Balıkesir Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından Avlu Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Şehadet ve Kudüs" temalı bir program yapıldı.
Sunuculuğunu Musab Korkmaz'ın yaptığı program Ümit İslam'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Daha sonra "Filistinli Arkadaşım" şiirini seslendiren Sümeyye Hafsa Önalan, katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı.
Programa konuk olarak Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Göktaş katıldı.
İşgalcilerin devlet olmalarının sonuna geldiklerini söyleyen Göktaş, " 75 yılları doldu. Dünya bunların yüzüne tükürecek, sonradan defolup gidecekler. Müslümanlar olarak bazı şeyleri eksik ve yanlış yaptık." diye ifade etti.
"Yahudiler Peygamberlerin hepsine ihanet etmiş insanlardır"
Mescid-i Aksa ve Kudüs'ü Müslümanlar olarak savunurken nasıl sahip çıkıldığını anlatan Göktaş, "Mescid-i Aksa, Peygamber Efendimizin İsra ve Miraç olaylarında uğradığı, doğrudan miraca çıktı yerdir. Onun için burası bizimdir. Bundan dolayı burayı Müslümanlara vermezler. Mahkemeye gidin Kudüs'ü bize verin diye dünya mahkemesinden bunu alamazsınız. Kudüs'e, Filistin'e niye sahip çıkıyoruz? Asıl sahip çıkmanın sebebi, sayısız Peygamberlerin mezarları var. israil'in Filistin'i işgal ettiği yerde bütün Peygamberler vardır. Yahudiler Peygamberlerin hepsine ihanet etmiş insanlardır." dedi.
"Bütün Peygamberlerin huzur bulması için Kudüs'ün bizim olması lazım"
Göktaş, "Bizler neden Kudüs'e sahip çıkıyoruz? Neden Filistin Mescid-i Aksa ve Gazelli Müslümanları niye böyle görüyoruz biliyor musunuz? Bir olay elde etmek ve bir toprak düşkünü olduğumuz için değil. O beldelerde ne kadar Peygamber varsa inanın şuanda o pis adamlar gaddarlar ve canavarlar o Peygamberlerin yattığı yerleri çiğneyip sövüyorlar. Bütün Peygamberlerin huzur bulması için Kudüs'ün bizim olması lazım. Çünkü biz bütün Peygamberlere can-ı gönülden iman ediyoruz. Onun için biz Mescid-i Aksaya sahip çıkıyoruz. Bundan dolayı oranın tapusu bizde olması gerekiyor. Eğer bizler Filistin'e ve Kudüs'e gelirsek o toprakta yatan bütün Peygamberler rahat bir nefes alacak ve mübarek ruhları şad olacaktır. Bu siyonistler orda durduğu müddetçe sadece Mescid-i Aksayı kaybetmiş olmayacağız. Bir teslim ve cinayet işlemiş olacağız." şeklinde konuştu.
"Dünyanın çehresi artık 7 Ekimden sonra değişmiştir"
Hamas ve Kassam tugayları mücahitlerinin sahabe gibi insanlaR olduğunu söyleyen Göktaş, "İmanları irfanları ve ilimleri güçlü kuvvetlidir ki rastgele insanlar değildirler. Eğer sizin yanınızda birileri Hamas'a dil uzatırlarsa lafını ağzına geri sokun. Hamaslılar yeryüzünde en büyük devrimi yapan insanlardır. Dünyanın çehresi artık 7 Ekimden sonra değişmiştir. Avrupa insanı tarih boyunca Allah ile böylesine burun buruna gelmemiştir. Öylesine Allah'ı yakından hissetmişlerdir. Bir anne kucağında bembeyaz kanlar içerisinde yavrusuna tebessüm ettiğini ve Allah'a yakarışını söylediği sözler, bizim hayatımızda böyle olaylar yoktur diyorlar. Biz ilk defa Allah'a böyle yakınlaşıyoruz." diye belirtti.
"Aksa Tufanı dünyanın en büyük devrimlerinden birisidir"
Aksa Tufanı'nın dünyanın en büyük devrimlerinden birisi olacağını blirten Göktaş, "Çünkü dünya özellikle Avrupa ve Amerika dünyaya bir şey satıyorlardı. Dünyaya medeniyet satıyorlardı. Dünyanın efendisi, en iyi bilenin, en uygarı, asıl yaşanılacak yer Avrupa'dır diye İslam ülkeleri dahil bütün ülkelere medeniyet satıyorlardı. Uygarlık demokrasi ve insan hakları satıyorlardı. Gazelli kardeşlerimiz onların sattığı bu malları ellerinden aldı, bu sahtedir ve sakın satın almayın diye bütün dünyanın gözünün önünde Avrupa ve Amerika'nın kalleşliğini, kâfirliğini sahtekârlığını medeni olmadığını, dünyanın en büyük barbar insanları olduğunu dünyaya bu kardeşlerimiz gösterdi. Bu öyle basit bir olay değildir. Yarın öbür gün hiç kimse karşımıza çıkıp bize efendilik ve uygarlık satamayacak. İnsan dediğin şöyle olur diye, bize kendisi gösteremeyecek. Avrupa'nın en büyük filozofları bile iflas ettiler bittiler ve tükendiler." şeklinde belirtti.
"Şehitliği basit görmeyin"
Göktaş, şöyle devam etti:
"Şehadet o kadar önemli bir olaydır ki Peygamberlerle beraber olmasıdır. Öylesine yüce bir makamdır. Ama bize düşen nedir: Şehitlerin bize bıraktığı emanetlere sahip olmaktır. Şehitliği basit görmeyin. Şehitlik evliyaların evliyasıdır. Şehit mirasını bırakıp gidiyor. Anne ve babasına kalacak mirası bırakıp gidiyor."
Program, Siyer Yarışmasında çalışma yapan öğretmenler için yapılan umre ödüllü kurayla devam etti.
Yapılan çekilişte umre ödülünü öğretmen Zübeyda Tülek kazandı. Daha sonra yarışmaya katılanlar arasında çekilen kurada üç kişiye gram altın verildi.
Yarışmada emeği geçenlere de plaket takdim edildi.
Program Ahmet Önalan'ın yaptığı dua ile sona erdi.