yardımların girişinin artırılması çağrısında bulunuyor.
Uluslararası Adalet Divanı'nın 26 Ocak'ta işgal rejimine karşı hükmettiği ihtiyati tedbir kararları arasında Gazze'de insani yardıma erişimin sağlanması yer almasına rağmen, şubat ayında Gazze'ye giren yardımın ocak ayına oranla yarı yarıya düştüğünü belirtiyor. UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, şubat ayında Gazze'ye giren insani yardımın önceki aya göre yüzde 50 oranında azaldığını belirtmiş, "Çaresiz yaşam koşullarındaki 2 milyon Filistinlinin artan ihtiyaçlarını karşılamak için yardımların azalması değil artması gerekiyordu." açıklamasını yapmıştı.
BM GENEL KURULU, UAD'DAN GÖRÜŞ İSTEMİŞTİ
BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'a, Divan Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin 2 soru yöneltmişti.
BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:
"1- israil'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?
2- israil'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"
Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'a ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.
DANIŞMA GÖRÜŞÜNÜN ETKİSİ
UAD'ın danışma görüşlerinin, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor. Divan'ın, işgal rejiminin Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde, duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, işgal rejimine sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.
Yine UAD'ın 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı. UAD'ın görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda işgal rejimi üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkeleri uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları muhtemel olarak değerlendiriliyor. AA
HAMAS liderlerinden Hamdan:
ANLAŞMA YOK
ABD'NİN OYUNU
Gazze'de ateşkes ilan edilmesine yönelik Paris'te yapılan görüşmeleri değerlendiren HAMAS liderlerinden Usame Hamdan, "ABD, Netanyahu'ya zaman kazandırmaya çalışıyor" dedi.
PARİS
Siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik saldırılarının sonlanması için siyonist rejim, ABD, Mısır ve Katarlı yetkililer Fransa'nın başkenti Paris'te ateşkes diplomasisi yaptı. Görüşmeden sızdırılan ilk bilgilere göre Gazze'de 6 haftalık ateşkes yapılacağı, 19 yaş altı ile kadın işgalci esirlerin serbest bırakılacağı, bırakılan her işgalci esire karşılık 10 Filistinlinin cezaevinden salıverileceği, Gazze'ye günde 500 yardım tırının gireceği, isteyen Gazze sakinlerinin kuzeyde boşaltılan bölgelere geri dönebileceği ve kendilerine çadır ve konteyner temin edileceği belirtildi.
Gazze'de ateşkes ilan edilmesine yönelik Paris'te yapılan görüşmeleri değerlendiren HAMAS liderlerinden Usame Hamdan, "anlaşma taslağının henüz kabul edilmediğini ve taslağın Netanyahu'ya yeni bir saldırıya hazırlanmak için daha fazla zaman kazandırmayı amaçlayan Amerikan önerisi olduğunu" söyledi. Hamdan, "ABD'nin taslak anlaşmasının israil'in itibarını kurtarmayı amaçladığını ve taslak anlaşmanın sızdırılmasının bir propaganda vakası olduğunu" vurguladı.
Siyonist rejimin tüm taahhütlerinden kaçmak için oyalama taktiği izlediğini vurgulayan Hamdan, "Saldırının durdurulması, kuşatmanın sona erdirilmesi ve işgal kısıtlamaları olmaksızın Gazze'nin yeniden inşası için bir program başlatılması konusundaki tutumlarının devam edeceğini" belirtti. Usame Hamdan "Önceliğin saldırganlığı durdurmak, kuşatmayı sona erdirmek, yardım getirmek ve esir değişimi yapmak olduğunu" söyledi. (İLKHA)