Ekonomi

Altın biriktiriyorlar: İşte başı çeken ülke

Goldman Sachs'a göre Çin, Eylül ayında resmi verilerin çok üzerinde 15 ton altın satın aldı. Dünya genelinde merkez bankalarının yoğun altın alımları, 2025 sonunda ons fiyatını 4900 dolara taşıyabilir.

Abone Ol

Goldman Sachs’ın tahminlerine göre Çin, Eylül ayında altın alımlarını hızlandırarak rezervlerine yaklaşık 15 ton daha ekledi. Bu miktar, Çin’in aynı ay için resmi olarak açıkladığı yalnızca 1.24 tonluk alımdan oldukça farklı. Ayrıca dünya genelindeki merkez bankaları, Eylül ayında toplam 64 ton altın satın aldı; bu, Ağustos ayındaki 21 tonluk alımın üç katından fazla. Analistler, bu alım dalgasının Kasım ayında da sürmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor.

Merkez bankalarının altın alımları, son üç yıldaki sert yükselişin başlıca nedenlerinden biri oldu. Ekim ayında altının ons fiyatı 4380 doların üzerine çıkarak rekor seviyeye ulaştı, ancak sonraki haftalarda bir miktar geri çekildi. Bloomberg’e göre, analistler şöyle dedi: “Merkez bankalarının altın biriktirmesini yüksek seviyelerde görmeye devam ediyoruz. Bu, jeopolitik ve finansal risklere karşı rezerv çeşitlendirme stratejisinin uzun vadeli bir trendi.”

Aynı zamanda, Goldman Sachs analistleri “2025’in son çeyreğinden 2026’ya kadar merkez bankalarının aylık ortalama 80 ton altın alımı yapacağı” yönündeki tahminlerini koruduklarını belirtti. Banka ayrıca, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) gevşek para politikaları ve özel sektör yatırımlarının desteğiyle altının ons fiyatının 2025 sonunda 4900 dolara ulaşmasını bekliyor.

Çin: Yoğun Altın Alımı ve Genişleyen Rezervler

Çin Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Cuma günü yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeydoğusundaki Liaoning eyaletinde düşük tenörlü ama çok büyük bir altın yatağı keşfedildiğini duyurdu. Açıklamaya göre Dadonggou adlı bu sahadaki altın rezervi 2.586 milyar ton kayaç içinde bulunuyor ve toplam 1444.49 ton altın içeriyor. Ortalama altın seviyesi ton başına 0.56 gram olarak hesaplandı. Bakanlık, bu tarihi keşfin Çin’in stratejik altın rezervlerini ciddi şekilde artıracağını ve kuzeydoğuda yüksek kaliteli kalkınmayı destekleyecek küresel ölçekte bir altın üretim üssü oluşturabileceğini belirtti.

Çin Merkez Bankası’nın verilerine göre, ülkenin altın rezervleri Ekim ayı sonunda 74.09 milyon ons’a yükseldi. Bu, bir önceki ayki 74.06 milyon ons’a ve geçen yılki 72.8 milyon ons’a kıyasla %1.8’lik bir artış anlamına geliyor. Bu rezervlerin değeri ise Eylül’deki 283.29 milyar dolardan Ekim ayında 297.21 milyar dolara çıktı.

Çin Altın Derneği'nin açıklamasına göre, Çin’in altın tüketimi 2025’in ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre %8 düşerek 683 ton metrik seviyesine geriledi. Ancak yerli altın üretimi yıllık bazda %1.4 artış göstererek 272 tona ulaştı. Çin Merkez Bankası, Ekim ayında da art arda 12’nci kez altın alımı yaptı.

Altın: Merkez Bankaları Sayesinde Zirvede

Küresel altın piyasası, eşi benzeri görülmemiş bir stratejik yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Altın artık sadece geleneksel bir “güvenli liman” değil; jeopolitik güç dengeleri ve finansal kriz yönetiminde merkezi bir araç haline geliyor. Son üç yılda merkez bankalarının alımları, altının rekor seviyelere ulaşmasında belirleyici oldu. Ekim ayında 4380 dolar/ons seviyesini aşan altın, tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra kısa vadeli kâr satışları ve risklerin azalmasıyla hafifçe geriledi.

Bu alım dalgası, küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimler, fiat para birimlerine olan güvensizlik ve finansal yaptırım korkularının gölgesinde yaşanıyor. Özellikle Batı dışındaki birçok ekonomi, doların yerini alabilecek stratejik alternatifler arayışında altına yöneliyor. Bu eğilimde Çin öncü konumdayken; Asya, gelişen ülkeler ve Orta Doğu da bu hareketi destekliyor. Rusya ve Türkiye ise ekonomik baskılara rağmen yüksek alım seviyelerini koruyor.

Bu eğilim, uluslararası finans sisteminin geçiş sürecinde olduğu bir döneme denk geliyor. Yerel para birimlerinin uluslararası ticarette kullanımı artarken, doların uzun vadeli hâkimiyetinin azalabileceğine dair söylemler de yoğunlaşıyor. Sınır ötesi ödeme ve takas sistemlerindeki teknolojik ilerlemeler de bu süreci hızlandırıyor. Öte yandan, ABD Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları altını bir süre baskılasa da, 2025 ve sonrası için öngörülen parasal gevşeme beklentileri, özel sektörün altına olan ilgisini yeniden artırıyor.

Arap Dünyası İçin Ne Anlama Geliyor?

Arap dünyası, özellikle mali fazlalıkları olan Körfez ülkeleri, altın piyasasında önemli bir aktör olmayı sürdürüyor. Egemen varlık fonları, merkez bankaları ve büyük mücevher tüketim pazarlarıyla bu bölge önemli bir rol oynuyor. Ancak yaşanan dönüşümler, bölge hükümetlerini stratejik kararlarla karşı karşıya bırakıyor: Dolar rezervine güvenmeye devam mı edilecek? Yoksa küresel trendi takip ederek rezervler çeşitlendirilecek mi? Altının, yerel para birimlerini koruma ve merkez bankası bilançolarını istikrara kavuşturma stratejilerindeki rolü yeniden tanımlanmalı mı?

Artan küresel belirsizlik ortamında, altın geleneksel bir emtiadan uluslararası siyasi ekonomi mimarisinin temel taşlarından biri haline dönüşüyor. Özellikle Çin’in öncülüğünde yaşanan alım dalgası, “altın savaşı”nın başladığını gösteriyor olabilir ve önümüzdeki yıllarda bu alanda yeni ittifaklar ve ekonomik mücadeleler görülebilir.