Türkiye'de faaliyet yürüten yaklaşık 4 bini aşkın sürücü kursunda on binlerce personelin çalıştığını ve sektörde ehliyetlerin hak edişi hakkında bilgi veren Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Derneği Başkanı Vedat Şahin, sürücü adaylarının ana okuldan değerler eğitimiyle yetiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Milli Eğitim, sınavlarını çok daha zorlaştırır şekilde yapması gerektiğini ve sürücü kurslarının da ona göre hazırlaması gerektiğini dile getiren Şahin, şu anda sürücü kurslarının ehliyeti kolay verdiğini sebebinin de sınavların çok kolay olmasından kaynaklı olduğunu aktardı.
"Milli Eğitim, sınavlarını çok daha zorlaştırır şekilde yaparsa sürücü kursları da ona göre hazırlanmak zorunda"
Vedat Şahin
Gelişmiş ülkelere göre sürücü belgesi verilmesinin iyi durumda olmadığını belirten Şahin, "10 sene öncesine göre şu andaki durum iyidir. Gelişmiş ülkelere göre iyi değil. Yani daha kat edeceğimiz çok mesafe var. İnsanlar, üniversite sınavlarından önce hiç zorunlu olmadığı halde dershaneye giderler. Neden insanlar dershaneye gider? Önünde çetin bir sınav var. O sınavı geçmek için giderler. Ya da tıp öğrencileri tıpta uzmanlık sınavı için sınava giriyorlar. O sınav için hazırlama kurslarına gidiyorlar. Öyle bir mecburiyet yok ama kursa gidip çok para da ödüyorlar. Neden? Çünkü sınav çok çetin ama sürücü kursu sınavları çok basit. Sınav basit olunca aday da ona göre ilgi gösteriyor. Sürücü kursları da ona göre davranıyor. Sürücü kursları nihayetinde adayla ticari ilişkisi olan bir kurum. Devlet gibi yeterince zorlayıcı olamıyor. Ancak Milli Eğitim, sınavlarını çok daha zorlaştırır şekilde yaparsa sürücü kursları ona göre hazırlamak zorunda. Adaylar da ona göre kendilerini konumlandırmak durumunda. Evet, şu anda sürücü kurslarında ehliyet kolay veriliyor ama sebebi sınavların çok kolay olmasıdır. Şu andaki sınavlar geçmişe göre iyi ama bu sınav yeterli değil. Bu sınavı geçenlerin bir de güzergahı belli olmayan rastgele güzergahlarda ikinci bir sınava alınması lazım ki aday ona göre ücretini ödesin." dedi.
"Hak etmeyene sürücü belgesi verilmemesi lazım"
Devamında Şahin, şunları aktardı:
"Asgari ücret 17 bin lira olunca hiç bir aday da sürücü kursuna 30 bin lira vermek istemiyor. Bu işin temelinde de para yatıyor. Benim şu anda bahsettiğim gibi eğer eğitim verilecekse aday yetiştirilecek ise bunun maliyeti 30 bin liradan aşağı kesinlikle olmaz. Öyle, kişi 8-10 bin liraya sürücü belgesi falan alamaz. Devlet sanıyorum biraz da ekonomik durumdan dolayı çok fazla zorlamıyor. Ama bunun ucunda can var. Bu kadar can gidiyor. Böyle bir durumda ekonomi düzeni düşünülmez. Dolayısıyla da ikinci bir sınav yapılması lazım. Ve hak etmeyene de sürücü belgesi verilmemesi lazım. Hak etmekten de kastım şu ertesi günü trafiğe çıkacak seviyede adayın araç kullanıp kullanmadığının ölçülmesi lazım. Genelde şunu yapıyorlar, 'durumum çok iyi değil, biraz ders almadan çıkma' diyorlar. Bu havada olan bir söz güzel bir söz değil."
"İnsanlar kuralsız yetiştikleri için kurallara uymuyorlar"
Kazaların nedeninin en başta kurallara uymamaktan olduğunu ifade eden Şahin, "Peki insanlar neden kurallara uymuyorlar? İnsanlar kuralsız yetiştikleri için kurallara uymuyorlar. Hiçbir konuda biz kurallara uymuyoruz. Sadece trafikte değil mesela iş yerlerinde iş kazaları oluyor. İnsanlar orada kurallara uyuyor mu? İnşaatlarda işçiler çalışıyor. Oranın iş güvenliği kuralları var. Orada iş güvenliği kurallarına bizim insanımız uyuyor mu? Dolayısıyla genel anlamda kurallara uyulmuyor. Yolda yürürken yayaları düşünün yayalar kurallara uyuyorlar mı? Uymuyorlar. Toplum olarak biz kurallara neden uymuyoruz? Bırakın trafiği genel anlamda kurallara neden uymuyoruz? Çünkü anaokulundan ilkokuldan itibaren verilmesi gereken bir takım değerler verilmiyor. Sadece bilgi veriliyor. Çocuklara bilgi yükleniyor ve biz bununla övünüyoruz. Bilgisayarı çok iyi kullanıyor diye övünüyoruz. Ama arkadaşıyla geçimsizliğini sorun etmiyoruz. Arkadaşına tokat atmasını sorun etmiyoruz. Küfür etmesini sorun etmiyoruz. Yere çöp atmasını sorun etmiyoruz. Bunları sorun etmemiz lazım. Yani çocuklarımızı kurallı yetiştirebilmemiz lazım. Onlara anaokulundan ve ilkokuldan itibaren bunların verilmesi lazım." şeklinde belirtti.
"Değerler eğitimi çocukluktan itibaren verilmeli 20 yaşına gelmiş bir kişiye sürücü kursu ne verebilir ki?"
Son olarak Şahin, "Şimdi özgürlük diye bir şey çıkarmışlar. Çocukları özgür bırakın, özgüvenli yetişsin. Bunun adı özgüven de değil, özgürlük de değil bunun adı anarşist yetiştirmek. Sizin özgürlüğünüzün başladığı yerde benim özgürlüğüm biter. Bunu çocukların özümsenmesi lazım ona göre yetişmesi lazım. En büyük sebep bana göre değerler eğitiminin olmaması ve bunun çocukluktan itibaren verilmiyor olması. 20 yaşına gelmiş bir kişiye sürücü kursu ne verebilir ki? 20-30 günlük bir eğitimde davranış biçimi yerleştirebilir mi? Hayır, bu temelden gelmesi lazım. O nedenle de buna devletin el atması lazım. Dikkat etmesi lazım. Hatta çocuklara hem sosyal medyada hem de televizyonlarda kamu spotlarının çok daha sık ve izlenebilir saatlerde yayınlanması lazım." diye konuştu. (İLKHA)