Amed’e Kulak Ver Ey Ümmet-i Muhammed!

Abone Ol

‘Müslüman coğrafyalara dayatılan, vicdan ve insafı rafa kaldıran, amansız ve orantısız bir savaşın karşılığı ancak kutlu bir direniştir.”

Bir tek bu mesaj, bu çağrı bile Ümmet tarafından kabul görüp hayata geçirilecek olsa dahi başta Kudüs ve Gazze olmak üzere baştan sona tüm İslam Coğrafyası için kurtuluş olacaktır.

Bence hafta sonu Diyarbakır’da Peygamber Sevdalıları vakfı tarafından gerçekleştirilen Mevlid etkinliğinde verilen en önemli mesaj bu idi.

Direniş… Direniş… Direniş…

Her yerde her ortamda her şey ile Direniş… Direniş… Direniş…

Vallahi de başka çaremiz yok billahi de başka çaremiz yok…

Müslümanlar Tevhid Sancağı altında Direniş Peygamberinin çağrısına kulak vermedikçe zilletten, esaretten ve de meskenetten kurtulamayacaklardır.

O yüzden Diyarbakır’dan yükselen direniş sedası sınırları aşan bir çağrı olarak evrensel bir icabetin kıblesi olmalıdır.

Herkes direnmelidir… Herkes gücü ölçüsünde… Herkes gücünü, gücünün sınırlarını zorlamalı, canıyla malıyla direnmeli, mazlumların safında direnişe destek çıkmalıdır.

Kimin elinden ne geliyorsa onunla direnmeli…

En çok da İslam ülkelerini yönetenlere karşı direnmeliyiz. Silahı olanlara, ordusu olanlara, İHA’sı, SİHA’sı olanlara karşı direnerek onlara direnişi öğretmeli onları gayrete getirmeliyiz…

Siyonistlere karşı HAMAS direniyor, KASSAM aslanlar gibi direniyor…

Peygamberi, ‘Direniş Önderi’ olan Ümmet de fert fert, ev ev direnmeli ve Gazze için ÜMMET Coğrafyasında kapsamlı ve düşmanı kahredici bir direniş ekseni oluşturmalıdır.

Kahrolsun demekle kimsenin kahrolmadığını defalarca gördük. Düşmanını kahrederek geleceğini kurtarmak, bebelerini yaşatmak namusunu yüceltmek istiyorsan direneceksin…

İşte bu yüzden başta Türkiye olmak üzere tüm mukadder güçler Diyarbakır’dan yükselen o direniş çağrısına kulak vermeli ve gerçek manada Gazze’nin yanında durmalıdır.

Bünyesinde güç barındıran yetki sahipleri artık harekete geçmeli Amed’den yükselen nebevi direniş çağrısına ram olarak diplomasinin, siyasetin işe yaramadığını, tek çarenin onurlu bir direniş olduğunu anlamalıdır.

Gazze dünyadaki mahşer meydanı, imtihan meydanıdır. Bu imtihandan, bu meydandan ancak direnenler çıkacaktır alnı ak olarak.

Gazze’nin bebeklerini ölümden korumayan SİHA… Hayasız siyon saldırısını durdurmayan savunma sistemleri… Depoda çürüyen İHA, siyonist katilleri bombalamayan SİHA ne işe yarar ki?

İşte bu yüzden en başta ülkeyi yönetenler olmak üzere herkes Diyarbakır’dan yükselen direniş çağrısına, direniş feryadına acilen hem de çok acilen kulak vermeli, siyoniste karşı direnişe geçmelidir. Bu, Türkiye için çok büyük ve tarihi bir sorumluluktur.

Ey Devlet, Ey İktidar! Amed’e kulak ver.

Ey Devlet, Ey Meclis ve Eyy Külliye! Ne varsa gündeminde gönder bürokrasinin çöplüğüne ve Gazze’yi oturt cehdinin, gayretinin kıblesine…

Amed’i duy… Amed’e kulak ver… Direnişe saf ol, önder ol, reis ol…

Direniş… Direniş… Direniş…

Gazze gibi Direniş… HAMAS gibi direniş…