Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi'nin sosyal medya hesabından, konuya ilişkin yazılı açıklama yayımlandı.

Açıklamada, "Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, açlık grevindeki tutuklular ile dayanışma amacıyla, bugünden (pazartesi) itibaren Mornagiyye Cezaevi'nde açlık grevine başlama kararı aldı." ifadelerine yer verildi.

Gannuşi'nin Tunuslulara mesajına yer verilen açıklamada, "Özgürlük, adalet, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı ve bir arada yaşamanın temeli demokrasiye bağlı olmaktan geçer." ifadeleri kullanıldı.

Gannuşi, Eylül 2023'te de "ülkede demokrasinin gerilemesini" protesto etmek, siyasi aktivistlere yönelik kovuşturmaya son verilmesi ve tutukluların serbest bırakılması talebiyle 3 günlük açlık grevi yapmıştı.

"Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" dosyası tutuklularından açlık grevi

Tunus'ta geçen yıl şubat ayında güvenlik güçlerince başlatılan gözaltı operasyonlarının ardından tutuklanarak cezaevine gönderilen siyasilerden 6'sı 13 Şubat'ta açlık grevine başlamıştı.

Mahkum Aileleri Koordinasyonu, açlık grevine ilişkin 12 Şubat'ta yaptığı açıklamada, haksız yere tutuklu yargılanan siyasilerin açlık grevine gireceğini belirtmişti.

13 Şubat’ta başlayan açlık grevine Anayasa Profesörü Cevher bin Mübarek, Cumhuriyet Partisi Genel Sekreteri İsam eş-Şabi, Nahda Hareketi'nin eski yöneticilerinden Abdulhamid el-Celasi, İş ve Özgürlükler için Demokratik Blok Partisi yöneticilerinden Hiyam et-Turki, eski Demokratik Akım Partisi Genel Sekreteri Gazi eş-Şevaşi ve Umut Partisi lideri Rida Bilhac katılmıştı.

"Devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" soruşturmasında onlarca kişi tutuklandı

Ülkede "Muhalefeti sindirmeyi amaçladığı" iddia edilen ve 11 Şubat 2023'te başlayan gözaltı operasyonlarıyla onlarca siyasetçi, gazeteci, aktivist, hakim ve iş insanı "devlet güvenliğine karşı komplo kurmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Bir toplantıdaki sözleri nedeniyle "halkı iç savaşa yönlendirmek" suçlamasıyla 17 Nisan'da evine baskın yapılarak gözaltına alınan Nahda lideri Raşid el-Gannuşi hakkında da tutuklama kararı verilmişti. Kararın ardından ulusal ve uluslararası tepkiler gelmişti.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ise ülkede bazı siyasilerin, "devletin güvenliğine karşı komplo kurmak" ve "ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar"dan ötürü gözaltına alındığını söylemişti.