Eğitimci-yazar Levent Dalgın’ın konuşmacı olarak katıldığı programa, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlikte şehitlerle ilgili sinevizyon gösterimi ve Özlem Ajans sanatçıları tarafından şehitler için bestelenen eserler seslendirildi.
“Mektebinde şehadet olan bir topluluk asla yenilmez”
İslam ümmetinin bölük pörçük olmasının şehadet kavramının tam anlamıyla anlaşılmadığından kaynaklandığını belirten Dalgın, “Allah-u Teâlâ’ya hamd-u senalar olsun. 21. yüzyılda ümmetin bölük pörçük olduğu bugünde ümmetin içinden şehadet sevdalısı yiğitler çıkaran Rabbimize hamd-u senalar olsun. Öyle bir kavram ki ne saatlere ne gecelere sığar. Şehit, şahit ve meşhut bunlar birbirinden ayrılmaz 3 kavram. Allah yolunda ölürsün, canını feda edersin şehit olursun. Allah’ın sana vadettiği makamı görürsün şahit olursun. Cennete girersin, melekler sana şahit olur sen meşhut olursun. Öyle bir makam ki Allah-u Teâlâ’nın kitabında övdüğü, bizlere ayetlerle tavsiye ettiği bir makam. Öyle bir makam ki can verilir ama ölü denilmez. Peygamberlerin en yücesi dahi Allah yolunda şehit olmayı arzulamıştır. 'Mektebinde şehadet olan bir topluluk asla yenilmez' buyurur büyüklerimiz. Eğer bugün İslam ümmeti bölük pörçükse, bugün İslam ümmeti yapılan çağrılara kör ve sağırsa, bugün İslam beldelerinin yöneticileri siyasi ve ekonomik çıkarlarını ümmetin maslahatının önüne geçiriyorsa yine şehadet kavramının yerine oturmamasındandır.” dedi.
“Az imkânlarıyla küfre kök söktüren yiğitler var”
İşgalci israil’in bir avuç şehadet sevdalısı yiğidin karşısında bozguna uğradığını söyleyem Dalgın, “Heyhat yine bugün görüyoruz ki ümmetin alnını ak eden yiğitler var. Öyle buyurmuyor muydu kâinatın efendisi; 'Allah yolunda kıyamet gününe kadar cihat eden ceht eden insanlar olacaktır.' İşte bugün görüyoruz. Kendisini 'yenilmez' diye dünyaya tanıttıran hatta yutturan gasıp israil, bir avuç şehadet sevdalısı yiğidin karşısında yenilgiye uğramıyor mu Allah aşkına? Evet, biz orada yıkılan binaları görüyoruz, çocukların feryadını, anaların çığlıklarını görüyoruz. Ama görmediğimiz, kâfirlerin görmemizi istemediği bir sahne daha var ki değerli kardeşler; geceleri o tünellerde, o karanlık yerlerde izliyoruz, görüyoruz ve hepimiz şahit oluyoruz. Ellerini açan yiğitler var orada, geceleri gözyaşları döken yiğitler var. 'Allah’ım bizden kabul buyur, bizi de şehitler kervanına kat' diye dua eden pazuları öpülesi yiğitler var. O az imkânlarıyla küfre kök söktüren yiğitler var. İşte bugün bir tarafta 2 milyarlık İslam ümmetinin sessizliğine rağmen onları orada izzetli kılan kalplerinde vehim duygusunun olmamasıdır. Allah yolunda ölmeyi şiddetle arzulamalarıdır değerli kardeşler.” ifadelerini kullandı.
“İslam ümmeti bir cesetse şehadet bunun ruhudur”
Şehadet arzusunu kaybeden bir ümmetin ruhsuz bir cesetten farksız olduğunu vurgulayan Levent Dalgın, “İslam tarihine baktığımız zaman bizlere tarihin her sahnesinde, her anında örnek olan şehit rehberler, şehit liderler, şehit önderler var. Mektebinde şehadet olan bir topluluğa asla ve asla yenilgi yoktur. O halde değerli kardeşlerim, şehadeti arzulayacağız, şehadeti gündemimizden düşürmeyeceğiz. Bizler ölümden korkmayacağız inşallah ki korkmuyoruz. Bizler biliyoruz ki şu fani hayat ile rabbimiz arasında sadece ölüm perdesi vardır, işte ölümü öldürenler ölümsüzlüğe kavuşanlar da şehitlerdir. Eğer İslam ümmeti bir cesetse şehadet bunun ruhudur. Ruh olmazsa ceset nasıl işe yaramıyorsa, bugün şehadet arzusunu kaybeden bir ümmette ruhsuz bir ceset bir bedenden farksızdır. İsrail Savunma Bakanına deniliyor ki sizin için yeryüzünde en büyük tehlike nedir? O da diyor ki; bizim için en büyük tehlike gönül gönüle vermiş ve ölümden korkmayan 3 tane Müslümandır. Bunu İslam düşmanları iyi biliyor. Ölümden korkmayan bir Müslümandan korkulması gerektiğini iyi biliyorlar. Şehadeti kendine şiar edinen bir Müslümanın onlar için nasıl tehlikeli olacağını bugün bizler her gün haberlerde takip ediyoruz, izliyoruz değerli kardeşler. Vallahi onlar ölümden korkmadıkları için kâfirler onlardan korkuyorlar. Eğer kâfirler bizden korkmuyorsa, kâfirler bizi bir tehdit olarak algılamıyorsa o zaman bizler kendimizden korkalım.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Program yapılan duanın ardından sona erdi. (İLKHA)