Gazze

HAMAS'ın Telegram hesabından yapılan açıklamaya göre; HAMAS Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye, Katar merkezli Al Jazeera Televizyonuna işgalci esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Hayye, "israilli esirlerin iadesinin üç bedeli var. Birincisi, halkımıza yardım sağlanması ve normal hayatlarına dönmesi. İkincisi, (Gazze Şeridi'ne yönelik) saldırıların durdurulması. Üçüncüsü, israil hapishanelerindeki 10 bin tutuklumuzun serbest bırakılmasını sağlayacak gerçek bir esir takası." diye konuştu.

"İSRAİL GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR"

İşgal rejiminin, Gazze Şeridi'nden veya bir kısmından çekilmeyi reddettiğini, yerinden edilenlerin geri dönmesine izin vermediğini ve saldırıların sona ermesine yönelik herhangi bir onay işareti vermediğini kaydeden Hayye, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "(işgal rejimi) Şu ana kadar yeterli yardımın geleceğine, hastanelerin, fırınların ve altyapının onarılacağına dair bir garanti vermedi. Çadırlarda barınmaya bile israil açık ve net bir onay vermedi. Peki, hangi konuda anlaşacağız? israil, HAMAS'ın taleplerinin büyük olduğunu iddia ederek ya da başka şeyler söyleyerek gerçeği değiştirmeye çalışıyor."

İŞGAL REJİMİ "ULAŞAMAYACAĞI UMUTLARLA" SAVAŞI UZATMAYA ÇALIŞIYOR

HAMAS Siyasi Büro Üyesi Hayye, işgal rejiminin "yalanlarla ve ulaşamayacağı umutlarla" savaşı uzatmaya çalıştığını belirterek Netanyahu'nun bu uzun saldırının ardından saldırıyı sona erdirecek, Filistin halkına yardım ulaşmasını sağlayacak, işgal rejimini Gazze'den çıkaracak bir anlaşmaya varma konusunda ciddi olmadığına işaret etti.

"HAMAS'IN ŞARTLARINI KABUL EDEMEYİZ"

İşgal rejimi ile HAMAS arasında yeni bir esir takası mutabakatı kapsamında Mısır'ın başkenti Kahire'de 13 Şubat'ta toplantı yapılmıştı. İşgal rejiminin yanı sıra ABD, Katar ve Mısırlı yetkililerin katıldığı toplantıdan hiçbir sonuç çıkmamıştı. İşgalci çete elebaşı Binyamin Netanyahu, bu toplantının ardından, Kahire'de düşük düzeyli yetkililerin katılacağı esir takası müzakereleri görüşmesine heyet göndermeyi reddetmişti. Netanyahu, 17 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "Şimdiye kadar HAMAS'ın talepleri ancak israil'in yenilgisini gösteriyor. Açıkçası bu şartları kabul edemeyiz ancak HAMAS bu hayali taleplerden geri adım attığında ilerleme kaydedebiliriz." ifadelerini kullanmıştı.

Katil Netanyahu:

Batı Şeria ve Gazze'de kontrolü bırakmayacağız

Siyonist çete elebaşı Binyamin Netanyahu, işgal ettikleri Ürdün Nehri'nin batısındaki Batı Yaka ve Gazze Şeridi'ni ellerinde tutmaya devam edeceklerini belirtti.

Kudüs

İşgal rejiminin sözde Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Netanyahu, yaklaşık 5 aydır yürüttükleri diplomatik kampanyayla Gazze'deki askerlere hareket özgürlüğü sağladıklarını ve bu dönemde hedeflerini gerçekleştirmeden savaşı durdurmaları için yoğun bir uluslararası baskıya karşı direndiklerini savundu.

Son dönemde "israil'in varlığını tehlikeye atacak" bağımsız bir Filistin devletinin tek taraflı kurulması biçiminde yeni bir girişimle karşı karşıya olduklarını kaydeden Netanyahu, Filistin devletinin uluslararası alanda tek taraflı tanınmasına karşı hükümetin oy birliğiyle kabul ettiği kararı Meclise sunacaklarını söyledi.

Netanyahu, siyonist rejimin işgal ettiği topraklardaki kontrolünü sürdüreceğini ve kalıcı bir çözüm olsun veya olmasın "Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı da içine alan Ürdün Nehri'nin batısındaki topraklarda israil'in güvenlik ve kontrolü elinde tutmaya devam edeceğini" iddia etti.

Uluslararası toplumun Filistin devletinin tek taraflı olarak tanınması dayatmasına karşı tüm "siyonist partilere" bu yasa teklifi lehine oy verme çağrısında bulunan Netanyahu, bunun dünyaya Filistin devletinin kurulması girişimine karşı işgal rejiminde görüş birliği olduğunu göstereceğini kaydetti. Netanyahu, on yıllardır Filistin devletinin kurulmasını kendisinin engellediğini ileri sürdü.

Kalıcı çözüme ilişkin hükümet içinde farklı görüşler bulunmasına rağmen söz konusu beyan niteliğindeki kararın tüm hükümet üyelerinin oybirliğiyle alındığını kaydeden Netanyahu, "israil'in böylesine hayati bir konuda uluslararası diktaya teslim olmaması gerektiği konusunda hepimiz hemfikiriz." ifadelerini kullandı.

İşgal rejimi hükümeti, 18 Şubat Pazar günkü haftalık kabine toplantısında, Filistin devletinin uluslararası toplumca tek taraflı tanınmasına karşı karar almıştı. Karar metninde, "israil'in, Filistinlilerle kalıcı bir çözümün uluslararası diktalarla yapılmasına kesinlikle itiraz ettiği, çözüme ulaşılacaksa bunun ancak taraflar arasında ön koşulsuz direkt müzakerelerle olması gerektiği" öne sürülmüştü.

Ayrıca işgalci çetenin Filistin devletinin tek taraflı tanınmasına karşı çıkmaya devam edeceği, Filistin devletinin tanınmasının 7 Ekim'de işgal rejimine düzenlenen operasyonların "muazzam ve eşi görülmemiş bir ödüllendirmesi" olacağı ve bunun gelecekteki "herhangi bir barış anlaşmasının önünü kapatacağı" savunulmuştu.  AA