ŞANLIURFA - Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından açıklanan, Demokratikleşme Paketinin yankıları sürüyor. Toplumda bazı kesimler demokratikleşme paketinin beklenilen çok altında olduğuna vurgu yaparken, bazı kesimler ise paketin yetersiz olduğunu ama yeni gelişmeler için başlangıç olduğuna dikkat çekti.
Demokratikleşme paketinde köy isimlerinin değiştirilmesi önündeki yasal engellerin kaldırılması, Siverek köylerinin eski isimlerine kavuşması konusunu yeniden gündeme getirdi. Biz de konuyu Siverek köy eski isimleri ve Kürtçe Siverek haritası konusunda çalışmaları bulunan Avukat Mehmet Güzeler ile konuştuk.
Yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilerek Türkçeleştirilmesi politikasının 1909 yılında İttihat ve Terakki Partisinin yönetime el koymasıyla başladığına dikkat çeken Güzeler, "Bu dönemde Türkçülük faaliyetlerine hız veren yönetim, Kürdistan coğrafyasının ismini Şark, Kürd Milletini de Şark toplumu diye adlandırmıştır. Cumhuriyet döneminde ülkedeki Rumca, Ermenice, Gürcüce binlerce yerleşim yeri ile dağ, ova, göl vb. Coğrafi isimler değiştirilerek Türkçeleştirilmiştir. 1949 yılında çıkartılan 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 2. Maddesine göre Türkçe olmayan köy isimlerinin en kısa zamanda değiştirilmesini öngörmüş ve bu çerçevede 1983 yılına kadar özellikle bölgemizdeki tüm köy ve kasaba isimleri değiştirilerek Türkçeleştirilmiştir." dedi.
İl ve ilçe isimlerinin eski isimlerine dönüştürülmesinin kanun ile yapılabileceğinin altını çizen Güzeler, "Bu konuda hükümetin nasıl bir tavır izleyeceği belirsizdir. Çünkü Tunceli'nin isminin "Dersim" olarak değiştirilmesine yönelik verilen kanun teklifini bizzat AKP milletvekilleri ret etmiştir. Bu bağlamda hükümet gelen tekliflere göre mi kanun hazırlayacak veya kendisi bir kanun hazırlayıp değiştirilen bütün il veya ilçe adlarının tamamını eski haline mi getirecek bu da belirsizdir.
1949 tarih 5442 sayılı il idaresi kanununa göre köy isimlerinin değiştirilmesinin il ve ilçe isimlerinin değiştirilmesine oranla daha kolay olduğunu söyleyen Güzeler, Bu kanun ile köy isimlerinin değiştirilmesindeki yetkinin İç İşleri Bakanlığına verildiğini belirtti. Güzeler, "Bu konuda da nasıl bir yol izleneceği belirsizdir. Başbakan'ın belirttiği üzere bu konuda vatandaştan gelen taleplere göre hareket edilecekse köy isimlerinin iade edilmeyeceği veya çok azının iade edileceği gibi bir sonuç doğacaktır. Köy idaresini elinde bulunduran muhtarların büyük çoğunluğu askerle, yerel bürokrasi ile ters düşmemek adına herhangi bir başvuru yapmayı istemeyecektir. Yine bölgemizde Elazığ, Malatya, Erzurum, Gaziantep, Bitlis, Şanlıurfa gibi Türkçü düşüncenin yoğun olarak bulunduğu yerlerde talepler gelmeyeceği için her hangi bir değişimden söz edilemeyecektir." diye konuştu.
"Nasıl ki, yerleşim yerlerinin isimleri Türkçeleştirilirken vatandaştan görüş sorulmadıysa bu konudaki hakkın geri verilmesinde de vatandaştan talep beklenmemelidir" diyen Güzeler, "Bu gasledilmiş bir haktır ve iade edilmesi gerekmektedir. Hükümet çıkaracağı bir kanun ile özellikle bölgemizde Cumhuriyet tarihi boyunca asimilasyonun bir parçası olarak uygulamaya konulan yerleşim yerlerinin Türkçeleştirilmesinde, yerleşim yerlerinin eski isimlerine iadesini sağlanmalı tapu kütükleri, nüfus kayıtları ve resmi yazışmaları bunlara göre yapmalıdır." dedi. (Abdurrahman Uğurlu - İLKHA)